1.6

521 71 25
                                    

"Bir ömürlük hayallerin
bir sabah yok oluşunu hangi vedadan sayalım?"

🎵Cem Karaca, Sen De Başını Alıp Gitme

🌑

Dünyada sonsuz bir şey yoktu. Her şeyin, herkesin bir sonu vardı. Hastane koridorunda yere çökmüş öylece duvarı izleyen Kerem'in düşündükleri bunlardı. Hiç ölümle bu kadar yüz yüze geldiğini hatırlamıyordu. Çünkü Bade karşısındaki odada sanki hiç uyanmayacakmış gibi derin derin uyuyordu.

Mine, onu aradığında antrenmana çıkmak üzerelerdi. Bu aramaya şaşırmıştı çünkü kadınla çok iletişimi yoktu, bu bile o an onun kalbine korku tohumlarını serpmişti. Aramayı korkuyla açıp duymaktan korktuğu her şeyi duymuştu. Kerem Bade kalp krizi geçiriyor, hastaneye gidiyoruz. Barış'ı arayamadım korktuğumdan, hiç bir şey düşünemiyorum! Kadın hıçkırıklarla ağlıyordu telefonda. Aralarından en sakin ve aklı selim olan Kerem'i aramak gelmişti aklına. Kardeşini kapının önünde öylece yatarken görünce ayaklarının bağı çözülmüştü sanki. O da yanına çökmüştü. Nabzını korkarak yokladığında zayıf atan damarını hissetmiş, elindeki telefonla ambulans çağırmıştı. Seslere gelen Nilüfer Hanım ise, gördüğü manzarayla adeta yıkılmıştı. Kızının yanına çöküp çaresizce ambulansı beklemişti. Bade'nin yaşadığına dair tek şey zayıf atan nabzıydı. Buna tutunup elini çekmedi oradan Nilüfer Hanım, bildiği tüm duaları etmeye başladı.

Kerem'in ise çocuklara bir şey çaktırmamaya çalışması olumsuz sonuçlanmıştı. Şu an yanında olan Yunus arkadaşının anlamsız bahanesine inanmamış, sıkıştırmıştı onu tesislerden çıkmadan. Kerem'in tüm serinkanlılığına rağmen onu açık eden dolu gözleri Yunus'u da iyice tedirgin etmişti. "Ne oluyor oğlum? Titriyorsun resmen!" Titreyen ellerini eşofmanının cebine sildi. Hemen yetişmesi lazımdı hastaneye.

"Kardeşim bırak gideyim, anlatacağım.."

"Siktir lan ordan! Söyle nereye gidiyorsun böyle?"

Yetişmenin tek yolu ona da söylemekti. Zaten orada tek başına ne yapacaktı ki? "Bade hastaneye kaldırılmış..Kalp krizi.." Dahasını söyleyemeden aktı gözünden yaşlar. Şoka giren arkadaşına çıkışı gösterdi ve hızlı adımlarla yoluna devam etti. Artık gözlerinden yaş akan sadece o değildi.

Şimdi de buradalardı işte. O soğuk hastane koridorlarının birinde, bir yoğun bakımın önünde. Bu krizin geleceğini biliyorduk, ne zaman geleceğini bilmiyorduk sadece. Ve söylemem gerekirse biraz erken gerçekleşti. Tetikleyen bir durumla gelen bir kriz gibi duruyor. Demişti doktor. Şu an takip ediyoruz ama söylemesi ne kadar zor olsa da..Bade'nin son günleri belki de son saatleri olabilir. Kalp damarları çok güçsüz, basınca dayanamıyorlar. Bu akşam uyanmış olur. Önerim, onunla vedalaşmanız. Diye de eklemişti. Yıkılmıştı koridorda bekleyen herkes. Vedalaşmak da neydi? Nereye gidiyordu şimdiden? Daha vardı zamanı. Neden erken gerçekleşmişti ki bu kriz?

Bu sözlerden sonra çökmüştü Kerem duvar dibine. Tam yanına da her zamanki gibi Yunus. "Barış'a nasıl söyleyeceğiz?" Kafasını salladı Kerem. Bilmiyordu ki? Nerden bilsindi, daha önce böyle bir haber vermişliği yoktu. Üstelik en yakın arkadaşına. Bilmiyordu, çok çaresizdi. Gözlerinde birikti yaşlar.

"Dün nişanlandılar lan, dün! Allahım.." Yüzünü sıvazladı. Daha yeni kavuşmuşlardı. Ne olacaktı şimdi? Bade peki? Çok gençti o daha, baharındaydı hayatının.. Gelinliğini giymemişti daha.

Doktorun dediklerinden sonra Nilüfer Hanım oturduğu yerden ağıtlar yakıyor, Mine yanında onu teselli etmeye çalışırken kanlı yaş ağlıyordu. Kardeşinin onu duyduğunu biliyordu. Ağır gelmişti kardeşine ablasından gelen bu ihanet. Lanetler, belalar okuyordu kendine. O değil de ben öleyim diye dualar ediyordu yaradana.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

before i die / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin