Üniversitenin ilk günü olduğu için bugün erkenden kalkmak zorundaydım ki benim alışkın olduğum bir durum değil. Yataktan zor da olsa kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ve üstümü değiştirmeye başladım. Jean pantolon, üstüne çok tatlı pembe bir gömlek, saçımı at kuruğu yaptıktan sonra da hafif bir makyaj yaptım. Gerçekten çok oyalanmıştım. Bağcıklı spor ayakkabılarımı giyerken saate baktım yarım saat vardı. Hemen hızla ayakkbaılarımı giydim çantamı alıp çıktım apartmandan koşarak indim. Sonlara doğru gelirken ayağım kaydı, oturarak girişe kadar indim. Demek ki günüm sakarlıkla geçecekti. Ayyhh ALLAH KORUSUUNN. Üstümü düzelttim ve hiç bir şey olmamış gibi devam ettim ama ayak bileğim çok ağrıyordu, yürümekte zorlanıyordum. Yoldan geçen taksiye bindim, 10 dakika sonra okula gelmiştim. Parayı verip taksiden indim. Telefon titredi.
Kimden: Tuğçe
Kızım nerde kaldın yaa hadi çabuk ol koşşşşş!!!!
Kime: Tuğçe'ye
Tamam yaa geliyorum beklee
Dedim ve telefonu kapattım. Ayağım ağrıdığı için koşamıyordum. Ama Tuğçe'nin azarını işitmemek için yavaş da olsa koşmaya başladım. Evden aceleyle çıktığım için bağcıklarımı gevşek bağlamışım. Haliyle bağcıklarım çözüldü ve üstüne basarak düştüm. Keşke yere düşmüş olsaydım. Yakışıklı bir erkeğin üstüne düştüm. Çocuğun yüzüne baktım. Afallamıştım. Kendime gelmek için kafamı sağa sola salladım ve ikimizde ayağa kalktık
"Burak" dedim yüksek ve şaşkın ses tonumla.
Bu çocuk benim ilk aşkımm. Aslında hâlâ ilk aşkım. Ama çok yakışıklııııı.
Burak "pardon tanışıyor muyuz?" Dedi. Pordon tonoşoyor moyoz? Yuh ama hatırlamamış mıydı beni. Nasıl hatırlamazdı beni yaa.
"Burak hatırlamadın mı beni? ben Beril, hani ilk okuldayken aynı sınıftaydıkk."
Burak "haa hatırladımm sen o bıcırık kızsın." dedi. O bıcırık mı dedi bana, bıcırık ne lan dedim kendi kendime.
Sonra arkadan bir kız sesi geldi.
"Buraaak nerdesin yaa iki saattir seni bekliyoruuum." dedi o şımarık sesiyle. Kesin çok çirkin bir şeydir dedim ama arkamı döndüğümde az önceki düşüncelerimden eser kalmamıştı şu an. Kız gerçekten çok güzeldi. Cillop gibiydi. Bir de o giydiği minicik etekle tüm erkeklerin dikkatini kendine çekiyordu. Ben bu düşüncelerdeyken tabi Burak gitmişti bile. Insan bari bi hoşçakal derdi. Sonra da önüme döndüm. Merdivenkolerden koşarak yanıma gelen Tuğçe'yi gördüm. Ama bana kızgındı galiba. Sinirli bir ifadesi vardı.
Tuğçe "nerdesin hı? ne zamandır seni bekliyorum." kız haklıydı tabi. Neyse onu yumuşatmıştım bir şekilde ve ona olanları anlattım. Çok şaşırdı.
Tuğçe "kızım bu bir işaret kesin" dedi.
B
unları konuşurken derse girdik. Yaklaşık bir saat sonra ders bitti. Ve bende şu an evimin yolunu tuttum. Eve gelir gelmez güzel bir duş aldım. Kendimi yatağa bıraktım. Gözümü kapar kapamaz uykuya daldım.
