53

779 130 11
                                    

Deniz

Heyecandan odada dört dönüyorduk.

"Oğlum bu kravat olmadı sanki ya, damat benmişim gibi duruyor." Yakup boynundaki kravatı çıkarıp atarken gerginlikten gülemedim bile.

"Saçımı abarttım sanki." Elimle jöleyle şekil verdiğim saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Lizge ablanın düğünü olacaktı ve bizler bir şekilde kendimizi onun erkek kardeşleri olarak atamıştık. Bu yüzden üzerimizdeki her şeyi dikkatle kontrol ediyorduk. Sadece aptal ergenler olarak görüleceğimizden emindim ama biz yine de yapıyorduk bir şeyler.

"Yok bence sen gayet iyisin." Yakup hemen yanında belirip konuşurken onun da eli saçlarındaydı.

"Niye bilmiyorum ama aşırı heyecanlıyım." Diye devam etti. "Sanki ciddili ablam evleniyormuş gibi. Daha gelip benden istemediniz anasını satayım diye ortalığı dağıtasım var."

Sözlerine güldüm ama ciddi görüntüsü yüzünden kendimi, "Lan sakın." Diye uyarırken buldum.

"Selo da geliyor." Dedi birden telefonuna bakarken.

"Çok hızlı karar verdiler onun nerden haberi oldu?" Soruma mesaj attıktan sonra cevap verdi.

"Ben çağırdım gelsin diye."

Gözlerimi kısarak ona baktım. Onun bakışları ise telefonuna gömülmüştü. Son zamanlarda bir garipti ve sürekli Selin ile konuşuyordu.

"Ben su içip geliyorum." Diyerek odadan çıktığımda beni duyduğundan bile şüpheliydim.

Kendimi mutfağa attığımda boş değildi.

"Naber?" Oğuz elindeki kravatla boğuşurken söyleniyordu ama beni görünce gülümsedi. O da gergindi.

"İyi. Yardım lazım gibi?" Sorumla yorulmuş gibi nefeslendi.

"Yapabileceksen?"

Ona yaklaşıp eline dolandığı kumaşı aldım. Düzgünce yakalarını kaldırıp kravatı yerine düzgünce yerleştirdim.

"Okul zamanlarında çok bağlardım da zamanla unutmuşum." Dedi ben güzelce şekil verip yakalarını düzelttiğimde.

"Sen de heyecanlı mısın?" Diye sordum bir bardak su alırken. O ise sandalyeye oturmuştu.

"Yok yav. Babasına dil döktükten sonra geçti heyecanım." Dediğinde gülüp hemen karşısına oturdum.

"En azından kazasız belasız hallettin." Dedim rahatlatmak için. "Gerisi artık senden çıktı."

Kafasını öyle der gibi salladı ama heyecanı belli oluyordu. Terli alnını sildi, ayaklarını masanın altından öyle şiddetle titreyiyordu ki halıdan hissedebiliyordum.

"Fırat abi taşınmış." Diyerek konuyu başka yere çektiğimde titreyen bacağı durdu.

"Aynen."

"Ortaktınız şimdi ne olacak?"

"O payını aldı ben de krediyle komple alacağım dükkanı ya da..."

Kafasında hala tam karar vermemiş olduğunu görebiliyordum. Oğuz kendini bildi bileli tamir işleri yaptığından bu işe devam edeceğini düşünüyorduk ama belki de onun kafasında başka bir şey vardı.

"Ya da?" Diye konuşup içine atmaması için teşvik ettim.

"Bir arkadaşla konuşuyoruz birkaç aydır. Belki onunla ortak oluruz." Dediğinde bunun hala karar aşamasında olduğunu anladığımdan ses etmeden soğuk suyumu içtim.

"Düğünden sonra burada kal." Dediğinde kalbim ağzımda attı. Burada kal kelimeleri bir şekilde beni etkiliyordu. Sevdiğim insan onun yanında kalmamı istiyordu nasıl etkilenmezdim ki?

"Neden?"

Yüzünde garip bir gülümseme belirdi.

"Sürpriz, canım. Söylersem tadı kaçar."

Kitap| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin