25

5.8K 245 49
                                    

Şimdiiii medyaya koyduğum şeyi gördüğümde çok sevdim ama sonra bi baktım pirsink ve halka o.o

neden yabtınız? olmuş mu hiç? tabii ki olmuş! o yüzden yine de koydum fghdj

*en alttaki notu okuyun birazcık önemli*

[25]

Sahneye, yani yaklaşık yüz kadar insanın işgal ettiği yere doğru ilerledik.

"Lanet olsun, arkada kalacağız," Zayn suratını astı ve kafasını Perrie'nin omzuna yasladı.

"Sorun değil, bebeğim, hala onu görebiliyor olacağız." Kolunu destek verme amaçlı sıktı, öğretmenimi rahatlatmaya çalışıyordu.  Bu garip bir manzaraydı.

Zayn, siyah ve beyaz renkteki piknik örtüsünü oturabilmemiz için yere serdiği sırada, sahnenin önünde ki boş yeri farkettim, oraya sığabilirdik.

"Zayn!" O açık alanı parmağımla işaret ederek dikkatini çektim. "Oraya gidebiliriz, bence sığarız."

"Nerede?" Harry aniden atladı ve işaret ettiğim yeri görmeye çalıştı.

"Sen değil," Şaka olarak onu omuzlarımla uzağa ittirdim. "Oraya gitmek ister misin, Zayn?"

"Ah, evet." Dümdüz olan yüz ifadesinde birden gülümseme oluştu. "Saol, Erin."

Bende ona gülümsedim, ayrıca onun ruh halini aydınlatmış olduğum gerçeği beni de aydınlatmıştı.

Olduğum yerde zıplamaya başladım, ve destek için Harry'nin omuzlarına tutundum. Eğer yapmasaydım çoktan düşmüştüm.

"Oraya kadar yarışmak ister misiniz?" diye önerdim, çoktan koşmaya başlamıştım. Adrenalim yükseliyordu.

"Hayır, ama sen devam edip ve kendi kendine yarışabilirsin." Perrie güldü, inadına yavaş yürüyordu.

"Peki, ama siz kaybedeceksiniz!" Kıkırdadım, ve belirlediğimiz noktaya koşmaya devam ettim.

Rüzgarın saçlarımın arasından geçip onları havalandırmasını seviyordum, adete sevimli bir pony gibi hissediyorum.

"Dur bakalım!" Harry arkamdan seslendi, kafamı döndürüp baktığımda Harry'nin benim gibi koştuğunu gördüm.

Bana yetişebilsin diye biraz yavaşladım.

"Vay canına, Harry, bu konuda usta görünüyorsun," Kahkaha attım ve ellerine uzandım. Ve artık beraber koşuyorduk.

"Teşekkürler bebek," benimle birlikte güldü, ve beni daha yakınına çekti. Elini çektikten sonra kolunu omzuma sardı. "Bana mısırlı köpek al."

Daha önceden gösterdiğim alana varmıştık, ve ben sahneye bu kadar yakın bir yer bulduğum için kendimle gurur duyuyordum. Fakat Harry'nin bana, ona mısırlı köpek almam için sorduğu şey kafamı karıştırmıştı.

(Böyle çevirebildim, Harry'nin kastettiği şey 'corn dog' ve bir yemek ama bu mal erin anlamıyo dkdkldmd)

"Mısırlı köpek nedir?" diye sordum ona, endişe içimde büyüyordu. O şey bir... köpekten yapılmış bir yemek miydi?

"Mısırlı köpek mi?" Burun delikleri genişledi, ve ben onun sırıtışının altında yatan yalan söyleyecek olması gerçeğini görebiliyordum. "Mısırlı köpeğin ne olduğunu bilmiyor musun?"

Kesinlikle bana yalan söyleyecekti. Ona güvenemiyordum. Ama neyse ki, Zayn, Perrie ve Louis yanımıza yaklaşmışlardı.

"Çocuklar, mısırlı köpek ne?"

Nudes » h.s (türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin