Yukarıdaki Vicki ......
"Aman tanrım! Clara ne yapıyorsun? Her yerim sırılsıklam oldu."
Elindeki bardağı sallayarak gülüyordu. Bir insan pardon bir vampir böyle mi uyandırılır? Sinirden gülmüştüm. Yataktan kalktığım gibi banyoya doğru yürüdüm. Ilık suyu açtım. Hızlı bir şekilde saçımı ve vücudumu yıkadım. Vücuduma su tuttuktan sonra suyu kapattım. Bornozu üzerime geçirdim. Kapıyı açtığım gibi kapattım. Ama nasıl girdi? Tabii ya Clara aldı. Derin bir nefes aldım
"Ne istiyorsun Lucifer?"
"Şey... Sadece konuşmak istiyordum. Ben mutfaktayım o zaman."
Uzaklaşan ayak seslerini duymayınca kapıyı açtım. Hemen odaya koştum. Kapıyı kapattım ve kilitledim. İç çamaşırlarımı hızlı bir şekilde giyindim. Bu gün hava yağmurluydu. Pantolon yerine siyah kalın tayt giymeye karar verdim. Üstüne boğazlı yün kazak giydim. Siyah yarım çoraplarımı giydim. Saçlarımı taradıktan sonra kafamı eğdim. Ellerimle şekil verdikten sonra saçlarımı kuruttum. Odadan çıkmak üzereyken telefonumu açtım. Castielden 500 tane cevapsız arama, 1512 tane mesaj vardı. Victoria 30 kere aramış ve tehtid mesajları atmıştı. Birini okurken gülmekten öldüm. Fotoğraf atmıştı.
"Bak ben sana 'beni unutursan kafanı kopatırım' demedim mi ulan?"
Fotoğraf ise benim tekli fotoğrafımı alıp kafasını kesmiş. Ketçap ile o kesik yerlerine sürmüş. Elindeki bıçağada ketçap sürmüş. Altına da yazı yazmış.
"Alam mı gırtlaaaaa!"
Bu kız harbi manyak. Odadan çıkmak için kilidi açtım. Kapıyı açar açmaz telefon çaldı. Bu Cassti. Derin bir nefes aldım ve telefonu açtım.
"Alo?
"Meg! Meg! Tanrıya şükür telefonumu açtın. Elli kere aradım."
Telefonla konuşurken içeri salona geçtim. Hemen koltuğa oturdum.
"Elli kez mi? Haha. Beşyüz kez aradın Cass!"
"Ciddi misin?"
Kıkırdadım. Aniden ciddi hir şekilde konuşmaya başladım.
"Evet. Neyse ne için aramıştın. Daha Victoriayı arıyacağım."
Yanıma Lucifer oturdu. Bana bakıyordu.
"Meg. Özür dile..."
"Cass... Benden özür dileme. Affetmem. Asla. Affetmicem. Bunu böyle bil."
"Peki. Sen kaybediyorsun."
"Nee! Haha. Ben mi kaybediyorum? Ulan dingil ne diyorsun? Bana bak Cass beni getirtme oraya gebertirim seni. Roslieye yaptığımın daha fazlasını sana yaparım. Yavaş yavaş hemde. Senin canın acırken keyifle izlerim. Bunu yapmaktan da mutlu olurum."
"Meg..."
Lucifera baktım kasılmıştı.
"Kes sesini. Bir daha arama beni. Seni sevmiyorum. Hem seninle çıkamam. Çıkmam da zaten."
"Ne demek çıkamam? Başka biri mi var yoksa?"
Al işte Meg. Ne diyeceksin? Yalan söyle.
"Evet başka biri var. Hatta çıkıyoruz. Oldu mu?
Sessiz bir şekilde söylenmeye başladım. Ağzımı oynatarak 'Meg sen ne yaptın? Kim şimdi senin sevgilin olcak. Jeremy doğru söylüyor. Çirkinim işte.'
Lucifer kahkaha attı. Elimden telefonu hızlı bir şekilde çekti. Hoparlöre aldı telefonu. Dinlemye başladı.
"Olmadı Meg olmadı. Kim o ? Sen benim olacaksın. Bana kendi ayaklarınla, kendi isteğinle geri döneceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK
VampireYeni okulum garipti. Ama bunu yeni öğrenmiştim. Çünkü içindeki öğrenciler, daha doğrusu okuldaki herkes bana, beni yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Onların yedikleri şeyleri ben yiyemiyordum. Belkide ben öyle sanıyordum. Belki bende gariptim. Benim de...