Deniz
Hani bazı anlar olur hayal kırıklığıyla karışık acılı bir tebessümle kalakalırsınız.
İşte tam olarak o andaydım.
Önümdeki kağıda son cümleyi de yazıp alnımdaki teri sildim.
"Bitti."
Elimdeki kalemi bırakıp ona uzattığımda saatine bakıp dudak büzerek eğildi.
"Beklediğimden daha kısa sürdü." Dediğinde bunun iyi mi yoksa kötü mü hissettirmesi gerektiğini bilemedim ve sadece suratına baktım.
Bana düğünden sonra kal dediğinde belki yemek yer ve sohbet eder ya da film izleriz diye düşünmüştüm ancak hiçbir şey beklediğim gibi gitmemişti.
Üzerimde rahat kıyafetlerle salona, yanına gittiğimde birden önüme sağcılıkla ilgili üç sayfalık elli sorulu bir sınav kağıdı bırakmış ve ne zamandır yapmıyorduk bakalım ne durumdasın? Demiş ve süre tutacağıni da belirterek geri çekilmişti.
Yakup zaten halay çekeceğim diye kendini oradan oraya attığından bitkinlikten uyumuştu. Bu yüzden salonda ikimiz vardık ve bu teste tek başıma katılmak zorunda kalmıştım.
Keşke ben de uyuma taklidi yapsaydım.
Yine de bir şeyin fark edeceğinden şüpheliydim. Oğuz'un bu kadar uzun sürede tekrar sağcılık ile ilgili atak yapmaması bile yeterince şok ediciydi bu yüzden de pek şaşırmamıştım.
"Hmm eksik ama doğru." Diye mırıldanarak elindeki kırmızı kalemle cevaplarımı kontrol ettiğinde yüzümü avucuma yaslayıp baktım ona.
Yüzünde hem ilgili hem de meraklı bir ifade vardı. Ocaktayken oraya konan kitapları okuya okuya farkında olmadan yapacağı sınava resmen hazırlanmıştım bu yüzden bu sefer daha fazla soruyu cevaplamıştım. Aslında beklemiyor olsam da istemsizce eğlendirmişti bu beni. Bu ilkeyi bu kadar benimseyip bir de soru hazırlamak için uğraştığını hayal etmek komikti.
"Aferin." Diyerek kağıdımın üzerine 96 yazdı. Şaşkınlıkla bakıyordu bana ama yüzündeki gurur görmek iyi hissettiriyordu. Böyle komik bir konuda olsa bile.
"Ee, artık reis olabilir miyim?" Diye sordum alayla hemen kafama küçük bir fiske attı.
"Ben yaşadığım sürece anca minik ülkücüm olursun." Gülerek yanağımdan makas aldığında ben de güldüm.
"Ee ödülüm ne?" Diyerek gözlerimle puanımı gösterdim. "Bunun bence hediyesi olmalı."
Sakalını kaşıyarak baktı, "Doğru, neymiş isteğin?"
Bir süre söyleyip söylememek arasında kalsam da en sonunda söylemeye karar verdim.
"Lunaparka gidelim mi?"
Sessizlik birden salonu kapladığında saatin tik takları duyuluyordu. Utançtan dudaklarımı yememe rağmen gözlerimi ondan ayırmadım. Hayatımda hiç gitmemiştim ve açıkçası binmek istediğim şeyler için yalnız olmak istemeyecek kadar gergindim.
"Okulların açılmasına bir hafta kaldı." Diye devam ettim. "Tüm senem sınava hazırlanmakla geçecek ve denemelerden dinlenmeye fırsat bulur muyum şüpheli ama lunaparka gitmek istiyorum. En azından derslere odaklanabilirim."
Bir süre öylece baktı bana. Ne o gözünü çevirdi ne de ben.
"Gidelim." Dedi en sonunda yüzünde saf bir tebessüm belirirken. "İstediğin ne varsa yapalım."
Belki de sadece hevesimi kırmamak için ekstra ilgi gösteriyordu ama son cümlesi kalbime sıcacık bir duygu akmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap| Gay
Teen FictionDeniz: Kanka al şu ülkücü abini başımdan yemin ederim ocaklarına molotof atıcam artık 08/11/2024: Mahalleabisi #1 08/11/2024: Gay #1 09/11/2024: bxb #1 16/11/2024: ülkücü #1