2

16.9K 459 202
                                    

Onun, yakınlaştıkça daha da inanılmaz olduğu anlaşılan yüz hatları karşısında donup kalmama engel olamıyordum. Tam olarak ağzımın suyunun akmasını durdurmak zorundaydım.

Sarah'yı gördüğünde samimi bir gülümseme yüzündeki yerini almıştı, ve yanımızdan geçerken Sarah'nın sırtına hafifçe vurduğunu görmüştüm. Sarah kıkırdadı, birazcık kıskandığımı hissettim. Neden kıskanıyordum ki? Kıskanmak için bir nedenim yoktu.

"Ee," masada bana daha da yaklaştı, "Yakından daha tatlı, değil mi?"

"Ne?" Ağız suyu akıtma maceramı erken bitirmek zorunda kaldığım için huzursuz oldum, "Hayır."

Sırıttı, aslında gerçek düşüncelerimi biliyordu. Gözlerimi devirdikten sonra çikolatalı kurabiyemi taciz etmeye devam ettim.

"Geri geliyor," diye fısıldadı, "Seni onunla tanıştıracağım."

"Aman Tanrım, hayır, Sarah lütfen, yapma, sana yemin ede-"

"Harry!"

Gözlerim, uzun çocuğun bize bakıp el sallamasıyla genişledi, aslında, galiba o Sarah'a bakıyordu. Elinde tuttuğu iki kutu süte baktım, o sırada o da, sanki Tanrısal bir çağrı yapmışız gibi hızlıca bize doğru yürümeye başlamıştı.

"Sarah! Seni yeniden görmek ne güzel," diye gülümsedi. Hah, espriden anlayışı bu muydu? Daha 5 dakika kadar önce birbirlerini görmüşlerdi ya zaten.

"Seni de öyle," Sarah kıkırdadı ve bir kaç kere gözlerini kırptı. Dürüst olmak gerekirse, arkadaşıma bunu dediğim için üzgünüm tam bir aptal gibi görünüyordu. "Arkadaşımla tanış-"

"Az önce sana mesaj attım, ama cevap vermedin," diyerek somurttu Harry. Benim varlığımı tamamen görmezden gelmişti.

"Ah, öyle mi?" Sarah bana baktı ve gözleriyle telefonumu işaret ederek bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi. Sanırım telefonumu kontrol etmemi istiyordu. Agh. Bunu yapmak zorunda mıydım?

XXX-XXX-XXXX: Heeey, partime gel

Kafamı kaldırıp Harry'e kötü bir bakış attım, ve tabiki bunu görmedi. Sarah'nın büyüsüne kapılmakla meşguldü çünkü.

"Ee, partime gelmek ister misin?" Sarah'nın yanındaki sandalyeye oturacak kadar kendini rahat hissetmesi beni rahatsız hissettirdi.

Yüzünde aptal bir sırıtış vardı, Sarah'ya, olumlu cevap vermesi için gördüğüm en sevimli bakışları atıyordu. Bense, sanki TV programı izliyormuş gibi onları izliyordum.

"Im," Sarah gözlerimin içine baktı, ne söyleyeceğini anlamıştım. Ama o partiye gitmemize imkan yoktu. "Sanırım-"

"Hayır!" Neredeyse bağırdığım için, yeşil gözlü çocuğun bana dönmesini sağlamıştım.

"Nedenmiş o?" Diye karşı çıktı, kaşları muhtemelen bir şey anlamadığı için kırışmıştı. Bunu yaptığında bile ateşli görünüyor olduğunu söylemeliydim, lanet.

"Bizim, yapmamız gereken ş-şeyler var," Yalanımı desteklemek için omzumu silktim. "Değil mi, Sarah?"

"Im-"

"Peki, aslına bakarsan ben seni davet etmedim, yani, sen yapman gereken şeyleri yapabilirsin." Ah, bu acıttı.

"Harry, eğer o gitmezse," Sarah konuşmasına kısa bir ara verdi, "Ben de gidemem."

"Ah," Harry çabucak toparlamak için çabalamaya başladı, vay canına, Sarah için çok istekliydi anlaşılan, "O zaman ikinizde bu akşam gelmelisiniz."

