Bölüm 24

16.6K 1.4K 214
                                    

Nil, saat altı buçukta uyanmıştı. Ama hemen kalkmadı. Biraz yatakta uzandı. Ev serindi. Rahat uyumuştu. O yüzden de erkenden uyanmıştı yine. Saat yediye gelirken çıktı yataktan. Sonra üstünü değişmek için uğraşmak istemediğinden yedek mayosunu giydi. Üstüne yine elbisesini geçirdi. Saçlarını tepesinde toplayarak atkuyruğu yaptı. Adım attıkça saçının salınmasını seviyordu ama sıcakta ensesi yanıyordu. Kitabını gözlüğünü müzik çalarını çantasına koyup yavaşça çıktı odasından.

Alt kata inip açık mutfak kısmına geçti. Sessiz hareketler ile önce çayı ocağa koydu. Sonra kahvaltılıkları çıkarttı. Ekmekleri dilimlerken Hakan merdivenlerden indi. Üstünde bir önceki gün giydikleri vardı.

"Günaydın."

"Günaydın."

"Gerçekten erkenciymişsin!"

"Ne zaman bana güveneceksin? Yalan borcum yok sana. Erkenciyimdir. Çünkü erken yatarım."

"Bu güvensizlik değil. Sadece saptama. Ama anlıyorum ki ilk konuşmamızda seni istemeden çok kırmışım." Bunu düzeltmek istiyordu. O konuşmanın artık aralarında olmasına gerek yoktu. Geçmişe gömülmeliydi. Nil'in yanıtı duyunca çok uğraşmasına gerek olmadığını anladı.

"Galiba ben de farkına varmadan çok kırılmışım. Unutalım mı?"

"Ben çok isterim. Dün tanışmış olalım, ne dersin?"

"Olur."

Çay için koyduğu su kaynamıştı. Nil demliğe suyu koyduktan sonra dört çay kaşığı da çay ekledi üstüne. Handanlar kalkmadan onlar için çay koymanın gereği yoktu. Hakan yanında duruyor, onun hareketlerini izliyordu. Nil, buzdolabına doğru yürüdü. Kapağı açarken sordu.

"Yumurta ister misin?"

"Hiç acele etme. Çayın yanında birer dilim bir şeyler yiyelim. Handan ile Cenk kalkınca onlarla doğru düzgün kahvaltı yaparız."

"Onlar geç kalkacak sanırım. Sen işe gitmeyecek misin?" Nil kapağı kapatıp merakla döndü. Hakan dolaba doğru bir adım atınca mutfakta oldukça yakın durmaya başlamışlardı. Hakan, bir süre gözlerine baktı Nil'in. Orada istediğini gördüğünden emin bir şekilde konuşmaya başladı.

"Şimdi söyleyeceklerimi daha önce hiç yapmadığımı bilmeni isterim. Öncelikle bugünkü nöbetimi başkasına devrettim. Sonra da seninle biraz baş başa kalmak için kimseye bunu söylemedim. Şimdi de bunun keyfini çıkartacağım."

Nil, Hakan'ın bu açık sözlülüğünden etkilenmişti. Ama en çok da kendisi ile baş başa vakit geçirmek istemesi hoşuna gitmişti. Nasıl yanıt vereceğini bilemediği için konuyu değiştirdi.

"Çay demini alırken bahçeye çıkalım. Ya da fırına gidip taze ekmek mi alsam acaba?"

"Hadi gel birlikte gidip alalım." Hakan kapıya doğru adım atmıştı. Nil de çayın altını iyice kısıp peşinden yürüdü.

Nil fırını bilmediği için Hakan'ın yol göstermesini bekledi.

"İki sokak sonra fırın! İstersen doğrudan oraya gideriz, istersen sahile inerek uzun bir tur atarız. Böylece yürümüş de oluruz. Ne dersin?

"Uzun yolu tercih ederim. Hava çok güzel! Tadını çıkartalım."

"Olur."

İlk birkaç dakika konuşmadan yürüdü ikili. Daha sonra gördükleri çiçeklerden, evlerinden ailelerinden bahsederek devam ettiler. Yarım saat kadar sonra fırına gitmek için geri döndüler. Hakan, dükkânları hakkında bir sürü soru sormuştu. O soruları yanıtlamak kolaydı. Annesi ve kız kardeşi hakkında konuşmak zordu. Hakan da onun üzüldüğünü anlayınca onlar hakkında soru sormaktan vazgeçmişti.

KAHVE FALIMDA CİNAYET VAR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin