22

6.4K 336 30
                                    

[22]

Harry'den devam


Bir şeyler yapmalıydım.

Neden Sarah ile bir çeşit ilişki kurmuştum ki? Demek istediğim, sonunda Erin'e ulaşacağıma garanti vermişti -ve oldu da- ama onun bu kadar yapışkan olacağını tahmin etmiyordum. Başka bir plan yapmalıydım, lanet olsun.

Hepimiz kamyonun arka tarafına sıkışmıştık, ve Erin'in bu şeyden hiç keyif almadığına adım gibi emindim. Kollarını göğsünde bağlamıştı, ve ah, Sarah ne zaman bana yaklaşmaya çalışsa gözlerinde ki saf öfkeyi tabii ki hissediyordum.

Ama ne yapabilirdim ki? Her şeyi mükemmel planlamıştım. Ve buna karşılık tabiki her şey mahvolmak zorundaydı.

"Harry... Tüm gece böyle mi geçecek?" Erin yaklaşıp kulağıma fısıldadı. Onu, bu asık suratından öpme dürtüsüne neredeyse karşı koyamayacaktım.

"Ben," O an kötü hissettim. Bu akşam için heyecanlı olduğunu biliyordum. Belki buradan çıkabilir ve, başka bir şeyler yapabilirdik? "Tamam, bir planım var."

Erin oturuşunu dikleştirdi, kaşları çatık ifadesi yüzündeydi. Oturduğum yerden kalkmaya başlarken bu randevuyu daha iyi yapacak bir yer düşünüyordum.

"Nereye gidiyorsunuz?" Sarah bana doğru fısıldarken patlamış mısırıdan bir avuç aldı.

"Şşh," Onu susturdum ve laptopun ekranını gösterdim. Sessizce ve onlara belli etmeden buradan gitmeliydik. "Filmi izle."

"Harry." Erin'in sabırsızlığı büyüyor gibiydi, ellerini tutup sıktım ve sonra kamyonun arkasından yere atladım. Dizlerimin üstüne düşmüştüm, ama neyse ki çimlerin üzerindeydik, yani pek fazla acımamıştı.

"Buraya gel," dedim gülümseyerek, kollarımı iki yana açtım. Yüzünde bunun kolay olmayacağını belirten bir ifade vardı, ama eninde sonunda bunu yapacaktı. "Vay canına, düşmedim." Yerden kalkmasına yardım ederken güldüm. Büyük, kahverengi gözlerini devirdi, ve bende neredeyse yere devrilecektim. O muhteşem bir şeydi.

"Nereye gidiyoruz? Bir saat içinde dersim var."

"Endişelenme, zamanında orada olacaksın." Gülümsedim, yürürken ellerimizi öne ve arkaya sallıyordum. Onu buradan bile görünen kocaman ağaca götürmeyi planlıyordum. Oturup konuşabilirdik.

"Eğer olmazsam," Beni tehdit etmeye çalıştı. Bunu bile tatlı bulduğum için kendime üzülüyordum. "Mutsuz olurum çünkü, her gün bedavaya bir Tanrı göremiyorsun."

"Ne?" Kahkaha attım, neyden bahsediyordu?

"Bay Malik, bilirsin."

"Bay Malik?" Bir anda aklımda o yakışıklı İngilizce Profesörün görünümü canlandı. "Piç."

"O iyi biri," Kıkırdadı. "Endişelenme, Tanrım, çok kıskançsın."

"Kıskanmak mı?" Elimi havaya kaldırdım, ve birazcık gerindim. "Asla."

Erin gülmeye devam etti, kafasını sallıyordu.

"Akşam için üzgünüm, Erin."

"Sorun değil." Dudakları düz bir çizgi halini almıştı, ve aslında sorun olduğu gerçeğini biliyordum.

"Gelecekleri hakkında bilgim yoktu, bunu biliyorsun değil mi?" Yürümeyi durdurdum ve parmağımı çenesine koyarak bana bakmasını sağladım.

"Tabii," Benimle göz kontağı kurmayı reddetti, fakat hafifçe gülümsüyordu. "O kadar aptal değilsin."

"İyi," Rahat bir nefes vererek tekrar yürümeye başladım. "Sarah'nın bir nedenden dolayı seninle olan randevumu bozmak istediğini anlayabiliyorum, ama, peki ya Louis?"

