Bölümü okurken yanında Beyoncé - Halo dinleyebilirsiniz :)
Keyifli Okumalar! :)
Siyah gecenin parlak ayı altında, Emir'in arabasında öylece oturuyorduk. Ayağımı rahatsız eden topuklu ayakkabıları çıkartıp arabanın içinde bir yerlere fırlattım ve kısa eteğime aldırmaksızın ayaklarımı yukarıda toplayıp kollarımla sardım.
''Merak etmiyor musun?'' dedi Emir sessizliğini bozarak. Elleri bacalarının üzerinde dururken gözleri ileriye dönüktü.
''Ediyorum...'' dedim mırıldanarak.
İleriye diktiği gözlerini bana çevirip kırgınlıkla baktı. ''Peki, neden öylece dışarı kaçtın? Neden o kıza haddini bildirmedin?'' dedi.
''Korktum,'' dedim düşünmeden ve boş araziye bakan gözlerimi bende ona çevirdim. ''Seni kaybetmekten korktum. O kız sana 'sevgilim' dedi. Sarıldı. Bana anlatmadığın şeyler var ve-''
''Ve sen onu hala unutmadığımı, seni bırakacağımı düşündün.''
Aklımdan geçeni bir çırpıda söylemişti. Alev denen kızıl saçlı kız gelmiş Emir'e sülük gibi yapışmıştı. 'Sevgilim' diyordu, 'seni özledim' diyordu, Emir ise tepki vermiyordu. En sonunda bana dönüp çirkin laflar söylüyordu. Ve ben de çantamı alıp hızlıca dışarı çıktım. Çünkü korkuyordum. İliklerim titriyordu korkudan. Emir'in o kızı seçeceği korkusu beni yiyip bitiriyordu.
Cevap vermedim ve kafamı aşağı eğdim. Çenemden tutarak kafamı geri kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak konuştu. ''Ben seni seviyorum, sana aşığım, Alev eskide kaldı.'' Çenemi bırakıp önüne döndü ve derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti. ''12-13 yaşlarındaydım. Annemin iş arkadaşlarından birinin kızıydı. Evimize gelmişlerdi. O gün o kızdan çok hoşlandım. Kızıl saçları beni kendine çekmişti. Bir gün dayanamayıp ona, ondan hoşlandığımı söyledim. O da benden hoşlanıyormuş meğer. Neyse öyle böyle her günümüz birlikte geçti Alev ile. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Bu şekilde 6-7 yıl sürdü geçti. O son zamanlarda Eda'nın durumunu biliyorsun, dolayısıyla benim durumumu da. Pek iyi zamanlar geçirmiyordum. Birinin desteğine ihtiyacım vardı hep. Alev, dansçıydı ve bir gün yurtdışından Alev'e bir fırsat çıktı. Orda okuma fırsatı. Hiç düşünmeden kabul etti. Günlerce yalvardım. Beni bırakma diye. Çünkü ona ihtiyacım vardı ve buradan da devam edebilirdi. Beni dinlemedi ve arkasına bile bakmadan gitti. İki yıl sonra geri döndü. Her şeyin eskisi gibi olmasını isteğini söyledi. Ben istemedim, karşı çıktım. Onu sevmediğimi, ondan nefret ettiğimi söyledim. Tekrar yurtdışına döndü ve birkaç ay sonra kolunda bir erkekle geldi. Benim gözümün önünde onu öptü, sarıldı falan. Ama işte o gün ve benim yanımda kalmadığı o gün ben onu sildim. Defalarca mektup yolladı. Barışmak istediğini söyledi. Kabul etmedim. Şu an da etmeyeceğim. Ben seni seviyorum, ben sana aşığım, seni bırakmayacağım ve...'' yutkundu. ''Sana ihtiyacım var.''
Son söylediği sözler kalbime kocaman dokunuşlar gibiydi. Hızlıca sarılıp kafamı boynuna sakladım ve güzel kokusunu içime çektim. ''Ben de seni seviyorum, ben de sana aşığım ve seni bırakmayacağım...''
Arabayı çalıştırmış kalabalık yolda giderken birden bire ''Bu gece benimle uyur musun?'' dedi boynunu bükerek. O kadar masum duruyordu ki, kabul etmemek elde değildi.
Kaşlarımı havaya kaldırdım ve muzipçe konuştum. ''Bir düşünmem lazım'' Kafamı etrafta gezdirip ''Kabul etsem mi?'' dedim.
Emir de gülerek burnumu sıkıp ''Tabi kabul edeceksin'' dedi. Tekrar önüne döndükten bir süre sonra ''Annenlere haber vermeyecek misin?'' dedi.
''Gerek yok'' dedim omuz silkerek. ''Eminim çoktan uyumuşlardır, yokluğumu bile fark etmezler.''
Sadece başını sallamakla yetindi.
***
Daha önce de bir çok anımızın olduğu evin kapısının önüne gelip ayakkabılarımı giyecektim ki, benim ufak çığlığım arasında Emir beni kucağına alıp eve soktu. Gülerek ona bakarken o da bana bakıp muzipçe gülümsüyordu. Üzerimizi değiştirmeden yatağa girdik ve ben hemen kafamı Emir'in güvenli göğsüne koydum. Parmağımla kalbinin üzerini gösterip ''İşte burayı seviyorum'' dedim.
Kenan'dan
''İyi iş çıkardın Alev,'' dedim kafamı sallayarak. ''İlk adım olarak kafalarını karıştırmayı başardın.''
Alev kendinden emin bir şekilde gülümsedi ve başını aşağı indirip geri kaldırdı.
Kafamı hemen yanımdaki mutsuz duran yüze, Semih'e dönüp ''Sen de iyi iş çıkardın. Zira Emir'in kardeşini etkilemek pek kolay iş değildir. Sanırım öpücük etkiliydi'' dedim ve kahkaha attım. Semih ise hiçbir şey demeden sadece dişlerini sıktı.
Bu herifin tavırları sinirlerimi bozuyordu. Arkamı döndüm ve bir iki adım sonra çevik bir hareketle silahımı çıkartıp Semih'in kafasına silahımı dayadım. ''Bana bak lan, eğer bu şekilde suratsız suratsız devam edersen, ne o çok değerli mallarınız ne de baban kalır anladın mı?'' Yine hiçbir şey demeyince ''Anladın mı?'' diye bağırdım.
Sesim yankılanırken ''Anladım!'' dedi dişlerinin arasından.
''Aferin'' dedim ve gülmeye başladım. Tekrar arkamı döndüm ve bir adım sonra olduğum yerde durup sakin ama otoriter bir ses tonuyla konuşmaya başladım. ''Zeynep benim her şeyim, yeğenim, kızım... Yani yaptığınız hiçbir işte ona zarar gelmeyecek'' Duraksadım. ''Ama Emir piçinin anasından emdiği sütü burnundan getireceksiniz...''
Hayatımdaki en kıymetlime, kızıma kavuşmak için bu itin –Emir'in- aradan çıkması gerekiyordu ve çıkacaktı.
Kızım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELMA ÇEKİRDEĞİ (Tamamlandı)
Ficção AdolescenteHep sıradan bir hayatı olduğunun düşünen Zeynep, sıradan bir giriş yapmıştı aslında bilinmeyenlerle dolu hayatına. Aşka olan inancını yitirmiş olması, insanlara olan güvencini kaybetmesi, ona göre işkencelerle dolu hayatı tam bir noktada durur. Emi...