3. Bölüm-Terapi
Yeni bir günün doğmasıyla dün yaşadıklarımı düşünerek yataktan kalktım. Utku gerçekten bana yardımcı olabilir miydi? Ve durup dururken niye bana yardım etmek istemişti? Yatağımı toplayıp odamdaki kıyafetleri düzenleyip günlük kıyafetlerimi giydikten sonra annemlerin yanına kahvaltı masasına indim. Sessiz bir şekilde yemeğimizi yerken tek ses televizyon sesiydi. Herkes yemek yedikten sonra ablamla ben masayı toplamış , bulaşıkları yıkamış, etrafı ter temiz etmiştik. Annem her ne kadar bana iş yaptırmak istemese de ablama tüm işleri yıkmak istememiştim. Kapının çalmasıyla annem seslendi.
''Hazal kızım kapıya bak!''
Yavaş adımlarla kapıya yürüdüm.Kapıyı açtığımda karşımda Utku'yu görmeyi beklemiyordum.
''Senin ne işin var burada?''
Gülümsedi.Ama duygudan yoksun bir gülümsemeydi.
''Yardım etmeye geldim. Hadi hazırlan çıkalım.''
Kafamı salladım.Odama gidip giyindim ve annemin yanına gittim.
''Anne ben çıkıyorum.''
Annem onaylamaz bir biçimde baktı.
'' Bir gün evde dursan ne olacak Hazal?''
''Akşam sekizden önce gelirim.''
Bu sefer biraz yumuşamıştı. Kafasını salladı. Kapıya gittiğimde Utku mırıldandı.
''Tam olarak 14 dakika 3 saniye... Ben 30 dakika beklerim diye düşünmüştüm.''
Bir şey demedim. Arabasına doğru ilerlerken ondan beklenmedik bir hareket yapıp benim kapımı açtı. Önce ben bindikten sonra ardımdan o da bindi ve kapıyı kapattı.
''Nereye gidiyoruz?''
Biraz duraksadı.
'' Evime.''
Kafamı salladım.
''Kaç yaşındasın?''
Utku önce dönüp bir bana baktı. Ardından cevap vermedi. Ben de inatla soru sormaya devam ettim.
'' Ne zamandan bu yana bizimkilerle takılıyorsun?''
Hala beni umursamıyordu.
''Niye çok sessizsin?''
Aniden bana dönmesiyle korkmuştum. Arabaya bindiğimizden bu yana hiç konuşmayan Utku'dan soğuk bir ses gelmesiyle susmak zorunda kalmıştım.
''Sen hep bu kadar çok mu konuşursun?''
Araba durunca indi.Ve ardından benim kapımı açtı. Eliyle bir yere işaret etti.
''Bu taraftan''
Gösterdiği yerden ilerlerken aniden beni kendisine çekmesiyle sarsılarak durdum.
''Ya sen ne yaptığını sanıyorsun Utku!''
Utku ise anlamaz bir şekilde bana bakıyordu.
''Az önce dediğimi duymadın mı ? Şuradan içeri geç dedim ama sen hala yürüyorsun!''
O da bana bağırınca susmuştum. Büyük ama şirin bir eve geldiğimizde zile basmıştı Utku. Kapıyı ise elinde 3-4 yaşlarında çocuk olan bir kadın açmıştı. Utku kadına gülümsedi.Kadın ise eliyle buyrun işareti yapmıştı. Ayakkabılarla içeriye geçerken etrafı inceliyordum. Bizim evimize göre daha lüks olan bu ev gerçekten güzeldi. Bir yandan Utku'yu takip ederken diğer yandan da niye buraya geldiğimiz anlamaya çalışıyordum. Odasına girdiğimiz zaman karşıdaki koltuğu işaret etti. O yatağının üzerine otururken ben de koltuğa geçtim. Hiç konuşmayan Utku'nun konuşmasıyla ona döndüm.
''Şimdi niye buraya geldiğimizi merak ediyorsun.. Buraya gelme sebebimiz rahat konuşabilmekti. Bir de neden sana yardım etmek istediğimi merak ediyorsun.Sana kısaca açıklayacağım.. Bak Hazal. Üniversitede psikoloji bölümünü okumak istedim ve ailemin sözüne karşı çıkarak o bölümü bitirdim. Arkamda duran bir tek ablam vardı.Hala da arkamda duruyor.Geçen gün ailemle tartıştık. Bana okuduğum bölümün gereksiz olduğunu söylediler.Ve mesleğimi yapmama izin vermiyorlar. Ben de gerekli olduğunu kanıtlamak için bana bir şans vermelerini istedim. Onlar bana bu şansı verdiler. Ve şimdi benim sana ihtiyacım var. Seni eski haline geri getireceğim ve ailem ile aram düzelecek.''
Gözlerindeki ışıltıyı onun tanıdığımdan bu yana 2. defa görüşümdü. Kısacası çıkarları doğrultusunda bana yardım edecekti.
''Peki. Ailene kendini ifade et o zaman.''
Sözlerimin ardından gülümsedi.
O zaman seni önce ailemle tanıştırmalıyım. İlk halin ve son halinde ne gibi değişimler olduğunu gözlemlemek için. Kafamı salladım. Odadan dışarıya çıktı. Ben de peşinden gittim. Oturma odasına geçtiğimizde siya saçlı beyaz tenli kırklı yaşlarda gözüken kadın ve aynı onun gibi bir adam vardı. Bir de kucağında bebek olan genç bir kadın.. Sanırım genç kadın ablası, yaşlı olan annesi , adam ise babasıydı.
'' Anne, baba; bu Hazal.. Kendimi kanıtlamam için tek şansım olan kız.''
Annesi beni süzerken babası soru sormuştu:
'' Niye terapiye ihtiyaç duyuyorsun ; yoksa akıl sağlığında bir problem mi var?''
Babasının sorusuyla afallarken hem kendimi hem de Utku'yu savunacak bir kaç cümle sarf ettim.
'' Efendim bir hatanız var; Psikoloğa giden herkes deli değildir. Ki bir delinin psikoloğa kendi isteği ile gideceğini de sanmıyorum. Rehabilitasyon merkezleri ve akıl hastaneleri dururken niye hemen akıllarına psikolog gelsin ki? Neyse terapiye ihtiyaç duyma sebebim çok özel bir mesele...''
Babası onaylamaz bir biçimde bakarken annesinin gözleri saçımda takılı kalmıştı. Gözlerini saçlarımdan ayırmadan sordu:
''Madem bu kadar özel bir mesele niye oğlumdan yardım alıyorsun?''
Yine hazırlıksız yakalanmıştım. Bu tıpkı sınava çalışmadan girmek gibi bir şeydi.Beni bu durumdan Utku kurtarmıştı.
''Anne yeter artık.Ben sadece Hazal'ın terapi almadan önceki hali ile sonrakini görün istedim. Gerçi sizin görmeniz de bir şey değiştirmiyor sonuçta kimsenin içini bilemezsiniz ama...Boş boş sorular sorun diye değil! Şimdi sorunuz bittiyse biz Hazal ile birlikte gidiyoruz.
Kapıdan çıkmadan önce annesinin sesini duymamla duraksadım.
''Hazal? Saçlarını hangi kuaföre yaptırdın?''
Önce gülümsedim. Ardından söylemekten en çok zevk aldığım şeyi söyledim.
''Teyzecim saçlarım doğal...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Yoksun Yanımda
General FictionTerk etmek.. 9 harf iki kelimeden oluşan bir sözcük dizisi mi sadece? Her insan terk edilmez mi zaten? 17 yaşındayken en sevdiği kişi tarafından terk edilen Hazal sorunlarıyla yüzleşmek yerine kaçarsa ve 5 sene sonra geri dönerse her şey eskisi gib...