"Bilmiyorum." derken inledi, ama sanki bir şey biliyormuş gibi hissetmiştim.

Yürümeye devam ettik, sonunda ağaca varmıştık. Ceketimi üzerimden çıkardım ve oturabilmemiz için onu çimlerin üzerine serdim. Memnuniyetle oturdu, ve hemencecik kollarımın arasına girdi.

"Yorucuydu." Göğsüme doğru gelen titreşimlerden onun güldüğünü anladım; onu daha yakınıma çektim ve kafasının üstüne yumuşak bir öpücük kondurdum. Hayatımda ona sahip olduğum için çok şanslıydım.

"Erin, senden gerçekten çok hoşlanıyorum." Bunu daha önce de birçok kez söylediğimi elbette biliyorum, ama tam şu anda, ona bunu tekrar söyleme ihtiyacı hissetmiştim.

"Biliyorum, Harry," Kafasını kaldırıp bana baktı, ve yüzümü baştan sona taramaya başladı. "Ben de senden hoşlanıyorum."

Gülümsedim; başka bir şekilde onu yanıtlayamazdım. Onunlayken zaten çok fazla gülümsüyordum.

"İlk öpüşmemizi almış mıydık?" diye sordu, oldukça cesurdu.

"Pek sayılmaz," Onun, öpüşmemiz hakkında sanki bir görevmiş gibi normal şekilde konuşmasına güldüm. "Sadece resmi şeylerdi."

Kafasını salladı, gözlerini yavaşça gökyüzüne çıkardı.

"Erin,"

Gözlerini tekrar aşağı indirdiğinde, elimi onun çenesini tutmak için kullandım; nazikçe kafasını benimkine doğru döndürmesini sağladım.

Siktir, lanet bir şekilde romantik oluyordum.

Yavaşça kafamı onunkine eğdim, ve dudaklarımın onunkilerle normalden daha farklı bir şekilde, tutkuyla buluştuğundan dolayı gerildim.

Dudaklarım birkaç saniye orada oyalanırken, ilk hareketi yapan o olmuştu. Sabırsızlığına ve hevesine karşı gülümsemeden edememiştim.

Dudakları mükemmel bir şekilde benimkileri tamamlıyor, ve yumuşakça hareket ediyordu. Bu, sanki yiyişmekten daha farklı bir şeydi; bu anlamı olan bir şeydi.

Dili dudaklarımdan içeri girdiğinde, benimkine yaptığı masaj hissinin tadını çıkarıyordum.

Lanet olsun, mükemmel öpüşüyordu.

"Bu artık en sevdiğim şey." Dudaklarına doğru mırıldandım, ve ah, onun gülümsediğini hissetmeyi sevmiştim.

"Bu korkunçtu." diyerek şaka yaptı, ellerini omuzlarımdan çekti ve tamamen geri çekildi.

"Gerçekten mi?" diye rol yaptım, sırıtıyordum. "Ufak dilinin bunu sevdiğini sanıyordum."

"Kapa çeneni, Harry." İnledi, ama yanaklarının aldığı hafif kırmızı rengini görebiliyordum. Çok tatlıydı.

Sırtını kollarıma doğru tekrar çektim, ama bu sefer daha kabacaydı ve, kafasını kollarımla sıkıyordum.

"Harry!" Kolum ve koltuk altımın arasında mücadele etmeye başladı, ama ben bunu çok eğlenceli bulmuştum. Kıkırdamaya başladım.

"Çok tatlısın!" Saçlarını karıştırarak devam ettim. Dağılmışlardı ama bu benim gerginliğimi alacak tek şeydi.

Sonunda onu bıraktım, ama hemen kollarıma geri çektim, tabi bu sefer kabaca değil, romantikti. Sıcaklığının keyfini çıkardım.

"Derse gitmem gerekiyor."

"Biliyorum... Biraz daha böyle kalalım."

"Tamam." Aşağı baktığımda yanaklarını gülümsemekten dolayı yukarı kalktığını gördüm. Onu, onun beni mutlu ettiği gibi mutlu edebilmem hoşuma gitmişti.

Gelecekte de hep böyle olmamızı umdum, daha fazla saçmalık olmadan.

*

bitter çikolatalı gofretten daha güzel bir şey varsa o da yorumlarınızdır *-*

sizi seviyorum<3   

yorumları azaltmayın fdbvjed

Nudes » h.s (türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin