38

1.7K 257 16
                                    

Niye bilmiyorum ama ben sadece senle mutluyum


Deniz

Elimdeki kalemi parmaklarımın arasında çevirirken gözlerim dalgın dalgın kalemliğime yönelmişti.

Zihnimin içinde tekrar eden görüntü kalbimin içinde bir ağrı olmasına sebep oluyor ve gözlerimi dolduruyordu. Ne yapacağımı bilmemek ayrı bir üzücü sebepti.

Kendi kendime gelin güvey olmuştum ve şimdi beni sadece kardeşi olarak gören biri yüzünden kalbim sancıyordu. Ne zaman, hangi dönem ona bu kadar bağlanıp bu kadar sevmiştim?

Şimdi sadece acıyordu. İşin belki de en kötü tarafı onun bunu asla bilmeyecek olmasıydı belki de. Oğuz kafasında beni her zaman kardeşi olarak görecek ve kalbine Lizge'yi alacaktı. Bense üniversiteyi kazanıp buradan gidene kadar onları izleyip kendi kendimi tüketecektim.

Gözlerimin önünde beliren damatlık giymiş Oğuz ve gelinlikli Lizge görüntüsünü silmek için gözlerimi sıkıca kapatıp yerimde dikleştim. Kendimi daha ne kadar buraya hapsedebilirdim ki?

Ancak bir şeyler de o kadar tutarsızdı ki ne yapacağımı bilmiyordum. Çünkü Oğuz ile aylarca dipdibeydik ve bir kere bile onu Lizge ile konuşurken görmemiştim. Üstelik sadece ben değil Yakup da bu duruma şaşkındı. Telefonu bile gerekmedikçe eline almayan, son görülmesi hemen hemen hep aynı olan bu adam nasıl sevgili yapabilirdi ki? İş ve ev arasında gidip gelirdi, mahalleli yardım isterse giderdi anca ama bu kadardı. Nasıl, ne zaman gönlü düşmüştü ki ona?

Hem sevgili oldukları ne belliydi ki? Sadece onları sarılırken görmüştüm. Belki de başka bir şey vardı?

Ama mahalleli onları kaç kez birarada görmüşler?

Aklıma gelen şeyle heveslenen yüreğim havalandığı yerden pat diye düşüverdi.

Ama zaten Selin ve ben de sarıldığımız için mahalleli bu dedikoduyu çıkarmamış mıydı? Aynı durum olmadığı ne malumdu?

Sanki az önce yere çakılan o değilmiş gibi yüreğim tekrar kanatlandı.

Farkına vardığım şeyle kaşlarım çatıldı. Gerçekten, ne yapıyordum ben? Bana saf sevgisiyle yaklaşan birinin kardeşlik ilgisini bambaşka şeylere yormaktaki maksadım neydi?

Hadi diyelim Lizge hiç yok bu denklemde, ki üç gün önceye kadar zaten yoktu, Oğuz ile aramda bir şey olacağı ne malumdu? Neye, niye gönlümü rahatlatmaya çalışıyordum ben?

Elimdeki kalemi bırakıp ellerimi saçımdan geçirdim. Gerçekten ne oluyordu bana? Ne zamandan beri hoşlanıyordum ki ondan şimdi bir türlü atamıyordum kafamdan?

Tak tak tak

Penceremden gelen sesle irkilerek oraya döndüm. Perdemin arkasındaki gölgeye bakarken kaşlarım çatıldı. Tedirginlik istemsizce beni sardığında yutkundum.

Aklıma gelen ilk şey nedense Harun olmuştu. Yakup ne yaptıysa bir daha bana bulaşmamıştı ama aklıma ondan başkası da gelmemişti. Hızlı adımlarla pencereye yaklaşıp usulca perdenin arkasına baktım. Gördüğüm kişiyle kendimin bile beklemediği bir hızla ellerim perdeyi itip pencereyi açtı.

"Ne oldu?" Hemen karşımdaki bedene baktım endişeyle.

"Benimle denizi görmeye gel." Yüzündeki ciddi ve yorgun ifadeyle bana bakarken ne yapacağımı bilemedim.

"Ne?" Aptal aptal kalakalışıma gülmek istedi ama gülemedi.

"Benimle denizi görmeye gel." Sanki üçüncü kez tekrar ederse vazgeçecekti, bakışlarında tereddüt ve korku vardı.

"Tamam." Dememin sebebi de bu yüzdendi.

Gözlerindeki o parıltıları görmek için cehenneme bile gitmemi istese giderdim.

Kitap| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin