46

1.5K 211 42
                                    

Ya bence bu kitap anca Deniz ve Oğuz'a yeter ya

Yakup da gay olmayıversin yeter

Yeni şeyler yazmak istiyorum aynı şeyleri yazdıkça sıkılıyorum

Bu yüzden bizimkiler olunca bitireceğim yeter yav

×

Deniz kapanan kapıya baktığında endişeliydi. Ortaya çıkacak gerçekten sonra Oğuz'un ne yapacağını merak ediyordu ama arkadaşının kendini daha iyi hissedeceğini düşününce bu korkuyu erteledi. En azından Yakup iyi olacaktı.

"Gel." Lizge arkadaşının arkasından bakan çocuğu kolundan tutup mutfağa götürdü. Oturması için işaret ederken içmesi için de bir bardak su doldurup verdi.

Deniz sessizce suyu içip yutkundu sonra ise düşüncelere daldı. Bir taraftan Oğuz ile dışarıda yaptığı konuşmayı hatırlıyor diğer taraftansa birazdan öğreneceği gerçekle ne yapacağını merak ediyordu.

"Sen ve Oğuz," Deniz aniden konuşan Lizge'ye döndü. "Aranızda bir şey var değil mi?"

Aynı saniye Deniz'in kalbi korkunç bir hızla arttı. Neredeyse kulaklarında yankılanıyordu. İçsel bir çöküntü aynı saniyelerde onu vurdu. Gozlerinin içinde resmen bir kaos var oldu.

"Korkma." Lizge çocuğun endişesini fark edip onu sakinleştirmek adına avucunu elinin üzerine koydu. "Ne kimseye derim ne de ben bir şey söylerim size."

Deniz korkunun ve şaşkınlığın etkisini üzerinden atamadı. Onun nasıl anladığını düşünürken açık verip vermediğini düşündü. Lizge bile anladıysa Oğuz da anlamış olabilir miydi? Ya da Yakup?

"Dışarıda oturduğunuzu gördüm." Sözlerinin ardından yüzünde saf bir gülümseme belirdi. "Çok güzel bakıyordunuz birbirinize."

Deniz sakinleşti. Lizge'den zarar gelmeyeceğini anladı ama diğer taraftan kendi kendine sorgu yapıyordu, sahiden de o kadar açık mıydı bakışları?

"Normalde bilmeni istemezdim ama," Lizge duraksadı emin olamayarak ama hemen sonra devam etti. "Aranızda bir sorun olmaması için sana söylemem lazım."

Deniz ilk duyduğunda anlam veremedi cümlelerine ama hemen sonra Oğuz ile aralarındaki sırdan bahsedeceğini fark etti. Bu yüzden sessizce ve biraz da merakla ona baktı.

"Ailemi biliyorsun tek çocuğum ben." Dalgın bakışlarla anlattı hikayesini.

"İnsan baskı ya da aile problemi deyince ne kadar kötü olursa olsun ya da ben asla yapmam gibi çok kesin düşüncelere kapılır ya da hicbir şeyi yaşamamış kişiler çok kolay asla başlarına gelmeyeceğini düşünür.

Ama öyle değil Deniz. Belki kimse beni anlamaz ama sen biraz da olsa anlarsın.

Babam annemi severek evlenmedi. Onun sevdiği kadın başkaymış ama kadın babamı sevmemiş ve sevdiği adamla evlenmiş. Annemi bir nevi kurban gibi seçip babamın hayatına koydular. Onlar daha evleneli bir ay olmuşken babamın sevdiği kadın çocukları ve eşiyle kaza geçirip ölmüş. Babam o gün kafasına sıkacakmış kederinden ama annem zar zor silahı almış ondan."

Deniz hem şaşkınlıkla hem de anlayışla baktı Lizge'ye.

"Ben istenmeyen çocuğum. Komik ama babam annemle birkaç kez birlikte olduktan sonra ben doğmuşum. Yani aslında birnevi acısını ve zevkini dindirmek için annemi kullanmış. Ben de bu kopuk ve ruhsuz aile bile denmeyecek iki kişinin hayatına doğdum."

Lizge gözleri dolu dolu anlatıyordu. Gerçekler ve istenmeyişi onu o kadar kahrediyordu ki.

"Babam ben doğduktan sonra alkolü ve kumarı bırakıyor. Benim için değil annem için de değil babaannemin baskısı yüzünden yapıyor bunu.

Babaannem ölünce de tövbe edip dindar olmaya başlıyor. İlk basta annemi zorla tesettüre sokuyor sonra da beni. Ben daha altı yaşındayken kafama bir örtü örüp, uyurken bile sakın çıkarma diyor.

Bazen babamın anneme namazını en ufak geciktirmesi yüzünden vurduğunu bile görürdüm. Beni de sürekli tembihler tek bir oğlana göz ucuyla bakmamam gerektiğini söyler dururdu. Okul zorunlu olmasa onu bile okutmayacaktı."

Deniz şokla ona baktı. Lizge'nin her zaman kendi isteğiyle dine yöneldiğini ya da babasını örnek aldığı için tesettüre girdiğini düşünmüştü.

"Ben ergenliğe girdikten sonra bu sefer namaz baskısı başladı. On iki yaşımdan bu yana babam hep takip etti namazlarımı. Hatta biliyor musun ne zaman adet olacağımı bile bildiği için çetele tutar adetim bitince kazaları kılmamı takip ederdi.

Kıyafetlerimde en ufak bir açıklık ya da renk olsa hemen karışırdı. Makyaj ve parfüm hiç kullanmadım ne ergenliğimde ne de yetiskinligimde. İlkokuldan ortaokula hatta liseye kadar zorbalık gördüm. Ne kaşımı almama izin verirdi ne de yazın sadece forma giymeme. Her şeyi kontrol ederdi. Birkaç kez kavga etmeye çalıştım ama annem de onun tarafında olduğu icin sesimi çıkaramadım hep sustum."

Lizge gözyaşlarını silerken içini hüzün kapladı Deniz'in. Duydukları o kadar dehşet vericiydi ki ağzını istese de açıp bir şey diyemiyordu.

"Kimseye söyleyemiyordum evde olanları. Çünkü ne yapabilirlerdi ki? Kim kimin ailesine karışabilir?

O kadar sevgisizlikle ve ilgisizlikle büyüdüm ki bana beni sevdiğini söyleyen ilk kişiye aşık oldum. Bir karşılık vermeden ya da yalvarmadan duyulan sevgi sözcükleri insanda çok etki yaratıyor. Karanlıktaki fener gibi çekiliyorsun.

Senin için Oğuz neyse o da benim için öyleydi."

Deniz utandı ama sessizce dinlemeye devam etti.

"Rüya gibi iki yıl geçirdim. Üniversiteye zor da olsa gidiyordum, beni karşılıksız seven biri vardı daha ne isterdim ki? Her günüm onun iltifatlarıyla geçerdi. Evlilik hayali kurardık. Hatta ben annem ve babama söylemek için an kolluyordum ne olursa olsun diyerek. Çünkü o kadar inanmıştım ki bir insanın beni karşılıksız sevebileceğine galiba ne geldiyse başıma bu yüzden geldi.

Bazen buluşurduk. İlk başta kalabalık yerlerdeydik. Ben istemediğim sürece asla zorlamazdı beni. Çok centilmendi. İki yılın sonra resmen ailemle tanışması için gün seçtik.

Ondan önceki gün yine sözleriyle kandırdı beni. İçime işlemişti dokunuşundan nasıl rahatsız olurdum ki? Nasıl olsa evlenecektik nasıl olsa bana aşıktı ben de ona. Ne olabilirdi ki?"

Çok büyük bir hayalkırıklığı ve acıyla gülümsedi Lizge. Deniz'in bile onun sözleriyle gözleri dolmuştu.

"Beni terk etti. Sadece istediğini almak için oyalamış beni. İşi bitince gitti. Sonra da hamile olduğumu öğrendim."

Deniz gözleri iri iri açılmış bir şekilde Lizge'nin karnına baktı. Düzdü ama içinde bir canlı olduğu gerçeğiyle garip hissetti.

"Bana şantaj yaptığı için en sonunda Oğuz'dan yardım istemek zorunda kaldım. Çünkü eğer birisi bana yardım etmezse hem fotoğraflarım kötü insanlara verilecek hem de babam tarafından belki de muhtemeln öldürülecektim. Seçim yapma seçeneğim yoktu Deniz. Oğuz'u bu keyfi karıştırmadım sadece mecbur kaldım."

Lizge her şeyi anlatmasıyla Deniz öğrendiği sırla kalakaldı. Lizge'nin bebeğinden bahsederken ki mutluluğunu görebiliyordu.

Kendi ailesi ona berbat davranmıştı, istenmemiş hayatı mahvedilmişti ama o çocuğuna iyi bir hayat vermek istiyordu. Kendisinden esirgenen sevgiyi bu minik canlıya vermeye can atıyordu.

Kitap| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin