Ben bölümü BTS-You're My dinleyerek yazdım. Dilerseniz dinleyebilirsiniz~
***
Kyungsoo gözlerini ayaklarına dikti. Konuşmak istiyordu ama sesi çıkmıyordu. Jongin'e bunları anlatmalı mıydı bilmiyordu.
Hem Jongin'e neydi ki? Zorla olduğunu öğrense ne değişecekti zaten bir fahişe değil miydi?
"Bekliyorum Do Kyungsoo."
Kyungsoo Jongin'in sesiyle kendine geldiğinde üç ay içinde yaşadığı her şey gözlerinin önünden geçerken donmuş gibiydi.
Dönüp hatırlamaya gücü yoktu. Hiç denenemişti. Her şeyi baştan sona hatırlamak, onları yaşamakla eş değerdi.
"Annem babam bizi bıraktıktan sonra hiç evlenmedi. Nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde sürekli eve para giriyordu ve annem çalışmıyordu."
Yüzünü Jongin'e çevirdiğinde Jongin ilgiliyle onu dinliyordu. Yoonmin'e iyi hissetmediğini söyleyip Jongin'in de onu eve bırakıp bırakamayacağını sormuştu ve şimdi bir parkta oturuyorlardı. Şuan fotoğraflarının çekildiğine neredeyse emindi.
"Geçen sene eve sevgilisi olduğunu söylediği bir adam getirdi. İlk başta kızdım, bağırdım ama sonradan anneminde artık düzgün bir insan gibi yaşamaya hakkı olduğunu düşündüm."
Kyungsoo tek ayağını yerde ki kumlara sürttü. "Tek bir şartla."
"Ayrı eve çıkacaktım. Sonuç olarak bir yetişkin olmuştum ve tanımadığım bir insanla aynı evde yaşamak, babamdan başka bir adamla aile olmak veya anneme dokunmasını görmek istemiyordum."
Kyungsoo yüzünü buruşturdu. Gerçekten o anları tekrar yaşıyor gibiydi. "Kabul ettiler. Şuan ki evime taşındık. Onlar üst kata ben alt kata."
Kyungsoo'nun kabusu o eve taşındıktan sonra başlamıştı. Gözyaşları akmaya başladığında Jongin gözünü bile kırpmadan onu izliyordu.
"O adamla iyi anlaşmaya başladık. İstediğim her şeyi yapıyordu. Üniversite paramı karşılamıştı, kıyafet, yiyecek, her şey. İstediğim her şeyi yapıyordu."
Kyungsoo narin ellerinin tersini burnuna bastırdı. "Her şeyin bir karşılığı olduğunu o zamanlar bilmiyordum."
"Bir gün kendi evimde otururken kapı çaldı. O adam geldiğinde gülerek içeri davet ettim." Kyungsoo hızla Jongin'e dönüp ellerini tuttu. "Çünkü iyi anlaşıyorduk gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Ben böyle olsun istememiştim... Ben istemedim, yemin ederim istemedim..."
Kyungsoo'nun sesi sonlara doğru fısıltı halini alırken Jongin Kyungsoo'yu susturmaya çalışıyordu. Çevrede büyük ihtimalle fanları vardı ve Kyungsoo'nun söylediklerini duyarlarsa yalan yanlış anlatımlar internette dolaşırdı.
Jongin Kyungsoo'yu susturmak için Kyungsoo'yu göğsüne bastırıp kulağına eğildi. "Shh... Sakin ol, sana inanıyorum. Sakin ol ve sessizce anlatmaya devam et. Tamam mı?"
Kyungsoo kafasını salladığında Jongin onu serbest bıraktı. Kyungsoo tişörtünün ucunu kaldırıp gözlerini silerken Jongin minik bedene baktı.
Karnında geçmeye yüz tutmuş morluklar vardı. Jongin olayı hala tam olarak bilmiyordu ama nedensizce Kyungsoo'nun suçsuz olduğuna inanıyordu. Biraz ileri gitmiş olabilir miydi?
"O... O bana tecavüz etti. Yemin ederim ben istemedim."
Jongin şok olmuş bir halde Kyungsoo'ya bakıyordu. Bu cidden beklediği en son şey bile değildi. Bir erkek-hayır hayır. Bir insan nasıl bunu yapabilirdi?
Kyungsoo ağlarken bu defa Jongin uzanıp Kyungsoo'nun elini tuttu.
Kyungsoo kafasını kaldırıp Jongin'e bakamazken Jongin Kyungsoo'nun elini sıktı.
"Annemlerin evinde yedek bir anahtar bırakmıştım. Ben evde yokken annem temizliğini yapıyordu."
Kyungsoo cidden o anları tekrar yaşıyor gibiydi. Ellerini hızla Jongin'in ellerinden çekti.
"O adam bana tecavüz ederken annem geldi." Jongin gözleri kocaman olmuş halde Kyungsoo'ya bakıyordu.
