YDG 4.Bölüm -"Bana sadece Alev konusunda mı yardım edebilirsin?"-

68 12 2
                                    

Medya:Serenay Akbulut

Bölüm Şarkısı: Say You Like Me-We The Kings

4.Bölüm

-*-*-*-İyi Okumalar-*-*-*-  

"Kayra'yı gördünüz mü?" diye sordum Yiğit ve Sare'ye. "Hayır," dedi ikiside. Oflayıp şezlongun ucuna oturdum. Ve yeri boyladım. Sare kıkır kıkır gülerken yerden ayağına vurdum. "Ama kanka çok komikti," dedi kahkahaların arasından. "Sensin komik! Hem senin ayağın burkulmamış mıydı?" dedim. "Ağrımıyor," dedi.

Yerden kalkıp şezlongdan düşenleri yeniden şezlonga koydum. "Yiğit,Kayra'yı nereden hulabilirim?" diye sordum. "Büyük ihitmal odasındadır. Ama rahatsız etme. Babası onun gücünü sınamak için çok iş veriyor," dedi. Tamam anlamında başımı salladım.

"Bir günüde bize ayır," dedi Sare. "Haklısın. Peki ne yapıyoruz?" dedim. Sare etrafına bakıp bana döndü. "Kaydıraklar!" dedi. Yiğit gözlerini büyülttü. "Hayır!" diye bağırdı. Sare keyifle sırıtıp,"Hadi,Serenay," dedi. "Ben buradayım," dedi Yiğit. Sare "Tamam," dedi. Yiğit'in gelmemesiyle Sare'nin en korkunç kaydıraktan kayacağını anladım.

"Öyle şey olmaz! Ben gidiyorsam sende geliceksin Yiğit Kumru!"

"Lanet olsun," diyip yürümeye başladı. Kaydıraklara geldiğimizde Sare 3'lü ve çok hızlı olam bir kayırağa doğru yürüdü. "Biliyordum," dedi Yiğit. "Korkmalı mıyım?" diye sordum. "Altına yapmalısın."

Korkarak kaydırağa doğru ilerledim. Sare çoktan oturmuş bizi bekliyordu. Sare ortaya ben sağ kenara Yiğit de sol kenara oturdu.

"Allah sonumuzu hayır etsin."

"Amin," diyip kendim, kaydırağa bıraktım. Öyle bir hızı vardı ki çığlık atmadan edemedim. Burnumu kapayıp kendimi suya girmeye hazırladım. Sudan başımı kaldırdığımda Yiğit'in öksürdüğünü gördüm.

"Bundan nefret ediyorum. Genzime kaçıp duruyor," dedi. "Çok eğlenceliydi. Bir daha," dedi Sare. Yiğit,Sare kulaç atıcakken önüne geçti. "Sakın! Bir daha o korkutucu kaydırak yok," dedi. "Hadi,eğlenceli," dedi. "Eğlenceli mi? Neredeyse ölüyordum!" dedi Yiğit. "Peki," diyip havuzdan çıktı Sare.

"Şimdii ne yapıyoruz?" dedim. "Şuradan atlayalım," dedi Yiğit. Atlama tahtaları vardı. "5 metreden fazlaya çıkmam," dedim. "10 metreden aşağı atlamam," dedi Yiğit. "Mümkünse ben yerde kalayım," dedi Sare. "Sen kaydıraktan kay," dedi Yiğit.

Atlama tahtalarında ilk 5 metreye geldik. Yiğit benimle gelmişti. Olurda vazgeçersem diye. "Ama bu çok yüksek," dedim. "Atlayacaksın," dedi. "Yamaç paraşütü yaparım bunu yapmam," diyip geri döndüm. Yükseklik korkum yoktu ama insan o kadar yükseklikten atlamaya korkuyordum.

Yiğit kolumdan tutup döndürdü. "Atlarsın ya da iterim," dedi. "Senden nefret ediyorum," dedim. Bütün cesaretimi toplayı burnumu tıkadım. Ve atladım.

"Allah belanı versin Yiğit!" diye bağırdım. Yiğit ise benden 5 metre yükseklikte kıkır kıkır gülüyordu. Ölüyordum! Bana cevap vermeden 10.metreye çıktı. Havuzun kenarına yüzdüm. 

Yiğit sudan başını çıkartıp bana doğru yüzmeye başladı. Bana yaklaşmasın diye yüzüne su fışkırttım. "Öyle olsun,Sero," diyip bana su fışkırttı. "Sero mo?" dedim gülerek. "Beğenemedin mi?" dedi. Ona dil çıkardım. 

Havuzdan çıkıp Sare'nin yanına gittim. Bana gülerek bakıyordu. "Ne oldu?" dedim. "Hiç," diyip sırıtmaya devam etti. "Yiğit!Bunun kafasına saksı düşmüş!"

"Plastıktir o plastık. Saksı olsa duramazsın!" diye bağırdı Yiğit. Dediğine karşı kaşlarım çatıldı. Arkamı dönüp ona baktım. Gözleri ful açık bir yere bakıyordu. Gözlerini takip ettiğimde bikinisinin üst kısmını çıkarmış yüz üstü uzanan bir kadına bakıyordu. 

Yeni Doğan GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin