Küçük Melek- 1

86 3 0
                                    

"Ne?" Doktorun sesi kulaklarımda yankılanıyordu.

Kız-arkadaşın-iki-aylık-hamile.

Bu olamazdı,olmamalıydı. Ben daha çok küçüktüm onu geç nefret ettiğim birinin çocuğunu mu taşıyordum?

" Selis sakin olur musun?." Deniz çok soğukkanlıydı. O da istemiyordu çocuğu. İstemiyordu değil mi?

Başım dönüyordu. Kafam allak bullak olmuştu. Planladığım herşey gökyüzüne havalanmıştı. Ona ait olurken ne önlemleri düşünmüştüm ne de ihtimalleri. O an sadece o vardı. Deniz'e baktığımda yere bakmış gülümsüyordu. Manyak herif.

" Ben gidiyorum." dedim ayağa kalkmaya çalışırken.

" Nereye gittiğini zannediyorsun? Ortada konuşmamız gereken bir konu var. Benimle geleceksin."

"Hayır seninle gelmeyeceğim. Ortada bir sorun var evet ama bu sadece beni ilgilendiriyor. En kısa zamanda halledeceğim zaten." Bunu derken nedense içimde bir sızı hissettim. Daha ben büyümemişken bir bebeğe kıyacaktım.

" Aldıracağını mı söylüyorsun?" Gözleri siyaha bürünmüş öylece bakıyordu.

" Pardon senin planın neydi? Imm evlenme teklifi mi yoksa?" deyip sahte bir şekilde güldüm. Cidden sınırlarını zorluyordum ama saçma düşünüyordu. Ya da dalga geçiyordu bilmiyorum.

Cevap vermeden beni kucağına aldı, ayakkabılarımla çantamı tek elinde tutarak hastane çıkışına yöneldi. Ona bağırmak istiyordum. Ağlamak, yalnız kalmak istiyordum. Ama halsizdim ve her an kusabilirdim.

Arabada giderken ikimizde sessizdik. Onun ne düşündüğünü anlayamasam da ben bebek konusunu nasıl halledeceğimi düşünüyordum. Ayrıca ben 17 yaşındaydım ve yasal olarak bu uygun değildi. Ama doktor hiç bir şey yapmamıştı ve bu ilginç bir durumdu.

" Deniz, doktor benim küçük bir yaşta olduğumu ve birlikte olduğumuzu bilmesine rağmen neden bir yetkiliye haber vermedi? "

" O bizim aile doktorumuz. Bir kez daha görmüştün,  hatırlıyorsan. Uygunsuz bir durum bile olsa bizi ele vermez. Merak etme."

Bu konuyu daha fazla düşünmeme engel olan şey mide bulantım olmuştu.

" Midem çok bulanıyor." dedim sessizce. Dudakları kıvrılıp belli belirsiz bir gülümsemeyle karnıma baktı.

" Gidince sana bir şeyler hazırlarım. Pek bilmiyorum ama nane limon iyi geliyor heralde." Normalde olsa gülerdim. Yani eski zamanımızda olsak. Böyle şeyleri hiç bilemez, hastalandığımda internetten araştırırdı. 

Uyku gözlerimin derinliklerine çökmüşken, benim tarafımdaki kapı açıldı. Ve Deniz beni kucakladı. Kendim gidebilecek gücü toplamış biraz da olsa dinlemiştim. Yine de gözlerimi açmadım. Geldiğimiz yer sıcaktı . Beni koltuğa dikkatli bir şekilde bıraktı. Herhalde bir bağ evindeydik. Gözlerimi açtım ve kendime gelmeye çalıştım. Etrafta bordo renk bir koltuk takımı, içkilerin dolu olduğu bir cam dolap ve sade tarz diğer eşyalar bulunuyordu.

"İyi misin?" dedi yanıma yaklaşırken.

" İyiyim." Ona bakmıyordum. Bakmamalıydım. Gözlerine her baktığımda geçmişten görüntüler kopuk kopuk geçiyordu önümden.

" Bebek yani bebeğimiz." Bunu derken gülmüştü. " Onun hakkında ne düşünüyorsun?"

" Saçmaladığının farkında mısın Deniz? Ne düşüneceğim, tek bir yolu var bu işin."

" Bu bebeği istiyorum. Seninle birlikte yaşamayı, ve zamanı geldiğinde de evlenmeyi istiyorum."

Gözlerim büyümüş şaşkınlıkla ona bakıyordum. Dediklerini beynim yanlış mı algılamıştı?

Arkadaşlar bu bölüm kısa oldu ama part 1 ve part 2 şeklinde yazacağım. Bu aralar yorgun olduğum ve 4 hikaye birden yazdığım için pek vaktim kalmıyor. En kısa zamanda uzun bir bölüm yayımlayacağım. Sizi seviyorum.

A Kiss İs A PromiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin