Teslim

55 3 0
                                    

Bir anda herşey nasıl bu kadar ters düz olabilirdi? Güneş ışığından gözlerimi açamazken, şimdi nasıl önümü bile göremediğim zifiri bir karanlıktaydım?
Nefret insanı her zaman daha güçlü kılıyordu. Ve ben nefretimi kazıdığım yerden tırnaklarımla söke söke çıkarmıştım. Ne büyük bir aptallıktı.
Deniz'in ne kadar öfkeli olduğunu biliyordum. Ama ihanet.. Bunu hiç düşünmemiştim. Bu çok ağırdı. Kaldıramayacağım kadar ağır...
Bu yaptığı, hiç bir insanın haketmeyeceği kadar aşağılık bir şeydi. Ve bilmeyerek, sırf dikkatsizliğim yüzünden yaşanan bir olayla kıyas bile edilemezdi.
Sanki düşüncelerim donmuştu. Ve ben hiç bir şeye açıklık getiremiyordum. Ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum.
Yine gardlarımı indirmiş, hayal kırıklığını ikinci kez tatmıştım. Tabi ki sadece onda suç yoktu. Benim de suçum vardı. Ama konuşup halledebilirdik. Birlikte uyuduğumuz yatağa başka bir kadını atması her şeyi daha da kötüleştirmişti.
Evet, bebeğimizi kaybetmiştik. Bu duruma sadece o mu üzülüyordu? Onu hisseden bendim. Ve ne kadar "istemiyorum" demiş olsam da o hayalimdeki melekti. Şimdi onu bilerek öldürmüşüm gibi muamele yapamazdı. Yaptığı şeyi bununla ört pas edemeyecekti.

Adımlarım çoktan geri geri gitmeye başlamıştı. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Sadece bu odadan çıkmak istiyordum.
" Selis dur. " O iğrenç sesini duymamak için ellerimle kulaklarımı kapattım. Artık koşmaya başlamıştım. Yetişeceğini bile bile...
Beni kolumdan tutup kendine çektiğinde, saçlarım yüzümü kapatacak bir biçimde önüme düştü. Ve dayanma noktam bu kadardı. Göz yaşlarım geçtiği yerleri yakarak yanaklarıma süzülüyordu.

" Ağlama. " Bunu endişelenerek değil de daha çok soğuk bir şekilde söylemişti.

"Gerçekten.. Gerçekten sadece bilmek istiyorum. Bana bunu neden yaptın? "
Alaycı bir şekilde güldü.

" Asıl sen bana bunu neden yaptın Selis? " Bunu bağırarak söylemişti. Sustum. Çünkü hiç bir kelime onun beni anlamasına yetmeyecekti.
" Cevap versene."

" Beni suçlamayı bırak. Bilerek mi yaptım sanıyorsun? Gerçekten bu kadar aptal mısın? O senden çok benim bebeğimdi. Sen onu sadece görüyordun. Ya ben? Ben hissediyordum onu Deniz. Tamam, başlarda bu bebeği  istemiyordum. Ama o gün kararımı vermiştim. Doğuracaktım. Şimdi geçmiş karşıma bu bebeği bilerek.. Biz hiç tanışmamışız. Sen aslında beni hiç tanımamışsın.
En çok da bu canımı yakıyor. Peki sen? Bir fahişeden aldığın zevkle mi kutladın bebeğimizin gidişini? "
Bir an fazla ileri gittiğimi düşünsem de, bunu haketmişti.

"Neden buraya geldin? "
Şimdi o alaycı gülüşü atan ben olmuştum.

" Şuan biraz komik geliyor. Her ne kadar suçum olmasa da, sana kendimi affettirmeye gelmiştim. Salaklık derecem baya yüksek. "

" Konuşabiliriz. "
Tam cevap vereceğim sırada camdan bize bakan kadını gördüm.

"Hiç gerek yok. "

Yastığa dağılmış sarı saçları, dağınık yatağı, Deniz'in yüzünü, o kadının camdaki duruşunu...  Bunları hiç unutmayacaktım. Unutturamayacaktı.

Kalbim Deniz'i kaç defa öldürmüştü bilmiyorum ama, bu seferki baya zor oluyordu. Yine yolun sonuna gelmiştik.
Bu yolu hiç bitirmeyip, mutlulukla beraber yürüyebilirdik. Fakat yaptığımız yanlışlar yolu kısaltırken, adım sayımızı da azaltmıştı.

Gidiyordum. Bu belki bir araydı. Belki de bir veda. Sanki ondan uzaklaştıkça aramızdaki tüm bağlar inceliyordu ve sonunda kopacaktı.
Ellerim karnıma gitti. Bebeğimin yokluğu,  Deniz'in yokluğu.. Kalbim ağırlaşıyordu. Göz kapaklarım bu ağırlığa daha fazla direnemeyerek kapandı.

¤¤¤

Gözlerimi kapkaranlık bir odada açmıştım. Sanırım bayılmıştım.
Deniz'le yine sessizliği paylaşıyorduk. Belki de bu bize en iyi gelen şeydi.
Sessizliği bozan Deniz olmuştu.

"Selis. " Cevap vermek yerine onu izledim.
" Ben çok acı çekiyorum. " Bende.
" Özür dilerim. "
Kolları bedenime dolanırken engel olmadım. Kabullenmiştim. Ben Deniz'e muhtaçtım.
Artık odadaki sessizliği birbirine kilitlenmiş dudaklarımız bozuyordu.

Arkadaşlar, bölüm biraz gecikti. Özür dilerim. Benim pek içime sinmedi ama inşallah siz beğenirsiniz. Vote ve yorumları unutmayın:)

A Kiss İs A PromiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin