Bazı arkadaşlarım ve kendim hikayemi bitirme konusundaki fikirlerimi sona erdirdi. Gerçekten artık ben bu hikayeyi en içtenlikle devam ettirmek istiyorum. Bundan da kolay kolay vazgeçiceğimi sanmıyorum. Son olarak kitap yazmanın bana iyi geldiğini düşünüyorum . Fikirlerime saygı duyan herkese teşekkürler.
Kalp kırıklıklarıyla dolu bir yığın zaman. Bir anda rüya sanırsın bitse de kurtulsam dersin ama istediğin gibi olmaz hiç bir şey sen bit dedin diye bitmez o rüya. Sen evet ayağa kalktım bir daha düşmem dersin bu yolda. Ama dediğin gibi olmaz bir bakmışsın iki adım sonra başka bir çukura düşmüşsün . Çabalarsın çabalarsın ama hiçbir işe yaramaz çabaların sen sadece kendini yıpratmakla kalakalırsın. En sevdiklerin çıkar sonra karşına bas bas bağırırsın çıkarın burdan diye ama kimse duymaz çığlıklarını , onca yakarışını. Işte o an anlarsın bu hayatta yine yalnız başına olduğunu. Sessizce beklersin işte o an kurtarıcını. Çünkü senin asıl kahraman sandıkların bakmışsın ki başkasının kahramanı olmuş onun gökyüzündeki yıldız olmuş ve sadece onun üstünde parlamaya devam edecekmiş. Işte o an sende kendi yıldızını aramaya başlarsın.
Sessizliğim ani bir çöküş olmuştu burası için. Iki gündür odama kapanmış kimsenin sorduğu sorulara cevap vermez olmuştum. Karanlığa gömmüştüm kendimi sanki. Derin bir karanlığa. Sanki hiç aydınlığa kavuşamayacakmışım gibi hissettiriyordu bu ağır düşünceler. Içimdeki sessizliğim beni bile korkutmaya başlamıştı. Kendinden korkan insanlardandım ben de artık.
Aşk evrenin insanlara oynadığı bir oyun muydu acaba? Yalan mıydı aşk ? Kısa sürelimiydi o sevgi sözleri? Ya insanların birbirlerine karşı sevgi gösterileri gösterileri , belki de hepsi yalandı. Belki de bu kalbimizin bize küçük bir şakasıydı.
Kafamda cevapsız onca soru vardı. Sonu açık kalmış bir sürü cümle bir türlü noktası konulamamış cinsten.
Beni daha da rahatsız eden şu yataktan kalkıp dolabımın kapağını açtım. Yeşil salaş kaprimi çıkardım dolaptan gri spor atlet ve açık mavi sıfır kol kot ceketimi de alıp dolabın kapağını kapattım.
Sevgi geçiciydi bence yalandı aşklar. Hepsi zamanla yok olup giderdi. Benimki gibi... İki günde aşk hakkında ki bütün fikirlerim değişmişti. Benim ki tek taraflı bir aşktı doğru. Ama tek taraflıysa benim suçum ne. Yada var mıydı suçum. Sonunun böyle olacağını bile bile kaptırmıştım ona kendimi. Evet en büyük suç benimdi. Onu sevmiştim büyük bir suç bu değil mi?
Ama artık hiçbir önemi yoktu bunların artık o benim ne sevdiğim ne de arkadaşım olabilirdi. Silmiştim onu kafamdan kalbimden...
Dış kapıyı yavaşça kapattım çıktığımın farkedilmesini istemiyordum doğrusu faketseler benim için endişeleneceklerdi biliyorum ama buna hiç gerek yoktu benim için tedirgin olmalarını istemezdim. Yavaş yavaş merdivenlerden yürümeye başladım. Asansörler bozuk değildi ama sadece düşünmeye ihtiyacım vardı bazı şeyleri göz önünden geçirmeye bunun için de uzun bir yola ihtiyacım vardı sanırım.
Bulunduğum sokak çarşının içindeydi. Dükkanların yanından geçiyordum ve tabi ki insanların arasından. Aslında yalnızlıkları oynamaya mı düşünmeye mi yoksa eylenmeye mi ihtiyacım vardı bilemiyorum , yalnız tek bildiğim şey yalnız kala kala kafayı yiyebilmemin büyük olanağıydı. İleride çağırışmalar duyuyordum ve yüksek desibelde ki kulaklarımı rahatsız eden bir ses tonuydu gerçekten. Yavaşça oraya doğru ilerlemeye başladım. Kendi sorunlarımı bir kenara bırakıp orada ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Aşkım ne olur bırakma beni ben sensiz yapamam , gitme ne olur. Hem bak seni rahatsız da etmem yeter ki yanımda ol. " hıçkıra hıçkıra ağlıyordu genç kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyen Gölgem
Teen FictionHayatındaki yanlışlara bir de doğru katmaktı sadece isteği. Bu üniversiteyi kazandıktan sonra özgür olmak istiyordu , sadece bunu düşleyerek gitmişti oraya. Ama kader onun peşini bırakmamıştı. Sevgi beslediği insanlar tarafından her zaman ki gibi or...