kraliyet vampirleri 1

elmas gülü (13.bölüm)

" Bulut geçti
Gözyaşları kaldı çimede

Gül rengi şarap
İçilmez mi böyle günde

Seher yeli
Eser, yırtar eteğini gülün

Güle baktıkça
Çırpınır yüreği bülbülün

Bu yıldızlı gökler
Ne zaman başladı dönmeye ?

Kimse bilmez, Kimse bilmez... "

Yerimden sıçrayarak arkamı döndüm lucyde korkmuştu hızla ayağa kalktık ve karanlıkta yüzünü seşmeye çalıştık. Seçmez olaydık. " yinemi sen ya ! Bıraksana peşimizi ! Yeter be" dedim çok yüksek sesle bağırmamaış olsamda sesim yankılanmıştı. "Steve!" Dedi lucy' de " birgün rastlaşırsınız demiştim hatırladın mı maria " dedi
" steve, Çektir git !" Dedim ve parmağımla yolu işaret ettim. "maria?"
" ne !" Dedim sertçe
Bişey demeden arkasındaki elini önüne getirdi ve başını eğerek elindeki gülle oynamaya başladı.
" şey, bu kalsa ben çektirip gitsem ?" Dedi ve elindeki gülü çimenlerin üstüne koydu ve gitti. Gidip gülü aldım. Çok değişik bi güle benziyordu. Mavi kısımları vardı ama beyaz bi güldü. Çok değişikti hoşuma gitti doğrusu. Lucy'e döndüm ve gülü gösterdim eline aldı ve " oha bu,bu gül elmas gülü nerden bulmuş ki " dedi " bilmiyorum ama çok güzel bi gül dimi ?" Dedim
" evet ama bi o kadarda değerli elmas kadar değerli bi çiçek bu " dedi " oha" dedim " yaaa evet 18 yılda bir ocak ayında açan bir gül bu ve sadece 1 defa açıyo yani 18 yıl önce bugün 1 defa açmıştı." Dedi " oha çok güzel peki böyle bi gülün bi efsaneside vardır dimi ?" Dedim " olmaz mı ?" Dedi ve iskeleye geri oturduk anlatmaya başladı.
" asırlar önce bi prenses dünyaya gelmiş ve bu prensesin mas mavi gözleri altın sarısı saçları bembeyaz bi teni varmış kızın adını diamond elmas koymuşlar. Aynı günde bir köylünün birtane erkek çocuğu dünyaya gelmiş. Prenses 18. Yaş doğum gününü kutlamak için bi parti organize edilmesini istemiş. Bu partiye herkesin gelmesini istemiş asilmiş değilmiş farketmez köylüler bile gelebilsin istemiş. Partiye o köylü çocukta gelmiş. Partide çocukla kız göz göze gelmişler kız yanına gitmiş ve biraz sohbet etmişler. Çocuk ' benimle bir yere kadar gelebilirmisiniz ?' Diye sormuş ve ormanın içinde bi gölet varmış şelaleden akan suyun durulduğu gölet oraya gitmişler. Bi kayanın üstüne oturmuşlar. Kayada otururlarken köylü çocuğun ayağı kaymış ve gölete düşmüş göletin dibi balçık gibi olduğu için genç adam batarak ölmüş ve prensesin gözlerinden akan yaşlar çimene damlamış prenses dayanamayıp kendini gölete atmış prensesinde ölümüyle. Çimene damlayan göz yaşlarından bu gül oluşmuş ve kız 18 yaşında öldüğü için 18 yılda bir öldüğü günün gecesi saat 12'yi geçtikten sonra açıyormuş. Adıda elmas gülü " Dedi efsane gerçekten çok etkilryiciydi.
" gerçekten çok güzel bi efsayenymiş." Dedim. Sonra kalktık ve güneş doğarken yurda döndük.

***

"...Bu yüzden çocuklar H2o her zaman 2. Planda kalır..." ne diyo bu hoca yav saçma salak konuşup duruyo. Dinleyipte beynimi bu salakça şeylerle dolduramam.
"Maria ? " he banamı dedi. Bana bana yok canım daha neler
" mariaa" tamam bana diyomuş.
"Efendim hocam?" Dedim nazik olmaya çalışarak.
"Havada ne güzel dimi ? " dedi
"Yoo yağmur yağıyo yerler balçık gibi olucak." Dedim bütün sınıf güldü. Komik bişey mi dedim ya gülünücek bişey yoktu bence. " dersi dinle kızım dersi" dedi ve tahtaya geri döndü sessizce " dörsö dönlö közöm dörsö" taklidini çıkartarak yapmıştım. Hoca görmedi ama bütün sınıf gene güldü tamam kabul bu komikti. Lucyle kıkırdaştık.

***

Son dersteydik ve ben defterime karalamalar yapıyordum. Matematik dersini sevmem. Uğraş gerektiriyo. Sıkıcı yani.