Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah-İstiklal Caddesi
1.Bölüm
-*-*-*-İyi Okumalar-*-*-*-
Yüksek topuklu ayakkabılarımın zeminde çıkardığı tok sesi dinliyordum. Normal de hoşuma giden bu sesden şuan nefret ediyordum. Özenle yaptığım makyajım akmış,bir canavara benzemiştim. Yaptığım maşalar düşmüş saçlarım hafiften bozulmuştu.
Şubat ayının sonlarındaydık. Soğuk vücuduma çarpıyordu. Ama çektiğim acı sayesinde üşüdüğümü bile umursamıyordum. Kırılan gururumu,kaybettiğim gururumu düşünerek Sare'lere yürüyordum. O benim moralimi düzeltirdi,değil mi?
Aldatılmışım,halen daha moralimin düzeleceğine inanıyordum! Bu da bir Serenay Akbulut mallığı. Tıpkı,Bulut'un bir gün beni aldatacağını anlamamak gibi bir mallıktı. Hak ettim mi? Hayır.
4. ay dönümümüz için onun evinde güzel bir yemek hazırlayacaktım. Siyah,mini,dar elbisemi giymiş,saçlarıma özenle maşa yapmış,adlarını unuttuğum makyaj malzemelerini yüzüme sürmüştüm. Neden? Bulut beni güzel görsün diye. Ama ne olmuştu? Onu bir kadınla basmıştım.
Gözyaşlarım artarken ayağımın burkulmasıyla olduğum yerde durdum. Yağmur hafiften yağmaya başlamıştı. Ve,Sare'lere daha vardı. Acıyla yüzümü buruşturup bileğime baktım. Siyah,yüksek topuklularımın topukları kırılmıştı. Bir de bu eksikti.
"Şans,bir kerede benden yana olsan ölür müsün?!" diye mırıldandım kendi kendime. Kırılmış topuğumu umursamadan yürümeye devam ettim. Ama yok arkadaş,böyle yürünmüyor. Durup sağlam olan ayakkabımın da topuğunu iyice kırdım. Elimde kalan topuğu çantama attım. Diğer ayakkabı topuğuna da aynı işlemi yapınca kırık topuklarla Sare'lere doğru yürüdüm.
Hava kararmaya yüz tutmuştu. Ve güneşin kaybolmasıyla hava daha da soğuyyordu. Derş ceketim beni ısıtmıyordu. Kollarımı birbirlerine sürterek ısınmay çalıştım. Biraz daha yürüdükten sonra Sare'lere gelmiştim.
Canavar biçimimle kapıyı çaldım.Biraz bekledikten sonra Sare,"Kim o?" diye bağırdı. "Serenay," dedim titrek sesimle. Sare hemen kapıyı açmıştı. Beni süzüp,"Senin Bulut'un yanında ve güzel olman gerekmiyor muydu?" dedi. "Onun yanında başka bir kadın var," diyip ceketimi vestiyere astım. Ayakkabılarımı çıkartıp elime aldım.
"Ne oldu benim bebeklerime,Serenay?"
"Onlar senin değil,benim. Bulut Saygıner tarafından alınan ve baya para bayılan bok bir ayakkabı."
"Ama güzeller!"
"Sare,havamda değilim. Şunları atım,ağlıyıcağım. Aldatıldım diyorum sen burada ayakkabıların topuğuna acıyorsun. Siktiğimin ayakkabıları!"
Sare'yi arkamda bırakıp mutfağa girdim. Ayakkabıları çöp kutusuna atıp,Sare'nin odasına gittim. Yatağının üzerine çikolataları koymuştu. Yatağı süzerken,"Sen seversin," dedi. Ona gülümsedim. Yanına gidip içimde kalan bütün gözyaşlarını döktüm.
Kolay mıydı verdiğin güveni kaybetmek? Kolay mıydı sevdiğin tarafından aldatılmak? Kolay mıydı sevildiğini sanmak? Değildi işte. Ama Bulut bunun acısı bile hissetmemiştir. Belki de 'kurtuldum' demiştir. Demiş midir? Bana 'Seni seviyorum' derken aslında yalan mı söylüyordu? Ah be dünya,hiç adil değilsin!
"İstersen bugün burada kal. Bu hal de Yonca Teyze seni görürse seni soru yağmuruna tutar. Orhan Amca bu elbiseyi görürse kalpten gider."
"Sağ ol," dedim. Dolabına yönelip pijema takımı aldım. Üzerimde ki siyah elbiseden kurtulduktan sonta onları üzerime geçirdim. Bütün gün ağlamak yerine çikolataları yemiş ve dram filmi izlemiştim. Gece yatarken ise balkona çıkmış sessizce ağlamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/46873817-288-k913269.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Doğan Güneş
عاطفيةBir kız düşünün. Kırılmış,üzgün ve depresyonda. Bir erkek düşünün. Aşık,içine kapanık ve yakışıklı. Ve bu ikisinin Antalya'da tanıştıkları. Sizce kader mi,tesadüf mü? ---- Serenay,çok sevdiği Bulut onu aldatınca depresyona girer. Bileklerina attığı...