"İlk gördüğünde şokta olduğumdan bir şey diyemedim. Daha sonra anneme onun bana zorla sahip olduğunu anlatmaya çalıştım ama annem o adama inanıyordu."
Jongin hafifçe eğilerek Kyungsoo'nun suratına baktı. "O adam... Annene ne demiş ki?"
"Benim onu arayıp gelmesini istediğimi, onu tahrik ettiğimi, bana sahip olmasını istediğimi söylediğimi.."
Kyungsoo öne geri sallanmaya başladı. "Her şeyden çok annemin bana inanmaması çok kötüydü."
"Daha sonra ise annem beni görmezden geldi. O adam arada sırada gelip bana zorla sahip oluyordu. Artık hissizleşmiştim."
Jongin Kyungsoo'ya bakmaya başladı. Aklını karıştıran şeyler vardı. "Polise neden gitmedin?"
Kyungsoo güldü. Ama gülüşü ruhsuzdu. "Annesinin bile inanmadığı bir insana kim inanır?"
Jongin'in boğazına bir şey olmuştu. Konuşmak istiyordu ama ağzını açamıyordu. Kalbi beyninden izin almadan konuştu. "Ben... Ben inanırım."
Kyungsoo hafifçe Jongin'e gülümsedi. Normalde olsa bu söze dans edebilirdi. Ama normal değildi. Şu ortam hiç normal değildi. Daha iki saat önce kendisine acımasızca davranan Jongin ve bu Jongin aynı değildi.
"Bana aldığı tüm şeyler daha önceden evimize giren paralar, hepsinin kaynağı faizcilerden aldığı paralarmış. Bir süre sonra evden çıkamaz oldu. Paraları ödemesi gerekiyordu ama yapamıyordu. Eğer ödemezse onu öldürmekle tehdit ediyorlardı."
Kyungsoo kaşlarını çattı. "Annemi nasıl ikna etti bilmiyorum ama... Bir gün evime girdiğimde tanımadığım bir adam üzerime geliyordu."
Kyungsoo'nun ağlaması şiddetlendiğinde Jongin elini onun sırtına koyup sıvazlamaya başladı.
"O andan sonra olan hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Tek hatırladığım sabah uyandığımda yatağımın yanında ki masada duran para ve hissettiğim acı..."
Kyungsoo gözyaşlarını siliyordu ama ona inat gibi yaşları tekrar akmaya devam ediyordu. "Bu iki güne bir veya her gün devam etmeye başladı. İlk iki hafta kendime yediremedim. Polise gittim. Ama para ödemesi için bekleyen faziciler bir şekilde o adamın aklanmasını sağladı."
"Daha sonra ise vazgeçtim. Çünkü bedenim bir kere fahişe olmuştu. Ben zaten bir fahişeydim. Ne fark edecekti ki kurtulmam, birinin bana inanması?"
"Annem bu arada gerçeği nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde öğrendi. Ama yine de beni kurtarmadı."
Kyungsoo elini kalbine götürdü. "İşte tamda bu, burasını çok acıtıyor..."
"Daha sonra ise noonayla tanıştım. Bana kendi kuaförü olmamı teklif etti. Daha önce buna çok hevesliydim ve öğrenmiştim."
Kyungsoo gözyaşlarının arasından gülümsedi. "Mutlu oldum. Tekrar yaşayabileceğimi hissettim. Kendim için bir şeyler yapmak istedim. Temiz bir şekilde kendi paramı kazandım."
Jongin ne diyeceğini bilemiyordu. Hicbir zaman çok iyi bir konuşmacı olamamıştı zaten. Beyninde ki en düzgün cümleyi seçti. "Özür dilerim."
Kyungsoo kafasını iki yana salladı. "Hayır, asıl ben özür dilerim. Hayatınıza girdiğim için. Yoonmin noona... O çok iyi bir insan. Onu kazandığım için çok şanslıyım." bir de seni...
Kyungsoo ayağa kalktı. "Şimdi gideceğim. Hayatınızdan çıkmak üzere. Anlattıktan sonra yanınızda kalmak istiyordum ama duygu sömürüsü gibi olsun istemiyorum. Gitmem daha mantıklı sanırım. Bana yaşattığınız her güzel anı için teşekkür ederim."
Kyungsoo arkasını dönüp bir adım attığında bileğinde bir el hissetti. Arkasını döndüğünde Jongin ona bakıyordu.
"Gitme... Bizimle kal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COME TO MY
FanfictionÖnümüzde ki engeller bizi engelleyebilir mi ki? ---- Kyungsoo son kez elinde ki fönü önünde ki kadının saçından aşağı indirdi. Fişi prizden çektikten sonra kablosunu etrafa sarıp çantasının içine koydu. Yarın yine lazım olabilirdi. "Hayatım?" Yukar...