Not: Deniz 18 yasına gireli bir buçuk iki ay oluyor 🪻
İyi okumalar
×
Arnavut kaldırımlarda giden arabanın içindeki bedenler sessizdi. Büyülü bir an keşfetmişlerdi ve konuşurlarsa gerçekliğe döneceklerdi sanki. Deniz sürücü koltuğunun yanında oturuyor ara ara direksiyondaki iri ve güzel ellere bakıyordu.
Oğuz ise yanındaki bedene bakıp dikkatini dağıtmamak için olağanca bir çaba harcıyordu. Gerçekten zordu ama en azından varlığının hayal değil gerçek olduğunu bilmek direnmesini sağlıyordu.
Yol boyu sessizliğin tadını çıkardılar. Deniz ara ara ona bakıp önüne döndü ve Oğuz iki kez kendini ona bakarken buldu. Güzel bir andı ikisi için de sadece birbirlerinin hislerinden haberdar olmamaları birazcık sis perdesi örüyordu aralarına.
"Soğuksa içeri girelim?" Arabadan inip birlikte Hüseyin abinin mekanına giriyorlardı.
"Yok iyi hava dışarıda oturalım." Beyaz örtülerle süslenmiş masaya geçtiler kış mevsimi yüzünden hava çoktan kararmıştı ama çok güzeldi böyle. İçerisi doluydu ama dışarısı boştu bu da ikisinin işine gelmişti.
Başbaşa kalmak istiyorlardı.
Oğuz oturdu önce hemen sonra da Deniz. Karşılıklı birbirleri dışında her yere baktılar önce. Sonra sanki bir saniye bile bakmamaya katlanamıyormuş gibi birbirlerine döndü bakışları.
Tatlı bir andı içleri sıcacık oldu.
"Hoşgeldin Oğuz abi." Yabancı sesle irkildi Deniz. Oğuz ise büyü bozulmuş gibi gelen genç delikanlıya döndü.
"Hoşbulduk Oktay, Hüseyin abi içerde mi?" Deniz sakince onları izledi anlaşılan onun yaşlarındaki bu çocuk Hüseyin abinin ya oğluydu ya da bir tanıdığıydı.
"Evet düğünden gelmişler içerisi kalabalık. Siz ne istersiniz?"
Oğuz, Deniz'e döndü. "Ne istersin?"
"Nesi güzelse o olsun." Dedi Deniz. Burayı biliyordu ama gelmemişti hiç o yüzden risk almak istememişti.
"Sen bize iki levrek getir bir de yetmişlik rakı." Deyişiyle ilgisini çekti Deniz'in.
Oktay siparişleri getirmeye gittiğinde, "Çok içmem merak etme." Diye açıkladı Oğuz. Keyfi yerinde olduğundan biraz rakı balık yapmak istemişti.
"Nasıl istersen." Dedi Deniz. Ancak içindeki meraka engel olamamıştı. İçindeki gezinen düşünceyi söylemek istese de biraz utandığından söyleyemedi.
Balıklar ve rakı geldi, Oğuz ona kılçıkları nasıl ayıracağını gösterdi. Gerçekten de balığın tadı çok güzeldi. Salatası da çok tazeydi. Deniz tıka basa doyduğunu hissetti.
Bu sırada balığının yarısını yemiş olan Oğuz ilk yudumunu alıyordu rakısından.
"Deneyebilir miyim?" Deniz kendisini tutamayarak sorduğunda Oğuz ona döndü anlamayarak. Hemen sonra elindeki rakıya bakan gözleri fark etti.
"Olmaz bebe, küçüksün daha. " dedi hemen ama bozulmuştu Deniz. Küçük falan değildi reşitti artık ve tadına bakmak istiyordu sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap| Gay
Teen FictionDeniz: Kanka al şu ülkücü abini başımdan yemin ederim ocaklarına molotof atıcam artık 08/11/2024: Mahalleabisi #1 08/11/2024: Gay #1 09/11/2024: bxb #1 16/11/2024: ülkücü #1