Payoff •Changlix•

(P'O)20

Valla bölüm stokladım bu sefer
🧡 Güzel okumalar dilerimm
•••

"Hani gelmeyecektiniz?"

"Sana orta parmak çekerdim ama çocuk var masada." Masada olan elimin parmağıyla Jeongin'i işaret ettiğimde Chan gözlerini kısmıştı. Ve işte buradaydık. Herkes burada masada oturuyor ve verdiğimiz siparişleri bekliyordu.

Üç tane şey istetmiştim. Para ondan değil miydi sonuçta? Ah keşke beş isteseydim.

"O kadar yiyen biri gibi durmuyordun masada." Sam kılıklı Hyunjin konuştuğunda gülümsedim. Herkes hak verircesine ona katılmıştı ama olsun. "Üç tane ana yemek söyleyince şaşırdım."

"Mutlu olunca acıkırım. Mutluyum bugün. Sevgilim bana sürpriz yapmış bir sürü çiçek almış. Ah Changbin~ çok şapşalsın. Yarın size de gösteririm aldığı çiçekleri. Annesinin evinde kaldı." Yanımdaki Changbin kalakalırken koluna girdim. "Kayınvalidem bana bayılırda."

Seungmin'le Jeongin detay isteyip romantizm konuşmak isterken Changbin'e son defa baktım. Bu bakış yarın çiçekler kapımda olsun bakışıydı ve anladığında emindim. Fakir kaldığını belirten gözleri bunu gösteriyordu çünkü. "Ay eveet sürpriz yapmış~"

Jisung bize katılmıyordu ama dinlediğinden o kadar çok emindim ki gülümsemeden edemedim. Arada göz göze geliyorduk ve bu komik oluyordu. Girişken biri değildi ama sanırım o da romantik konuları seviyordu. Minho'ya gelirsek hm. O az önce kalkmıştı ama nereye gittiğini de söylememiş- görüş açıma giren kızılla seslice nefesimi verdim. Ben çiçek muhabbetini açtıktan sonra ayağa kalkmıştı ve şu an arkasında bir şey tutuyordu. Alla alla acaba ne var arkasında heyecan içerisindeyim.

Arkasındaki çiçeği bir anda Jisung'a uzattığında şok oldum. Çiçek mi?! Aman tanrım hiç beklemiyordum!

Herkesin gerçekten şok olduğunu görünce gözlerimi devirdim. Ciddi misiniz ya?

"Sen..."

"Çiçekleri sevdiğini biliyorum. Hazır konusu açılmışken Changbin'den geri kalamazdım." Yanındaki sandalyesine oturdu ve sevgilisinin yanağından öperek kırmızı gülleri önüne bıraktı. "Seni seviyorum."

Ortam bir anda onları ana çift yaptığında boncuk boncuk onları izleyen Jeongin'e baktım. Ellerini yanaklarına, dirseklerininde masaya koymuş çocuk gibi duruyordu öyle. Tatlıydı. Onun omzuna kolunu atan şahıs ise değildi. Yanağından öpen ve alnını alnına dayayan o sadece bir fazlalıktı.

Herkesin sevgilisine sırnaştığını görünce geriye yaslandım ve başımı eğerek Changbin'e baktım. O da benim gibi yapmıştı. Öylece durduk birkaç saniye. "Çillerini neden kapatıyorsun?"

"Sen sor diye."

"Sordum. Cevap?"

Derin bir nefes alıp omzumu silktim sadece. "Bilmem. Ailede sadece ben çilliyim. Bu pek hoşuma gitmediği için okulda her gün kapatırdım çillerimi. Alışkanlık sanırım. Davet tarzı şeyler de de yapıyorum."

"Oysa seni çok tatlı gösteriyor."

"Önemli olan seksi olmak babalık." Yemekler konulmaya başladığında önüme gelen üç yemekle sırıttım. En pahalılarını seçmiştim ve gram pişmanlık duymuyordum. Üzgünüm Jeongin. Sevgilini fakir bırakmak planlarım arasında ama hm... "Jeongin? Gözün benim tabaklarımda kaldı sanki. Gelsene yanıma. Birlikte yiyelim."

Gözleri parıldadığında güldüm. Az önce sırnaştığı sevgilisinin yanından hemen kalkmış ve yanıma gelerek Minho'la arama sandalyesini koymuştu. Oturduğunda göz ucuyla Hyunjin'e baktım. Bana bakarak suyunu içiyordu.