44

2.4K 278 66
                                    

Yakup

Gözlerim ortadan kaybolan abim ve geldiğini haber veren Deniz'in yokluğuyla kısıldı. Muhtemelen abim son zamanlardaki dalgınlığının sebebi olan kişiyle buzları eritiyordu.

En azından ne istediğini biliyor ve bunun için savaşıyor.

Abimde en sevdiğim özellikti bu.

Gelen sesle gözlerim sola kaydı ve anında önüme döndüm. Fırat'ı da çağırmıştı abim hiçbir şeyi bilmediği için. Yalnız kalmıştık ve o kadar midemi bulandırıyordu ki varlığı.

Abim için canını vereceğini bildiğim insanın onun gay olma ihtimalini bile düşünmek istemeyişini nasıl hazmedebilirdim ki?

Şişirdiğim balonu sessizce dudaklarımdan ayırıp ağzını bağladım. Arkasını bantlamak için uzandığım anda elimin üzerine aynı anda başka bir el daha uzandı. Avucunun sıcaklığını elimin üzerinde hissetmemle ona döndüm. O da şaşkınlıkla ellerimize bakıyordu.

Elimi çeken ben oldum. İhtiyacım kadar olanı alıp aynı yere koydum. Normalde olsa çoktan beşinci muhabbeti açmış makara yapıyor olurduk ama hiç içimden gelmiyordu ilk adımı atmak.

Balonu yapıştırıp mutfağa ilerledim. Lizge abla benim odamda kalıyordu ben de abimin odasında. Zaten abim çoğunlukla iş yerinde uyuduğundan yatak bana kalıyordu. Kalmadığında salonda yatıyordum.

"Ne yapıyorsun abla?" Arka bahçeye bakan beden irkilerek bana döndü. Anında heyecanla perdeyi çektiğinde bir şey saklar gibi olan tavrına anlam veremedim.

"Dışarı bakıyordum öyle. Sen bir şey mi istiyorsun Yakup?" Yüzündeki sıcacık gülümsemeye karşılık verdim ben de.

"Sen odadasın sandığımdan yemeğe bakmak için gelmiştim. Gireyim ben içeri sen buradaysan." Deyişimle kafasını salladi buradayım der gibi.

Salona geri döndüğümde telefonumdan Deniz'e mesaj atmak istedim ama salonun ortasında kırmızı görmüş boğa gibi dikilen bedenle kalakaldım.

"Bir şey mi oldu?" Konuşmayı hiç istemesem de öyle öfkeli duruyordu ki istemsizce dökülmüştü soru dudaklarımdan.

Birkaç hızlı adımda dibime girip kırar gibi sertçe tuttu kolumu. "Sen benim kardeşimi tehdit mi ettin?"

Kalakaldım. Kalbim gümbürdedi ama dışımdan nasıl göründüğüm hakkında en ufak fikrim yoktu.

"Ne diyorsun?" Diyebildim kurumuş ağzımla.

"Sen benim kardeşimi, Harun'u tehdit mi ettin?" Her kelimeye öyle vurgu yapıyordu ki yutkundum tekrardan.

"Sandığın gibi değil hiçbir şey." Diyebildim sadece. Ben mutfağa giderken telefonuyla uğraştığından Harun ile konuştuğunu tahmin edemeyerek arkama bile bakmamıştım. Hoş baksam ne değişecekti ki?

Harun'u elimdekilerle tehdit etmeme rağmen rahat durmamıştı. Eğer şimdi her şeyi anlatırsam işler öyle sarpa sarardı ki ben bile altından kalkamazdım.

"Bana cevap ver!" Bağırışı tüm evi inlettiğinde kolumun ağrısına rağmen ses çıkarmamak için direndim.

"Bağırma abim duyarsa-" deyişime bile kalmadan umursamadan tekrar gür bir sesle konuştu.

"Başlatma abine sen benim kardeşimi zorla evinden mi kopardın lan?" Gözlerini irice açmış bas bas bağırırken  çok korkunç görünüyordu.

"Ne oluyor, Fırat?" Lizge ablanın sesini duymamla rahatlamam gerekirdi ama daha da huzursuz oldum.

"Sen karışma Lizge bu çocuk kendini bir bok sanmaya başlamıştı zaten. Kimsin ulan sen, benim kardeşim ne kadar ağladım buradan giderken haberin var mı? Senin ergen triplerin alır sikerim çarkını Yakup!"

Bağırışından sonra sözleri kalbime birer mızrak gibi saplanırken kulaklarım uğuldadı. O arada abim ve Deniz gelmiş, Abim Fırat'ın elini kollarımdan sertçe çekip onu iterek aramıza girmişti.

Deniz yanıma gelmiş olayları anlamaya çalışırken abimle Fırat'ın sesini duyuyordum.

"Ne yapıyorsun lan sen benim kardeşime?" Abim de burnundan soluyordu.

Küçülüp yok olmak istedim. Harun'un böyle bir şeyi yapacağını nereden bilebilirdim ki? Konuşmayacağıma güvendiği için mi yapmıştı böyle?

"Kardeşin sınırı aştı Oğuz." Fırat abimi bile görmüyordu gözleri nefretle bana bakıyordu.

"Bana bak bana. Oyarım o gözlerini Fırat düzgün bak." Diyerek gövdesiyle tamamen kapattı beni abim.

"Ne yapmış ne sınırı aşmış benim kardeşim?"

"Harun'u tehdit etmiş biricik kardeşin burdan gitsin diye!" Evi inletiyordu sesi. Deniz ve Lizge'nin desteğiyle zar zor durabiliyordum ayakta.

"Neden?" Diye sordu abim ve Fırat bir an duraksadı.

"Ne önemi var?" Dedi inanmaz gibi daha da öfkelenerek. "Benim kardeşim yalan söylemez. Zaten Yakup'un son zamanlarda ne kadar terbiyesiz olduğu orta-"

Abim daha o lafını bitiremeden öyle bir yumruk attı ki neredeyse kemik kırılma sesi duydum. Deniz araya girmek için atak yaptığında abim Fırat'ı yakasından tutup salonun girişine adeta savurdu.

"Çık git bu evden elimden kaza çıkacak yoksa." Kendini zar zor sakinleştiriyordu ama abimin ne kadar öfkeli olduğunu görebiliyordum.

Fırat bir şey demeden gitse de kapı kapandığı an ben de gözlerimi sıkıca kapattım yaşlar iki yanımdan akarken.

Neden şimdi? Neden yeni yıl için umutlarım varken?

Son kaos valla bak

Bu kitap için kurguladığım son kaos bu bundan sonra işler kötü gitmeyecek daha iyi olacak sadece

Harun'un Fırat'ın kardeşi olması böyle bir sahne gerçekleşsin diyeydi zaten

Sordum 70. Bolumlerde final olsun dediniz emin miyiz hala bu karardan?

Kitap| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin