Yayınlanma tarihi : 19.02.2025
İyi okumalar diliyorum ✨
Güneş kendini aya, gündüz ise kendini geceye bırakmıştı. Saat gece yarısını çoktan geçmiş hayaller yitirilmiş , gerçekler kendini göstermişti. Evleneli ve bu şehire , yeni düzene alışmaya başlayalı üç hafta çoktan olmuştu. Bu üç hafta o kadar sessiz ve sakin geçmişti ki evde bazen benden başka birisinin daha yaşadığını unutuyor her seferinde kendime hatırlatmak zorunda kalıyordum.Geçen bu üç haftalık süreçte Ramazan ayı gelip çatmış iki haftadır sahura kalkıyorduk. Ve yine sahura kalktığım günlerin birindeydim. Saate bakıp sahur hazırlamam gerektiğini fark edince başıma yazmamı takarak odadan çıktım. Bu gece İlyas Ege evdeydi. Bazı geceler evde olmadığı zaman tek başıma oldukça rahat hareket ediyordum. Henüz yanında hiç saçlarımı açmamış , daha rahat edeceğim kıyafetler giymemiştim. Her ne kadar Allah katında eşimde olsa kendimi hazır hissetmiyordum buna. Çünkü biz tanıdık iki yabancı sayılırdık.
Mutfağa geçip çay suyu koyduğumda , buzdolabından da kahvaltılıkları çıkardım. Sadece bunlar ile doymayacağımızı düşünerek yanına birde tost malzemelerini çıkarak tost yapmaya koyuldum. Kendime bir İlyas Ege'ye iki tane yapacaktım. Yemek yemeyi oldukça seven bir adamdı ki bu yüzden yemek ayrımı yapmıyordu. Bu özelliğini oldukça sevmiştim.
Tostlar makinede olurken İlyas Ege hâlâ uyanmadığı için odasına gidip kapıyı tıklattım.
"İlyas Ege." normalde evde olduğu vakitler alarmı ile kendiliğinden uyandığını görmüştüm ama nöbetçi olduğundan mütevellit uykusu ağır basmıştı. Tekrardan kapıyı tıklatıp seslenmiştim ama ses yoktu. Kapıyı yavaşça açıp sadece kafamı içeri uzattığımda yatağında yüz üstü bir şekilde yatmış ellerini de yastığının altına sokmuş vaziyette oldukça derin bir uykuda gözüküyordu.
"İlyas Ege."hâlâ tık yoktu adamda. Yanına yaklaşıp omzunu dürtüklediğimde sürekli ismini söyleyip uyandırmaya çalışıyordum.
"İlyas Ege kalk artık!"
"Beş dakika daha."
"Sahur yapmayacak mısın ?"
"Hm-hm" oflayarak böyle olmayacağını anladığımda iki elimle tek eline yapışıp kendime çekip kaldıracaktım ama düşündüğüm gibi olmadı. Kendimi bir anda İlyas Ege'nin yattığı yatakta üstümde de İlyas Ege'yi bulmuştum.
"Kural bir : hiçbir özel harekata böyle hamleler de bulunma. Kural iki : birinci kuralı aklında bulundur unutma , anlaşıldı mı ?" ağzımı açıp cevap verecek gücü kendimde bulamıyordum. Sadece kafamı sallamakla yetinmiştim.
"Güzel, uyandığıma göre odadan çıkabilirsin." İlyas Ege'nin üstümden çekilmesi ile nasıl yataktan kalkıp odadan fırlayarak çıktığımı hatırlamıyordum. Mutfaktan içeri girdiğimde elim kalbimde sakinleşmeye çalışırken tostları unuttuğumu fark edip hızla makinenin kapağını kaldırdım . Neyse ki yanmamıştı. İçten içe kendime hala sakin olduğumu söyleyerek telkin ediyordum. Dışarı sesli bir nefes verip tostları iki ayrı tabağa alarak masaya yerleştirdim. Çayları da doldurmak için arkamı dönmüştüm ki "Sen otur , çayları ben koyarım." diyerek içeri giren İlyas Ege ile sandalyemi çekip oturdum.
"Açık içiyordun değil mi ?"
"Evet." çayları doldurup masaya bıraktığında kendi sandalyesini çekip karşıma oturmuştu.
Sessizce sahurumuzu yaparken birden İlyas Ege'nin "Az önce korkuttum mu seni ?"demesi ile bakışlarımı ona çevirdim.
"Öyle ani bir çıkış beklemediğim için biraz korktum. Ama sorun yok aklımda bulundururum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK
ChickLitBir gün mutlaka hayatına biri girecek. Belki de en çok kimi sevdin diye soracak sana. Sende "En çok seni sevdim"diyeceksin büyük ihtimalle.. Peki ya seni en çok kim sevdi ? diye sorarsa sana , o zaman ismim çıkar mı dudaklarının arasından... Her şe...