N U D E S
"Dürüst olalım, yalnızsın, öyle değil mi?" Oda arkadaşım Sarah, bir erkek arkadaşa ihtiyacım olduğu hakkında başımın etini yiyordu. Görünüşe göre 3 yıldır yalnız olmamı düzeltmeye ihtiyacım varmış, hemde hemen.
"Erkek arkadaşa ihtiyacım yok," diye kendimi savundum, öğle yemeği sırasına girmek için hazırlandım. Uyandığım andan beri bunu bekliyordum, ve ben, kıymetli yemeklerin geniş konteynırlara boşaltılmasını dikizlerken Sarah'nın aptal konuşması şükürler olsun bitiyordu.
Bilirsiniz, tüm hayatım boyunca aldatılmış gibi hissettmiştim; kolej yemekleri lise yemeklerinden çok daha iyiydi, hatta hiçbir şey o muhteşem lezzetleriyle karşılaştırılamazdı.
Öğle yemeği dediğim aslında bir açık büfe: yemek kapları, meyve ve tatlılar düzgünce hazırlanır ve sunulur işte.
Tepsime 7 tane çikolata parçacıklı kurabiye yerleştirdim, çoğu kısım diğer yemekler tarafından dolmuştu (bugünün spesiyali, makarna, patates kızartması ve nachos'tu). Sıradan çıktığımda ağzımın suları akıyordu, hemen ödemek ve içlerine gömülmek istiyordum.
"Bahse girerim yemekleri erkeklerden daha çok arzuluyorsun, değil mi?" Sarah kıkırdadı, eli neredeyse bomboştu, incecik bir dal gibi olmasına rağmen kilo vermek için uğraşıyordu.
"Buna engel olamıyorum," omuzlarımı silktim, ellerimi çenemle buluşturdum. "Yemek harikadır, sen bilmezsin,"
Sarah bir saniyeliğine kaşlarını çattıktan sonra gözlerini devirdi, "Herneyse, Erin. Bu sömestırın sonuna kadar sana bir erkek bulacağım,"
"Söylemeye devam et," diye alay ettim. Sarah'dan bir erkek arkadaş istesem bile, erkeklerle çok iyi bir geçmişim yoktu. Konu erkeklere geldiğinde beceriksizin teki oluyordum ve, pantolonlarının içinde penis olduğu gerçeği, beni gerginleştiriyordu.
Ödeme sırası bana geldiğinde kasiyer bayana teşekkür ederek 5 dolar bahşiş bıraktım. Sarah ile birlikte, birinci sınıftan beri oturduğumuz masamıza yürüdük.
"Eşcinsel değilsin, değil mi?" Sarah taşıdığı çantayı yanındaki sandalyeye bıraktı, ciddi ifadesi yüzünde belirmişti.
"Eğer öyle olduğumu söylersem, şu erkek arkadaş muhabbetini kapatacak mısın?" Derken ona 'hiç şansın yok' gülümsemesini verdim, plastik çatalımı elime aldım. Kötü bakışlarını görmezden gelerek muhteşem yemeğimi yemeye başladım.
"İyi," diye homurdandı, ayağa kalktı, "biraz su almaya gidiyorum."
Kafamı salladım. Ufak bedeninin bedava su veren masaya doğru ilerleyişini izledim, kısa kolları plastik bardaklara uzandı. Bir çocuk yanına gidene kadar bardağa su dolduruyordu. Yanına giden de kimdi? Kendimden beklemediğim şekilde ilgiyle, kıvırcık saçlı çocuğun konuşma başlatmasını izledim.
Uzundu; ve kaslı, ayrıca yakışıklıydı, yalan söyleyemem, gayet çekiciydi. Çikolata rengi saçları bir tarafa taranmıştı, yandan gamzesi görünüyordu. Sanırım kıskanıyordum. Sadece Sarah böyle bir çocuğu kapabilirdi. Benim için fazla ateşliydi.
Çocuk telefonunu çıkardığında ağzımdan bir hah sesi çıktı. Sarah kıkırdadı ve benim olduğum tarafa bir göz attı. Şaşırmıştım, çocuğu kapmış mıydı? Aklımı okumuş gibi kaşlarını çattı ve salladı. Çocuğun telefonuna odaklanmıştı, sanırım numarasını veriyordu.
Masamıza geri dönmeden önce çocuğa son kez gülümsedi.
"O da neydi?" Tutuşan merakımla birlikte ona sordum.
"Bana sonra teşekkür edersin," diye sırıttı ve suyundan bir yudum aldı. Tamamen donmuştum.
"Ne sikim saçmalıyorsun?"
"Ona numaranı verdim." Diye mırıldandı, sanki önemsiz bir şeyden bahseder gibi. Kesinlikle yanlış düşünüyordu, iznim olmadan birine benim numaramı vermesi, gerçekten büyük bir olaydı.
"Ne yaptım dedin?!" Diye bağırdım, etraftaki insanların bize dönmesine neden olmuştum. Gerginlikle onlara barış işareti yaptım, umarım beni görmezden gelirlerdi.
"Benim numaramı istedi, ama benimki yerine seninkini verdim."
"Ciddi olamazsın," Kafamı ellerimin arasına aldım, diyeceğim şey için biraz utanıyordum, "Onu tanımıyorum bile!"
"Adı Harry, genç, ve oldukça tatlı," Kıkırdarken tabağımdan bir patates kızartması aldı.
Durumun parlak kısımlarını görmeye çalıştım. Evet, o tatlıydı. Ama zavallı çocuk, sarışın çekici kızın numarasını kaptığını düşünürken... aslında gerçekte, benimkini almıştı. Umarım sadece numara toplamak gibi bir hobisi olan biridir ve umarım topladığı kişilere mesaj falan atmıyordur.
"Eğer bana mesaj atarsa, telefon faturasını sana getireceğim," diye tısladım, bir şeyleri düzeltmesini umuyordum.
"Ah, lütfen," gözleri kafeteryayı taradı ve sonra gözünü diktiği yerde birine göz kırptı.
"Neden birine göz kırptın?" Güldüm. Bazen garip davranıyordu.
"Gelecekteki sevgilin," arkamda bir yeri işaret ettiğinde dönüp hızlıca baktım, Harry'yi gördüğümde kızarmıştım.
"Siktir." Diye tısladım. Harry masamıza doğru yaklaştığında yanaklarım daha da kızarıyordu.
•••
İlk bölümün sonu! Nasıl gidiyor? Bölüm hakkında yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın lütfen :)
Çeviride anlaşılmazlık varsa söyleyebilirsiniz görüşmek üzere 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nudes » h.s (türkçe)
FanfictionÜniversiteli erkek-şanssızı bir kız, kazayla cinsellik içeren resimli bir mesaj alır. - ÇEVİRİDİR. GERÇEK YAZAR: @calumf0rnia Thank you for your permission!