4. Bölüm- Anılar
Utku ile oturup sohbet ediyorduk. Bana yardım etmesinin sebebi ailesiydi.Bunu net bir şekilde anlamıştık. Konyaaltı Sahili'nin karşısındaki kafede oturmuş çekilmeyen yaz sıcağını çekiyorduk. Utku beni tanımaya yönelik sorular sorarken ben cevaplıyordum.Konu yine dönüp dolaşıp Emirhan'a gelmişti.
''Emirhan'ı sevdiğini nasıl anladın ki ?''
Derin bir nefes aldım.
''İlk başlarda yakın arkadaşlarım söylemişti. Ondan hoşlanıyorsun onu seviyorsun diye. Ben hep inkar ediyordum.Sonralarda onu görünce istemsizce gülümsüyordum. Gece yatmadan önce onu düşünüp sabah kalktığımda da ilk aklıma gelen oydu.O arkadaşlarıyla konuşup gülümserken saatlerce oturup onun gülümsemesini izleyebilirdim. O üzgünken ben ondan daha çok üzülüyordum. O mutluyken bile onun için ya üzülürse diye üzülüyordum.Onun okula gelmediği zamanlar saçma sebeplerle mesaj atıyordum. Sonralarda her gün yanına gidip onunla konuşmak için saçma konular açmaya başladım. Onsuz yaşayamam diye düşünüyordum. Her ne kadar kabullenmesem de seviyordum işte ben onu .Antalya'nın her yerinde bir anımız var. Ve ben buralarda gezdikçe onu hatırlıyorum içim acıyor.''
Kafasını salladı.
''Biliyor musun Hazal? Ben de bir kız sevmiştim lisedeyken. Ve kız beni sevmiyordu. Doğrusu kız hiç kimseyi sevmediği söylüyordu. En yakın arkadaşları genelde erkekti. Kızlar tarafından da çok seviliyordu. Ve gerçekten her gün başka erkeklere gülümserken benim bulunduğum ortamdan kaçması içimi acıtıyordu. Bir gün dayamadım okulun arkasındaki demirlikten atlayıp okuldan kaçtım. sessiz sakin bir yer bulunca da oturdum ve yeri yumruklamaya başlamıştım. Neden beni sevmiyor diye de bağırıyordum aynı zamanda. O gün uzun zaman sonra ağlamıştım.Sonra kızın nereden haberi olduysa duymuş yanıma gelmişti. Bana acıyarak bakıyordu. Üniversite 1 e giderken artık kızı sevmiyordum ve o sene o kız da benim peşimden koşmaya başlamıştı.''
Sözleri bitince kendimce mırıldandım.
''Sen o kadar sev sana yüz vermesin, sonra sen onu unut o da senin peşinden koşsun?''
''Aynen öyle oldu.''
Diye beni doğruladı.
Utku biraz soluklandıktan sonra sordu:
''Özel değilse Emirhan'la anılarını anlatsana.''
Kafamı salladım.
''Biz işte daha yeni çıkmaya başladığımız zamanlarda bir tek annem ve ablam biliyordu Emirhan'ı . Babamın hiçbir şeyden haberi yoktu. İşte bir gün Emirhan elinde çiçek ve çikolata ile gelmiş zile basmıştı. Aksilik ya o gün de babamın izin günüydü. Kapıyı babam bizden önce davranarak açmış. Emirhan babama babam Emirhan'a şaşkın şaşkın bakıyormuş. İşte bu sırada babam sinirlenmiş. Tabi o sırada ablam Üniversite okuyor ve Antalya'da değil direk beni çağırdı.Hemen babamın yanına gitmiştim. Emirhan'ı çiçek ve çikolatayla görünce şaşırmıştım. Eğer babama durumu anlatsam kızacaktı. Ben de durumu toparlamak için babama Emirhan'ı tanımadığımı söyledim. Emirhan ise sinirlenmişti. Elindeki çiçek ve çikolatayı bana tutuşturup gitmişti. ''
Utku bana merakla bakıyordu.
''Sonra ne oldu?''
''Babam bana bakıyordu. Biraz sinirlenmişti sanki. Sonra eve girince babam bana niye söylemedin söyleseydin anlayışla karşılardım demişti. beklediğim tepki bu değildi.Tabi babam kızmayınca da ne yapacağımı bilememiştim.''
Utku hala merakını dindirememişti sanırım ki soru sormaya devam ediyordu.
'' Emirhan'ın tepkisi ne oldu peki?''
Derin bir nefes alıp masadaki sudan bir yudum aldım.
'' O ise bana çok kırılmıştı. Keşke o zamanlara geri dönebilsem... Ona sıkı sıkı sarılabilsem, kokusunu içime doya doya çeksem, ona Emir diyerek onu sinir etsem... Ne olurdu ki atlattığı hastalığı tekrar atlatsa. Ölmek zorunda mıydı? O hiç bir işe yaramayan doktorlar niye kurtaramadılar Emirhan'ımı? ''
Sonlara doğru dayanamayıp ağlamaya başlamıştım. Onun yokluğu gerçekten acı veriyordu. Utku karşımdaki sandalyeden kalkıp yanıma geldi ve bana sarıldı. Ben bana sarılmasını umursamazken ağlamaya devam ediyordum. O bir psikologtu ve bana sarılması beni anlaması çok normaldi. Ağlamam durunca gözlerimi sildim. Tabi Utku da geri çekilmişti. Masadan kalkınca ben de kalktım.
''Sahilde yürüyelim mi yoksa seni evine mi bırakayım? ''
Biraz düşündüm. Sanırım eve gidip uyumak daha çekiciydi.
''Ben eve gitsem? Daha Antalya'ya geleli 3 gün oldu yoruldum biraz.Sahilde yarın yürürüz.''
Gülümseyince gülümsedim. Gülünce gamzeleri çıkmıyordu ama gülmek ona yakışmıştı.
''Ama sonra beni ekmeyeceksin ha?''
Şakayla karışık tembihlemesine gülümsedim.
''Biliyorsun istesem de ekemem..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Yoksun Yanımda
Narrativa generaleTerk etmek.. 9 harf iki kelimeden oluşan bir sözcük dizisi mi sadece? Her insan terk edilmez mi zaten? 17 yaşındayken en sevdiği kişi tarafından terk edilen Hazal sorunlarıyla yüzleşmek yerine kaçarsa ve 5 sene sonra geri dönerse her şey eskisi gib...