"Sana sekreterim olmanı teklif ettiğimde henüz farkında değildim aslında soru şu, seni hep görebileceğim yerde olur musun? "
Sessizce ona baktım ona hala beni sinirlendirdiği için sinirliydim.
Elimi bıraktı, "Seni sinirlendiğim için özür dilerim, ama fazla iyi gidiyoruz bu beni endişelendirdi. Afiyet olsun." Dedi yumuşak bir ifadeyle.
Elini masanın altına soktu, düz bir ifadeyle ona bakmaya devam ederken elini masadan çıkarıp şeffaf bir kare kutuyu masanın ortasına bıraktı.
Etrafı tamamen şeffaf görünen kutu saydam bir kareyi andırıyordu.Dikkatlice kutuya bakarken İskender konuştu.
"Açmayacak mısın?"
"Ama nasıl?" Dedim kafam zaten çoktan onu açmaya yorulmuşken.
Buzdan kareyi elime aldığımda bellediğimden sıcaktı buz değildi camdı ama daha yumuşak bir cam gibiydi.
Elimde döndürdüm ama açabileceğim ne kulpu ne de tuşu vardı dümdüz kare bir kutuydu.
"Nasıl açacağım?" Dedim sonunda çözemediğim için,
"Onu da sen bulmalısın." Dedi ifadeli bir gülüşle.
Merakla nefes verip kutuyu yakından inceledim.
"Sana ipucu, dün sana bir ipucu vermiştim.Hatta daha da eğlenceli hale getireyim sana çözmen için bir bulmaca." Rahat bir tavırla dudaklarını yaladı ve arkaya yaslandı.
"Söylersen senin ve benim yarımı, açılır sana kapanan her kapı." Dedi geniş bir gülümsemeyle.
"İçinde ne var peki?"
"Açmadan bilemezsin." Dedi pis bir sırıtışla.
Bunun içinde ne var ne !? Şimdi bir de bu çıktı çıldıracağım!
Söylersen senin ve benim yarımı, açılır sana kapanan her kapı? Ne? Ne?
"25! 40! " diye ansızın buzdan kareye bağırdım.
İskender güldü ve bana şaşkınca baktı.
"O neydi?"
"Kilolarımızın yarısı? "
İskender geniş bir kahkaha patlattı.Belkide gülmekten karnına ağrı bile girmiş olabilirdi.
"80 kilo olduğumu düşündüren nedir?"
"Değil misin?"
"Hayır 95 kiloyum." dedi gülümsemeyle.
Gerçekten o kadar var mı bana benden hafif gibi gözüküyor.
"Gidişat doğru ama düşünce yanlış.Neyse ona sonra kafa yorarsın daha zamanın var.Hadi gidelim artık." Dedi
"Nereye ?"
Elimdeki kutuyla ayağa kalkmış kutuyu incelemeye devam ediyordum.
"Kar yağarken nereye gidiyor olabiliriz?
Bu soru benim umurumda bile değildi bu kutunun içindeki şeyi görmek için asıl soruyu bulmam gerekiyordu.
Ayakta durmuş öylece kristal kutuyu inceliyordum.
İskender benim hantallığıma dayanamayıp kolumdan çekmeye başlamıştı kutuya o kadar odaklanmıştım ki bunu sonradan fark edebildim.
Ne ? Ne!? Söylersen senin ve benim yarımı, açılır sana kapanan her kapı?
Eşyalarımızı kendi odalarımıza bırakıp İskender'in bana aldığı vizon rengi kalın montu üstüme geçirdim ve aptal sırıtışım ile ona sarıldım.Derinin verdiği botları ayağıma geçirip odadan çıktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★ÇAKMA PATRONUM★®
Romance''Sürtük bir yalancı'ya inanacağımı mı sanıyorsun?'' dedi sert sesiyle acaba kalbimi bu kadar kırdığını bilseydi hala böyle konuşmaya devam edermiydi.Bir haftadır tanıdığım adamı göz önünde bulundurarak söylüyorum daha beterlerini diyeceğinden emini...
