Yakup elindeki kahveyle gözleri etrafta gezinirken öylece bakınıyordu. Oğuz ve Deniz başka yerde Lizge ise başka yerdeydi. Beğendikleri şeyleri bulduklarında koşa koşa Lizge'ye göstermeye gidiyorlardı.
Kahvesini yarılarken cebinde titreyen telefonla duraksadı ve köşeye çekilerek gelen mesaja baktı.
Selo:
Ne yapıyorsunuz?Yakupkuş:
Alisverise geldikSelo:
Fırat olayı ne oldu kuşum?Konuştunuz mu?
Yakupkuş:
Hayir nalakaKonusacak bir sey yok
Abimle halletmisler aralarindakileri
Artik gitti hayatimizdan
Selo:
Hadi yaDenizle bizimki ne yaptı peki?
Yakupkuş:
Anlamadim valla hem her sey ayni gibi hem de her sey degismis sankiFlort mu ediyolar dumduz bakisiyorlar da ben mi salliyorum fikrim yok
Ama iyiler
Selo:
UlanBi biz sap kaldık kuşum yaa
Yakupkuş:
Aglama yirmi yedi yasimiza gelince evlenmemis olursak alirim ben seniSelo:
Ya 🥹🥹Ama ben senin yengen degil miyim???
Nasıl açıklayacağız bunu abine?
Yakupkuş:
Kusura bakmayacak artikSelo:
Sapsal kusOlayları öğrendiğime göre gönül rahatlığıyla dizimi izlemeye dönüyorum
Yakupkuş:
Dön bakalimGorusuruz sonra
Selo:
ByeeeYakup gülerek telefonu kapatıp cebine koyduğunda boş boş bakınma işine devam etti.
Deniz ve Oğuz ise başka bir köşede hafif tartışma hazırlığı yapıyorlardı.
"Daha cinsiyetini öğrenmemize dört hafta var. Her şeyi kız çocuğu için seçme." Deniz elindeki elbise yığınını işaret ederek konuştuğunda Oğuz çocuk gibi omuz silkti.
"Hissediyorum diyorum." Diye inat ettiğinde kafasını iki yana salladı Deniz. Onu durdurmak için geçirdiği yarım saatin sonuçsuz kalmasına şaşırmamıştı.
"Sen neden bu kadar çok kız olmasını istiyorsun ki?" Diye sordu Deniz aklına gelen şeyle.
Yoksa Oğuz kız çocuğu mu istiyordu?
"Seviyorum kız çocuklarını." Dedi basitçe. Bir nedeni yokmuş gibi ya da bu cümle zaten yeterli bir nedenmiş gibi.
"Kız çocuğu hayallerin mi var?" Diye laf arasında sordu Deniz. Gözleri kıyafetlerdeydi ama cevabına kulak kesilmişti.
"Yok." Oğuz onun dikkatle dinlediğini fark etmemişti bile. "Bir çocuk istemiyorum ama küçük kız çocuklarını çok seviyorum. Çok merhametli oluyorlar aşırı yumuşuyorum onlara."
Deniz cevabına gülümsedi. Mahalledeki halleri aklına geldi sahiden de kız çocuklarına karşı ayrı bir zaafı vardı Oğuz'un.
"Neden çocuk istemiyorsun?" İçine sinen net bir cevap bekliyordu sebepsizce.
"Çocuk bakma kotamı Yakup'la doldurdum." Dedi geçmişi yad ederken. "Zaten çocuk bakma sorumluluğu da yok ben de. Düşünsene çocugum bir gün gelip bana baba ben solcu olcam diyor." Üperirmiş gibi yaptı. "Korkunç."
"Eski çocuğun." Diye dalga geçti Deniz onunla.
İkisi gülüşerek birbirlerini ittiklerinde Oğuz birden, "Sen ne kullanıyorsun cildine de parlıyor hep?" Diye sordu.
Son zamanlarda fark ettiği bir şeydi bu. Cidden de Deniz'in cildi çok parlak ve güzel duruyordu.
"Lizge abla nemlendirici verdi geçen hafta cildim kuru duruyor diye." Elleriyle yüzünü tuttu Deniz. "O kadar fark ediyor mu ya?"
Oğuz dudak büktü. "Şu vampir eleman gibi parıl parıl parlıyorsun valla pavyona döndü ortam."
Deniz anında kahkahalar atarak omzuna vurduğunda gözlerinden yaş gelene kadar gülmüştü. Oğuz bazen o kadar absürt şeyler söylüyordu ki Deniz beklemediği bu sözlere içi çıkana kadar gülüyordu.
"Teşekkür ederim ya." Dese de keyfi fazlasıyla yerindeydi.
"Rica." Oğuz da yüzünde bir gülümsemeyle bakıyordu ona.
Birden influncerlar gibi krem reklamı yapsaydım şok olurdunuz dimiiii
SnwoznsonwsisnDüşünmedim değil
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap| Gay
Teen FictionDeniz: Kanka al şu ülkücü abini başımdan yemin ederim ocaklarına molotof atıcam artık 08/11/2024: Mahalleabisi #1 08/11/2024: Gay #1 09/11/2024: bxb #1 16/11/2024: ülkücü #1