Paul CARTER
Kahretsin! Ellerimdeki tüm eklemler kan içindeydi.
-Ben seni öldürmeden artık söylemeye karar versen diyorum.
- İnan bana eğer sana ağzımı açarsam öldükten sonra da rahat bırakmazlar beni. Ben sadece bir çalışanım ve içeri girmenize izin veremem.
Başına bir yumruk daha indirdim.
- Bu hayatında verdiğin en yanlış karar olacak. Seni temin ederim.
Kapı sesiyle irkildim ve arkamı döndüm. O anlık şaşkınlıkla adamın yakasını da ellerimin arasından salıverdim. Adam, nasıl söylenir bilmem ama biraz garipti.
- Merhaba bayım. Yardımcı olabilir miyim?
- Evet. Ben.. Ben bi kızı arıyorum. 1.70 boylarında sarışın mavi gözlü.
Blair'i bulmak zorundaydım. Blair'i bulacağım. Blair bekle beni.
Gülümsedi.
- Kapıda pavyon tabelası olmadığından eminim.
- Bakın öyle bi kız değil. Daha çocuk.
Doğru kelimeyi bulamamıştım.
- Çocuk esirgeme kurumu da değil.
- Onu kaçırdılar.
Kaçırmak denemezdi ama zorla alıkoyuyorlardı. Kaçırmak, evet sanırım bu kaçırmak sayılabilirdi.
Nefes almakta zorlanıyordum. Bu adam patron olmalıydı. Bana yardım edebilecek biri varsa o da bu adamdı. Derdimi anlatmalıydım.
- Bana yardım etmezseniz polise giderim. Çünkü kaçıranın sizin arkadaşınız olduğundan eminim.
- Bilginiz olsun diye söylüyorum beyfendi. Benim arkadaşım yok.
- Jason DAVIES. Yalvarırım. O kızı bulmam lazım.
Derin bir nefes aldı. Şapkasıyla oynadı. Ve bana bakarak gülümsedi. Olanlar hakkında konuşmaya ihtiyacım vardı. Konuşmalıydım. Patlamak üzereydim.
- Arabam şu tarafta.
Sonunda böyle insanların arasından doğru düzgün biri çıkmıştı. Gözlerinde merhamet vardı ve bu beni cesaretlendirmişti. Yol boyunca sohbet ettik.Sorular sordum. Hiç sormadığım kadar çok. Aynı yüz ifadesi, sabit bir ses tonuyla hepsini yanıtlamıştı. Blari'i sevdiğimi ilk defa itiraf etmiş, birine söyleyebilmiştim. Ve kurduğu cümle kulaklarımdan asla silinmeyecekti.
" Aşk nankördür bayım. Hem nankör, hem kör. Kimin kollarına kendinizi attığınızı asla anlayamazsınız. Göremezsiniz. Sonra avuçlarında paramparça olmuş bir kaç et parçası vardır. Adına kalp demek aklınızın ucundan geçmez. "
- Sen hiç aşık oldun mu?
- O kadar zavallı olmadığım için şanslıyım.
Haklıydı. Zavallılıktı bu. Düpedüz korunmasızlık.Sohbetimiz her ne kadar tek taraflı olsa da, sorularımı yanıtlaması güzeldi. Ben merak ediyordum. Bana yardım eden insanın hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. Dövmelerinin anlamlarını sordum.
- Üzerimde sadece kemik dövmeleri var. Çünkü ben organ denen zarar görebilir kavramları kabul etmem. Sertlik severim. Ve kemik, esnetilemez. Geldik. Sanırım bundan sonrasında da yardımıma ihtiyacınız olacak. Davetsiz misafirlerden hoşlandıklarını sanmıyorum.
-Teşekkür ederim.
Arabadan indik. Önden yürümeye başladı. Kapıyı açtıklarında karşımızdaki adama vurdu ve o burnu bir daha kullanabileceğini zannetmiyorum. İçeri doğru yürüdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE AND SMOKE (Aşk ve Duman -1)
Genç Kız Edebiyatıİlk Yalan - Peki bir şey soracağım, beni sigara kadar sevebilir misin? Yüzünü buruşturdu. - Saçmalama tabi ki de o kadar sevmem. Bana karşı bu kadar dürüst ve odun olmasına alışmaya çalışıyordum. Balkonun kapısını açıp yatağa onun yanına döndüm. Yı...