Multimedya;Barkın
Antalya hava alanına indiğimizde gözlerim şişmişti ve artık yürüyecek halim kalmamıştı.Ayaklarımı sürüyerek yürümeye başladığımda babam ters ters baktı.
"Ebru ben valizleri alayım sen şu kızı bir lavaboya götür elini yüzünü yıkasın."
"Tamam hayatım." annem koluma girip beni lavaboların olduğu tarafa doğru götürdü.Midem bulanıyordu ve ağlamak istiyordum.Yüzümü iyice yıkayıp midemi kontrol ettim.Yolda kusmak istemem yani.Fazla bulandığını ve ağzıma yavaş yavaş tadının geldiğini anladığımda tuvaletlerden birine girdim ve kustum.Dışarı çıktığımda annem endişeyle bana bakıyordu.
"İyi misin bebeğim?"
"Evet.Sadece midem çok bulandı."
"Beren özür dileriz."
"Anne yeter! Her gün benden özür dilemekten vazgeçin.Siz özür dileyince geçmiyor!" annem kafasıyla onaylayıp koluma girdi ve lavabodan çıktık.Babam valizlerimizi almış kucağında uyuyan Eren'le bizi bekliyordu.
"İyi misin kızım? Yüzün çok solgun görünüyor."
"İyiyim." deyip kendi valizimi tuttum ve sürüklemeye başladım.Ne kadar ağır yürüseler de bana yetiştiler.Kapının önünden bir taksiye bindik ve eşyalarımız gelene kadar kalmaya karar verdiğimiz anneannemlerin adresini verdik.Çok uykusuzdum ve sanırım Doruğa ihtiyacım vardı.Telefonumu çıkarıp uçağı binerken kapattığım için açtım.Doruktan bir sürü mesaj vardı.
Gönderen:Doruk
İndiğin zaman ara.
Gönderen:Doruk
Ben seni beklerim.Sen dert etme.Eve git güzelce uyu ve uyanınca kahvaltını yap.Kaç gündür doğru düzgün bir şey yemiyorsun zaten.
Gönderen:Doruk
Doğru düzgün iyileşmedin hem.İlaçlarını unutma.
Gönderen:Doruk
Seni özledim.
Ve buna benzer bir sürü mesajı okuyarak gülümsedim.
Gönderilen:Doruk
Beni beklemeyi kes.İndim şimdi eve gidiyoruz.Bende seni çok özledim.
Telefonu cebime koyup etrafı izlemeye başladım.Aslında Antalya İzmir'e benziyordu.Caddeleri falan İzmir'i aratmayacak cinstendi.Eren ağlayınca annem kucağıma verdi ve çantadan mama aramaya başladı.
"Eren çok ağlıyorsun ne olur sus ya." Eren dudaklarını büzmüş bana bakıyordu.
"Tamam tamam kıyamadım ağla." deyip yanağından öptüm ve annemin verdiği mamayı içirmeye başladım.En azından oyalanacak bir şeyler bulmuştum.
"Burası..." annemin sesiyle biberonu çekip anneme uzattım.Eren uyumuştu ama hala süt içiyormuş gibi dudaklarını oynatıyordu.Kıkırdayıp onu oynatmamaya özen göstererek taksiden indim.Sabahın köründe bizden başka insan yoktu tabi etrafta.Valizlerimizi alıp siteye yöneldik ve anneannemlerin evinin olduğu binaya girdik.Anneannemi özlemiştim aslında.En son Eren doğduğunda gelmişti.Zili çalıp beklemeye başladık.Yine o müthiş neşesiyle kapıyı açtı ve hepimizi şapur şupur öpüp içeriye aldı.
"Beren kardeşini içeriye yatır."
"Tamam." deyip bize hazırlanan odayı aramaya başladım.Antalya'ya 1 kere gelmiştim ama gezememiştim bile anneannem ameliyat olduğu için hastanede kalıp geri İzmir'e dönmüştüm.Bu evi de yeni aldığı için gerçekten bilmiyordum.Sonunda kapıyı açtığımda çift kişilik yatak,dolap ve Eren için minik bir yatak gördüm.Kucağımda Eren olduğu için sevinç dansı yapamadım ama Eren'i bırakıp ufak bir dans yaptım tabi.Ay sabah sabah ne bu enerji anlayamıyorum.Salona geçtiğimde anneannem beni süzüp gözlerini dehşetle açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT: "BENİ SEV"
Teen Fiction"Benden uzak dur." dedim boğuk sesimle. "Yeterince uzak durmadım mı Beren? Sen senden uzaktayken senin gülüşünü özlemek nedir biliyor musun? Ben her gece senin hayalini kurarak seninle uyudum.Ben her nefesimde gülüşünü özledim.Beren,seni özledim.Saç...