3 Ay Sonra...
Kyungsoo ve diğer dört çocuk yan yana otururken hepsi gergindi. Resmi olarak çıkış yapmışlardı ve gelecek tepkileri çok merak ediyorlardı.
Kapı açıldığında içeriye menajer girdi. Gülerek onları alkışlıyordu. "Çocuklar tebrik ederim. Arama motorlarında en çok aranan olup, bir çok listede bir numaraya yerleştiniz!"
Anın verdiği sevinçle ayağa kalkıp birbirlerine sarılıp zıplamaya başladılar. Ellerini bir araya getirip liderin talimatından sonra bağırdılar. "B.O.D!"
Grup isimleri B.O.D'ydi. Boys Of Dark yani karanlığın çocukları. Bu ismi kendileri seçmişti. Kabul ettirmek için çok uğraşmışlardı. Uğraşlarının sonunda kabul ettirmişlerdi.
Hepsinin tıpkı Kyungsoo gibi karanlık bir geçmişi vardı. Bazıları gerçekten kötü, bazıları ufak sorunlardı.
Grubun lideri Suho'nun hayata tutunma amacı şarkı söylemekken sesini kaybetmekle burun buruna gelmişti. Grubun rapçisi Taeyong'un küçükken yaptığı hatalar vardı. Dansçı Sehun hayatının bir kısmında uyuşturucu kullanmıştı. Grubun lider vokali Baekhyun ise lisede zorbalığa uğruyordu. Bu yüzden intihar etmeyi bile düşünmüştü.
Grup olacaklarını ögrendiklerinde birbirlerinden bir şey saklamamaları gerektiğini düşünüp birbirlerine hayatlarını anlatmışlardı. Kyungsoo anlatırken bazı ufak ayrıntıları atlamıştı. Bir haftalığına da olsa ünlü aktör Kim Jong In'in sevgilisi olduğu gibi.
"Yeter bu kadar eğlence, yarın ki müzik programı için pratik yapın."
Hepsi aynı anda menajerin önünde eğildiğinde menajer dışarı çıktı.
Birbirlerine sarılarak pratik odasına doğru yürümeye başladılar. Kyungsoo gerçekten mutluydu. Hayatı mükemmel bir şekilde işliyordu.
Televizyonda Jongin'in dönüş haberini gördüğünden beri onunla görüşüp görüşmemesi hakkında düşünüyordu. Ama şuan bir kez daha anlamıştı. Görüşmemelilerdi. Onların arasında ki her şey bitmişti. Kyungsoo ona bahşedilen bu hayatla mutluydu. Üç yıl önce bir idolün kuaförüyken şuan kendisi bir idoldü.
Kyungsoo alnında ki teri silip nefesini düzene sokmaya çalısıyordu. Söz konusu şarkı söylemekse kendine güveniyordu evet ama kesinlikle dansta kendine güveni yoktu. Vücudunu dans göre şekillendiremiyordu. Belki de en büyük sorunu buydu.
Diğerleri pratiği bitirip duşlarını alırken Kyungsoo hala calışıyordu. Ondan bir şeyler bekleyen fanları vardı. En önemlisi kendine saygısı vardı. Bir cok insanın hayal ettiği bir pozisyondaysa bunun hakkını vermeliydi. 'İdol' kelimesini tam anlamıyla taşımalıydı.
Kyungsoo yorgunlukla kendini yere attığında kalan son kişi olan lider Suho'da duştan çıktı.
"Kyungsoo-ah, ben gidiyorum."
Kyungsoo yattığı yerden onu onayladı. "Görüşürüz hyung."
Suho Kyungsoo'nun neye sinir olup, neyi sevdigini bilecek kadar onu iyi tanıyordu. Yerde yatan Kyungsoo'nun gözleri kapalıyken kafasını kavrayıp yanaklarından öpmeye başladı.
Kyungsoo Suho'yu itmeye çalışırken Suho kahkahalarla gülüyordu. "Hyung!"
Suho karnını tutarak yere düştüğünde Kyungsoo sinirle ona bakıyordu. "Hyung, lütfen. Ten temasından hoşlanmadığımı biliyorsun."
Suho gülmesini tutmaya çalışıyordu. "Surat ifaden çok komikti."
Kyungsoo Suho'nun haline dayanamayıp güldüğünde Suho ayağa kalktı. "Ben gittim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COME TO MY
FanfictionÖnümüzde ki engeller bizi engelleyebilir mi ki? ---- Kyungsoo son kez elinde ki fönü önünde ki kadının saçından aşağı indirdi. Fişi prizden çektikten sonra kablosunu etrafa sarıp çantasının içine koydu. Yarın yine lazım olabilirdi. "Hayatım?" Yukar...