Sabahın erken saatleriydi. Odaya usulca süzülen gün ışığı, gece boyunca yaşadıklarımızın tatlı bir yankısı gibi üstümüze yayıldı. Gözlerimi yavaşça açtım, hala uykunun ve rüyaların o tatlı sersemliği içindeydim. İlk anda nerede olduğumu, kimin yanında uyandığımı unutmuştum. Ama sonra, yanımdaki nefesin ritmini, sıcaklığını hissettiğimde dün geceyi, Hasan'la aramızda yaşananları bir bir hatırladım. Kalbimde hafif bir ürperti, ruhumda huzur dolu bir his belirdi.Hasan yanımda, derin bir uykunun içindeydi. Yüzü, şimdiye kadar onu gördüğümden çok daha huzurlu görünüyordu. Kaşları çatık değildi, yüzündeki sert çizgiler yumuşamış, ifadesi masum bir dinginlik kazanmıştı. Gözlerimle her bir detayını inceliyordum; yanağındaki hafif gölgelenme, koyu kirpiklerinin dinlenmiş bir ifade kazanması, dudaklarının hafifçe aralanmış hali... O an, Hasan'ı ilk kez bu kadar savunmasız bir şekilde görmek, içimde ona dair hislerimi daha derin bir hale getirdi. Şimdi bu sessiz adamın benim yanımda, huzur içinde uyuması, beni ona daha da yakın hissettiriyordu.
Onun yüzüne bakarken gece boyunca paylaştığımız o anların hepsi bir bir gözümde canlanmaya başladı. Hasan'ın o suskun haliyle beni anlamaya çalışması, dokunuşlarında saklı olan derin anlamlar... Hepsi sanki kalbimde bıraktığı izlerin kanıtıydı. Onun yanı başımda olması, bana olan şefkati ve aynı zamanda içindeki çekingenliği, Hasan'ın hem güçlü hem de kırılgan yanını hissettiriyordu. Gözlerimi kapatarak, onun bu yanını ilk kez bu kadar açık bir şekilde görmenin yarattığı güven ve sıcaklıkla derin bir nefes aldım.
Yatağın içinde hafifçe kıpırdandım. Hasan'ın elinin hâlâ elimi tuttuğunu fark ettim. Bu, gece boyunca süren o sessiz bağlılığın bir devamı gibiydi; aramızdaki bağ, kelimelere gerek kalmadan kendini hissettiriyordu. O kadar uzun zamandır yalnızdım ki, birinin bana bu kadar yakın olabileceğini, onun yanında kendimi bu kadar güvende hissedebileceğimi düşünemezdim. Ama şimdi, yanımda Hasan'ın nefes alış verişini duyarak sabaha uyanmak bana yeni bir güç, yeni bir his veriyordu. Bir şeylerin değiştiğini, yeni bir başlangıcın bizi beklediğini kalbimin derinlerinde hissettim.
O sabah, Hasan'a ve bu zoraki evliliğe dair her şey daha farklı görünüyordu. Evet, bu evlilik bir zorunluluğun sonucu olarak başlamıştı, ama artık aramızda zorunluluktan çok daha öte bir bağ vardı. Onun suskunluğu, sertliği, benim yanında kendimi bulmam için bir kapı açmıştı. Hasan'ın yanında geçirdiğim her gün, her an, bana bu evin bir zorunluluk değil, kendi seçimimmiş gibi hissettiriyordu. Onun yanımda olmasının verdiği huzurla gözlerimi kapattım, kalbimde hissettiğim bu yoğunluğu, içimdeki sıcaklığı, kendimi ona bu kadar yakın hissetmenin huzurunu içime çekmek istedim.
Yatağın içinde, Hasan'ın nefesinin ritmine kendimi bırakmışken, onun sessiz varlığı bana kelimelerden çok daha fazlasını anlatıyordu. Gözlerimi kapattım, ve içimden derin bir minnettarlık hissettim. Belki de kendini anlatacak sözcüklere sahip olmayan bu adam, bana kendimi kelimelere sığdıramadığım bir şekilde değerli hissettirmişti. Yanımda huzurla uyuyordu, ama ben onun yanında uyanmışken, bu yeni günün getirdiği umutla doluyordum.
Bir süre gözlerimi kapalı tutarak, yanımda Hasan'ın varlığını hissetmeye devam ettim. Onun ellerinin sıcaklığını, yanımda hissettirdiği güveni... O anda dünyada sadece ikimizin var olduğunu hissetmek istedim. Zihnimde, onunla geçirdiğimiz anları, bakışlarını, bana dokunuşlarını düşündüm. Her bir ayrıntı, her bir dokunuş, sanki aramızdaki tüm engelleri yıkıyor, her şeyin ötesinde bir bağ oluşturuyordu. Belki de Hasan, hayatımda hiç tanımadığım, ama en çok ihtiyaç duyduğum kişiydi.
Birkaç dakika sonra hafif bir hareketlenme hissettim. Hasan, uyanıyordu. Gözlerimi hafifçe araladım ve onun gözlerinin yavaşça açıldığını gördüm. Bana baktığında, yüzündeki uyku mahmurluğunun içinde saklı olan o sıcaklık, kalbimi bir kez daha yumuşattı. Göz göze geldiğimizde, ikimiz de birbirimize hiçbir şey söylemeden bakmaya devam ettik. O an kelimelere gerek yoktu; onun bakışları, benim hissettiklerimi anlamamı sağlıyordu. Gözlerimizle birbirimize bir sabah selamı verdik, ama bu selamın ardında saklı olan duygular çok daha derindi.
YOU ARE READING
YANKISIZ - BERDEL
Fiksi RemajaZeynep, sessizliğin içinde Hasan'ın gözlerine baktı; ona doğru adım atmak istedi, fakat kalbi öyle hızlı çarpıyordu ki kendini frenlemek zorunda kaldı. Bu odada sessizlik her zamanki gibi ağırdı, ama bu kez başka bir anlam taşıyordu. Hasan'ın bakışl...