2yıl sonra "Babaanne ben çıkıyorum geç gelirim, kardeşime dikkat edin, geç geliceğim için siz onu okuldan alırsınız"
"hayır efendim otur oturduğun yerde hiçbir yere gitmiyorsun evde oturucaksın başımıza sen çıktın sana bakmak zorundayız ama sınırlarını aşma"
Ya babaane ya arkadaşımla buluşucaz hem sanane sizene ben onaltı yaşında oldum" der demez suratıma tokatı geçirdi babaannem. Bende hızlıca odama çıktım. Benle kardeşimden bütün aile ölesiye nefret ediyorlar insan torunundan nefret edebilirmi. Dedem geldi 'en iyisi ben paşa paşa aşağı iniyim' aşağı indiğimde babaanem olayları binbir şekilde çevirerek dedeme anlattı dedemde beni azarladı , ama katlanıyorum onlar görecekler.Evet herkesin anlattığı gibi öyle toz pembe bir hayatım yok, ben hayata toz pembe özlüklerle değil hep gecenin gözüyle baktım. Onaltı yaşıma girmeme rağmen hala babaanemin sözünden çıkamıyorum annemle babam ölmeden önce bize düşman olan sonra biz yetim kalmayalım diye bizi evine alan sözde ailem olan insanlar ve ben buna katlanmak zorundayım sırf kardeşim için. Evet büyümüş olabilirim ama daha sekiz yaşındaki bir kızın bakımını üstlenemem benim pek normal bir abla olduğum söylenemez, kardeşime karamsarlığımı yansıtmamaya çalışıyorum en azından şimdilik. Kardeşim büyüyünce ona hayatın ne kadar adil olduğunu(!) anlatıcam veya benim anlatmama kalmadan o anlıycak.
Bütün bunlara katlanmam kardeşim için dedim ya şu ev parasını falan denkleştiriyim kadeşimi alıp gidicem zaten benim kimseye ihtiyacım yok daha doğrusu kaçıcam çünkü bu insanlar kendilerini iyi göstermek için benle kardeşimi evlerine aldılar camiada nekadar yufka yürekli insanlar diye adlaını yazdırmak için. Ama bende bu yaşadıklarımı onların burunlarından fitil fitil getirmezsem.
Ev bulmanın verdiği sevinçle kardeşimin odasına gittim. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde ağlıyordu. Hemen yanına gidip onu kucağıma aldım.
"Damla bebeğim n'oldu sana? "deiğimde daha sıkı bana sarıldı." abla ben dayanamıyorum babaannemin bizi sevmemesine dayak yemeye sana söylemedim çünkü zaten sen hemen beni alıp gidersin sana yük olurum" ah benim kardeşim meğerse hep beni düşünüyormuş bi dakika o 'dayak yemek' mi dedi? "damla seni dövüyorlarmıydı?!! Başını evet anlamında salladığında yanlış duymadığımı anladım. Hemen aşağı inip" siz nasıl insanlarsınız ya tamam beni dövün ama kardeşime nasıl vurursunuz siz o daha çok küçük!"diye bağırmaya başladım. Babaannem tam bana vurucakken elini tutup"bu sefer izin vermem"dedim. İlk defa onlara diklendiğim için ne yapıcaklarını şaşırdılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Siyahı
Teen FictionAğlamaktan bıkmış bir insanı hep ağlatmak da hayatın bize sunduğu imtihandır, ama bunu büyüdükçe insanlar kaldıramazlar daha fazla yük taşıyamazlar ve artık kurtulmak isterler...