Şirkete geldiği gibi Stella'nın odasına girdi, Stella altında sanki koltuğu değil de diken varmış gibi oturuyordu. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. "Günaydıııınn" diye neşeli bir iğneleme yaptı Carmen, Stella ona gelen dosyaları teslim etti. "Odana henüz girmemişsin belli" diyebildi sadece.
Carmen arkasını dönüp odasının kapısını açtı, gözlerinin gördüklerini beyni kabullenemiyordu. Parkesi beyaz gül yapraklarıyla örtülmüştü, masasının üzerinde mor bir orkide duruyordu ve bir de not vardı. Elleri titreyerek açtı notu: "Dünyanın en çılgın ve en vazgeçilmez kadınına... S.B." yazıyordu. Stefan kaç yaşındaydı böyle? Ergenler gibi davranıyordu. Masasının ortasında bir ip ve kelepçe vardı. Tüyleri diken diken oldu. Odasından çıktı, "Stella, odamı temizlemelerini söyle. Bu oda temizlenene kadar buraya girmeyeceğim" dedi. Öfkeliydi, senelerce beklemişti. Şimdiyse Stefan'ın ortaya hiç çıkmamış olmasını diliyordu.
Telefonu çaldı, "Toplantıdan önce benimle buluş" dedi Stefan ve ekledi "odanda..."
"Kimi getireceksin bu sefer? Finans müdürünü mü, yoksa seyahatlerinde imza yetkini verdiğin genel müdürü mü? Böyle bir şey asla olmayacak Stefan!" Telefonu aniden yüzüne kapattı.
Carmen'in sinirden elleri titriyordu, Antonio'nun numarasını çevirdi öğlen onunla olmalıydı, sanki onunla olursa Stefan ona asla bulaşamaz gibiydi. Antonio "çok isterdim ama Sarah ile bir görüşme yapacağız bugün aniden gelişti" dedi.
Ah işte yine Sarah çıktı ortaya, ne güzel.
"Peki" dedi Carmen.
"Herşey yolunda mı?" Antonio kuşkuluydu.
"Evet, öpüyorum akşam görüşürüz" diyebildi Carmen. Bu Sarah iyice canını sıkmaya başlamıştı. Kimdi ki bu kız, bu kadar acil olarak görüşme ayarlanmasının sebebi neydi? Acaba Antonio, kendisinden bahsetmiş miydi? Hayatında biri olduğunu biliyor muydu?
Almina'yı aradı. Kardeşi herzamanki neşeli ve vurdumduymaz haliyle açtı telefonu:
"Heeeyyy, naber?"
"İyi, yani, sanırım, aslında bilemiyorum. Herneyse Antonio'yu seninle ve annemle tanıştırmak istiyorum. İzin ayarlayıp anneme gideceğiz...."
Lafını tamamlayamadan Almina araya girdi,
"Bir dakika bir dakika, Antonio kim? Ve annemle neden tanışıyor? Yoksaaaa...." diyip kıkırdamaya başladı Almina.
"Antonio barda tanıştığımız kişi" Carmen'in sesi huzursuzdu.
"Hadi canıııııım, beraber misiniz? ne zaman oldu? O Yunan Tanrısı herif senin tip tip hallerini nasıl çekiyor Carmeeen?" sürekli gülüyordu.
"Neyse şaka bir yana, senin adına çok sevindim. Doğru dürüst tanışmayı tabiki de çok isterim, iznini ayarla, bana haber ver ben de o güne iş almam" dedi Almina.
Almina reklamcıydı. Kendine ait bir reklam şirketi vardı, hayatında 1 gün bile çalışmış saymazdı kendini. Bütün harika reklam fikirlerini otururken, duştayken, televizyon izlerken bulurdu. İnanılmaz yaratıcıydı ve izin alabileceği herhangi bir yöneticisi yoktu. -Kocası Alex dışında.-İkisi bu şirketi ortak kurmuşlardı.
İnsan Kaynaklarına önümüzdeki hafta için 1 haftalık izne ayrılacağını maille bildirdi. Odasındaki temizlik yeni bitmişti. İçeri girip toplantı için hazırlanan evrakları gözden geçirdi.
Şirketin %50 hissesi kısa süre önce Amerikalı bir şirkete satılmıştı. Maillerinin arasında Amerikadaki şirketten gelen maili gördü. Yarın şirkete bir ziyaret yapılacağını ve büyük patronun kendisiyle görüşmek istediğini yazmıştı büyük patron Hugo'nun asistanı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN?!
RomantikÇantasının içinden makyaj malzemelerini çıkardı. Pudrasının kapağını açmaya çalışırken bir yandan da söyleniyordu : "Bakalım bugün mutlu gibi görünmek için ne kadar makyaj yapmam gerekecek?" Hayat, ona belirli bir derece mutlu olmayı zorunlu kılmışt...