"Bunu düşüneceğiz," diye cevapladı Sarah ona gülümserken.

Harry kafasını salladı ve sandalyeden kalktı. Sütünü alıp çöpe attı.

"Öğğ," arkasında öğürme taklidi yaptım, Sarah, herhangi olumsuz bir tepki vermem için zaten beni izliyordu, bu yaptığıma kafasını salladı.

"Şimdi, onun senin erkek arkadaşın olmasını istemiyorum," Daha yakına gelmem için eliyle işaret etti, salak olan ben de dediğini yaptım, "Onun benim erkek arkadaşım olmasını istiyorum."

Kahkaha attım, ama içimde garip bir şey aynen şöyle çığlık atıyordu, "Kaltak, siktir git."

XXX-XXX-XXXX: D bloktayız, orada görüşürüz x

"Agh, tekrar mesaj attı," diye yakındım telefonumu kilitlerken. Onda aslında benim numaram olduğu gerçeğini hatırlamaktan nefret ediyordum.

"Mızmızlanmayı kes, ateşli bir çocuk sana mesaj atıyor," diyerek gözlerini devirdi Sarah. Biraz daha zorlasa gözleri yakında kafasının için yuvarlanmaya başlayabilirdi. "Şansına saygı duy,"

"Siktir et. O partiye gitmiyorum." Diye gerginlikle gülümsedim. İçimden bir ses ise bana şimdilik diyordu.

-

Sarah: Hangi cehennemdesin?

ben: hastayım mesaj atma

Sarah: Partiye geliyorsun buraya gel

me: ben bir ölüyüm bye

-

Şu anda, okuldan bir arkadaşımın odasında saklanıyorum. Ayrıca biraz kötü hissediyorum çünkü o sanırım benden gerçekten nefret ediyormuş. Bunun nedeni ise matematik dersinde her zaman kalemini çalıyor olmam, sanırım.

"Burada daha ne kadar bekleyeceksin, Erin?" Bir futbol topuna tekme attığını duyuyordum, ve de sigarasının keskin aroması.

"Çok değil, Sarah gittiğinde çıkacağım." Diye belirsizce konuştum, şu anda ağzına kadar dolu bir dolabın içindeyim.

"Peki neden dolabımın içindesin?" Dedi çenesini okşarken.

"Buraya gelirse diye önlem alıyorum," Sinirlenmiştim. Burada kokmuş kirli kıyafetler içinde nefes almak için mücadele ettiğimi göremiyor muydu? Ne diye soru sorup duruyordu?

"Herneyse," Sesindeki şımarık tonu bariz şekilde duymuştum, ve sonrada telefonumdan gelen mesaj sesini.

XXX-XXX-XXXX: burada mısın?

"Lanet olsun," Gözlerimi devirdim, şu anda şu mesajı okumak için göz kaslarımı boş yere yoruyordum.

Me: hayır ama yakında olurum

Sarah rolü yaptığım için öyle yazmak zorundaydım.

XXX-XXX-XXXX: peki :) arkadaşın da geliyor mu?

Me: hayır, o senden nefret ediyor

XXX-XXX-XXXX: ah... haha peki birazdan görüşürüz .x

Vay canına, az önce onun hakkında ne hissettiğimi söyledim ve, neredeyse umursamadı bile. Bu, birazcık üzülmeme neden olmuştu.

Onu rehberime "pislik herif" diye kaydettim.

"Sence Sarah parti için gitmiş midir?" Diye bağırdım, Louis'in hala odada olduğunu umuyordum.

"Evet,"

"Tamam, şimdi gidebilirim," Kendimi dolaptan dikkatlice çıkardım, bir köpek gibi terlemiştim.

Kapıya doğru yürürken Louis'in şöyle fısıldadığını duydum, "Teşekkürler Tanrım"

Bölüm sonu! Düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz ve vote vermeyi unutmayın :)

Çeviri ile ilgili yanlış bir şey farkederseniz bana söylemekten çekinmeyin, sonra görüşürüz 😘

Nudes » h.s (türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin