0.1

3.3K 96 13
                                    

"Sevmek için sebep aramadım hiç.
Sesi yetti kalbime."

🌗

  Aylardan mayıs, yıllardan da 2024. Galatasaray şampiyon olmuş, günlerce kutlamalar yapılmıştı. Kendilerine "yerlisaray" denilen o grup ise kalabalıktan, gürültüden uzak bir yerde kendilerince bu şampiyonluğu kutlamak istiyordu. Bu görevi grubun en sosyal kişisi olan Berkan üstlenmişti tabii ki. Uzun zamandır aklında olan o şeyi sonunda yapma fırsatı yakalamışken değerlendirmeliydi. Bu arkadaşının ne kadar hoşuna gidecekti? Tartışmaya açık bir konuydu fakat onun bile sabrı tükenmişti artık! Battı balık yan giderdi.

"Sana güvenmekle hata etmedik umarım." Sürücü koltuğundaki Kerem yanında oturan Berkan'a yan bir bakış atıp yeniden yola dönmüştü. Bir terslik olduğunu hissediyordu çünkü dalağını bilirdi arkadaşının. Şuan gerginlikten bayılmak üzereydi ve bunun farkındaydı. "Dökül ulan ne yaptın yine? Bana bak alkollü mekan seçtiysen yemin olsun seni tam şuan arabadan kapı açma zahmetinde dahi bulunmadan dışarı fırlatırım."

Berkan kara kara yaptığı şeyin kötü olup olmadığını düşünüyordu. Vazgeçmeyi düşündü ama Barış çoktan mekana gittiğini yazan bi mesaj yollamıştı bile. "Dakik piç bir kere de trafiğe takılsan, ne biliyim ütüyü fişte unuttuğunu yola çıktıktan sonra farketsen falan nolurdu sanki! Şu camları aç fenalaştım!" Kerem ve Yunus ona bir matematik problemine bakar gibi bakıyorlardı. İkisiyle de göz göze geldi. Daha da bayılacak gibi oldu.

"Ne bok yedin lan konuş artık!" Arka koltuktaki Yunus kafasına vurunca çaresiz kaldı artık. Dökülecekti. Belki onlar birşeyler yapardı.

"Ben birşey yaptım ama iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum." Yunus arkadan iyice kafasını uzatmıştı öne doğru. "Yalnız kanka bu mesafeden sen bana bakınca ben daha çok geriliyorum altıma bırakacağım şimdi 10 kilo!" 

İkisi de öyle bir baktılar ki Berkan'a mecbur konuşacaktı artık.

"Gittiğimiz mekanda biri çalışıyor. Tanıdık biri. Yani bir zamanlar tanıdık olan biri.." Yüzü asılmıştı şimdiden. O bile bu kadar özlemişken Barış'ı düşünemiyordu bile.

"Taksit taksit anlatma lan söyle kim çalışıyor."

"Bade." Berkan'ın ortaya bomba misali attığı isimle arabada derin bir sessizlik oldu. Bu isim onlara 2 yıldır yasaktı. Ağızlarına alamazlardı. Çok tanıdık bir yabancıydı bu ismin sahibi onlar için.

"Kim dedin, kim? Ben yanlış duydum dimi? Sen başka birini söyleyecektin bence, dilin sürçtü. Değil mi kardeşim?" Kerem ilk şoku atlatır atlatmaz konuşmaya başlamıştı.

"Baya doğru duydun kanka. Bade orada çalışıyor, hatta.." Çok hafif bir gülümseme yerleşmişti yüzüne. "Müzisyen olarak. Başarmış yani, hayallerini yaşıyor."

Yine bir sessizlik oldu. Bu sessizlik haddinden biraz uzun sürdü. Mekanın kapısına gelmişlerdi. Kafasını uzatıp baktı Yunus. Çok güzel bir yere benziyordu. Denize sıfırdı, bir sahil kenarıydı. Ortalıkta tek tük insan vardı. Dışarıdan çok bohem bir havası vardı, yazlık bir kasabadalarmış gibi hissettiriyordu.

"Kafanı sikeyim senin tamam mı? Bunun iyi bir fikir olduğunu sana düşündüren neydi amınakoyim" diye yükseldi Yunus arabadan inerken. Diğerleri de inmiş, mekana doğru ilerliyorlardı.

"Dayanamadım abicim! Salak herif inadından geçemedi senelerdir. Eriyip gidiyor siz görmüyorsunuz. Tam tersini görüyorsunuz, çok güçlendi, formunu iyice yakaladı, sadece çalışıyor diyorsunuz. Neden? Düşünmemek için, delirmemek için yapıyor adam bunu. Ben bu yarım aklımla bunu düşünebiliyor, görebiliyorsam sizin hayli hayli görmeniz lazım amınakoyim!"

before i die / barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin