Ne yapacağım ben şimdi ? Kahretsin! Ya bir de külotumda 'I'm sexy and I know ıt ' yazıyormuş.Derinin yılbaşında aldığı külotu giymekle büyük hata yaptım,umarım kimse görmemiştir.Ne yapacağım şimdi? Hostes'e söylesem? Ne yapabilir ki? O zaman kimi çağıracağım? Dilim varmıyor ama mecburum,kahretsin ya! Hep benim başıma gelmek zorunda mı böyle şeyler!?
Sürgülü kapıyı hafif araladım ve ilk geçen hostesin dikkatini 'pisst' diyerek çekebildim.
"Buyurun?"
"Ben birini çağırmanızı istiyorum,yapabilir misiniz?" Diyerek olabildiğince kendimi kapı içinde tutmaya çalıştım,
"Tabii ,isim ve yerini söylerseniz" yeri mi? Umarım cehennemin dibindedir!
"Tarif etsem..tipini?" Tamam bana tuhaf bakmakta haklı,"Uzun boylu yakışıklı böyle takım el-"
"İskender Taşı mı diyorsunuz?" dedi sözümü keserken,sadece yakışıklı demem bile yetti
"Evet!"
"Peki hemen çağırıyorum" dedi tebessümle,kapıyı kapatıp içeri geçtim ve o ter dökücü bekleme anı gelmişti,ne diyecektim ?Doğaçlama yapmalıyım belkide,kızar mı? Alt tarafı yardım isteyeceğim.
Hayatımın en uzun beş dakikasından sonra #tıktık# sesi gelmişti kapıdan,tok ve kuvvetle iki kere tıklanmıştı,tahmin ettiğim kişi olabilir miydi? Kapıya geldim ve sürgüyü hafifçe araladım.Tahmin ettiğim gibi İskender bey ve çatık kaşlarıydı.Kızgın ve birazda solgun tenliydi,hasta mıydı yoksa?
"Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye fısıldadı sadece benim duyabileceğim şekilde,gözlerini kocaman açmış kaşları her zamanki gibi sert ifadesinin baş yapıtı olarak çatıktı,
"Hiç bir şey yapmaya çalışmıyorum sadece yardıma ihtiyacım var" diyebildim kalbim deli gibi atarken.Beni öldürecek!Arkasını döndü ve bir adım atıp durdu.
"Lütfen! Zor durumdayım!" diye seslendim sesimi kimseye duyurmak istemezken biraz olsun ikna olması için,bir iki saniye düşünüp döndü ve araladığım sürgülü kapıyı sonuna kadar açtı içeri girip büyük bir gürültüyle kapattı,dar alanda sadece bir adımlık yer kalmıştı.Vücutlarımız ise fazlasıyla yakındı,her nefes alışında göğsü şişip iniyordu ve aramızdaki mesafede kısalıyordu ve nefes alışım bana yaklaştıkça artıyordu.
"Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımı mı sanıyorsun?" dedi düzgün Türkçesi ile, bu diksiyon ile haber bile sunabilirdi,ses tonu ise beni ürpertiyordu ayrıca ne yapmaya çalışıyormuşum ben?!
"B..ben bir şey yapmaya çalışmıyorum ,s..söylediğim gibi yardıma ihtiyacım var" diyebildim yüzüme bu kadar dikkatli ve her zamankinden daha fazla kibirli bakarken.
"Ne istiyorsun?" dedi yumuşamayan sesiyle,ne diyecektim?Popom pantolonuma dar geldi ve 'I'm sexy and I know ıt' diyebilirdim mesela!
"Garip bir şekilde pantolonum bir yere takılıp yırtıldı ve...ve ben ne yapacağımı bilemedim...belki siz yardım eders-" önce beni tek seferde süzdü ardından hızla sözümü kesti ve
"Arkanı dön."
"Ne?"
Aramızdaki tüm boşluğu kapatırken tam önümde dikildi.Kızgın bir boğa gibi burnundan hava veriyordu ,yaklaşmasının etkisiyle parfümü esinti gibi burnumda gezindi,sevmediğim bir yanı vardı ama gözlerini bana dikmişken zihnimde kokuya yer kalmamıştı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★ÇAKMA PATRONUM★®
Lãng mạn''Sürtük bir yalancı'ya inanacağımı mı sanıyorsun?'' dedi sert sesiyle acaba kalbimi bu kadar kırdığını bilseydi hala böyle konuşmaya devam edermiydi.Bir haftadır tanıdığım adamı göz önünde bulundurarak söylüyorum daha beterlerini diyeceğinden emini...