Eve gittiğimde kızlar beni bekliyordu. Hemde dimdik ayakta durmuş bir şekilde. Bana kızacaklarını biliyordum.
'Nerede kaldın ya sen? Bizi delirtmek mi istiyorsun. Ya geç kalırsan?'Sinemin bana bağırmasına şaşırmamıştım.
'Kızlar başıma neler geldi bilmiyorsunuz. Yoksa ben de bile bile geç kalmak istemem herhalde.'dedim.
'Ne oldu ya anlatsana çatlatma bizi.' kızların suratındaki merak ifadesi çok hoştu onları biraz daha heyecanlandırmak için ' İsterseniz daha konuşmayalım yoksa geç kalacağım. Dimi ?' dedim.
'Bence de kızlar hadi hemen senin saçını yapmaya çalışalım.'
'Saçmalamayın isterseniz. Kuaföre gideceğim ben.'
'Bunca aylık kuaförlük kursuna gittim ben seni o zebanilerin eline bırakamam herhalde , yani bırakmayacağım. Ayrıca zaman da yok değil mi arkadaşlar?' daha konuşmama fırsat vermeden beni masaya oturttular. Oha masada olmayan şey yoktu 'Oğlum siz bunları nereden buldunuz en önemlisi ne ara hazırladınız ya?
'Sen orasını boş ver. Daha konuşma da bir an önce başlayalım.'dedi Sinem.Ellerine maşa düzleştirici her bir şeyi aldılar. Valla sonunda bir facia mı yaratırlardı bilemem ama bitene kadar görmek istemiyordum. Gözlerimi kapattım ve Koray ve benimle ilgili hayeller kurmaya başladım ki yine o saçma sapan şeyler aklıma geldi. Okul parkında gördüğüm o kız, yüzünü şeytan görsün inşallah bir daha karşılaşmayız. Sonra ona aldığım saati acaba sevecek mi? Ya o sokakta karşılaştığım çocuk ta buralarda oturuyorsa ? Uff ya aklımdaki bu bin beş yüz soruyla ben ne yapacağım. Sakin ol Toprak sakin ol şimdi bu düşüncelerin hepsini kafandan at ve akşamı düşün. Akşamı akşamı akşamı ... Kendimi motivasyon etmeye bayılıyorum ya. Kendi kendime konuşmuş gibi olduğum için komik geliyor . En iyisi biraz kafa dinlemek ve hiçbir şeyi kafama takmamak.
Gözlerimi açtım ve yok artık bu kadarını da beklemiyordum.' Siz ne yaptınız ya.'
'Yoksa beğenmedin mi. Halbuki biz...'
'Bu ne ya bu facia değil şaheser olmuş bildiğin. İyi ki de size yaptırmışım. Yoksa ben onlarla ne yapardım. Yani zebanilerle.' dedim ve sırıttım.
'Ayy bir an beğenmedin sandık . Kalbimize inecekti yalnız ' dediler ve hafif bi somurttular.
' Ya siz yaparsınız da ben beğenmez miyim benim küçük civcivlerim.'dedim. Aynaya tekrardan baktım. Saçım gerçekten kusursuzdu. Yukarıdan bir balerin topuzu , kahküllerim, hafif bir makyaj . Tarif edemeyeceğim kadar güzeldi harika, hatta mükemmel.
"Kızlar ya ellerinize sağlık. Ben şimdi içeride hazırlanayım da geleyim bari. "hızlı adımlarla odama gittim. Dolaba astığım elbisemi çıkardım. Altına ten rengi stilettolarım , gümüş rengi küpelerim ve işte ben. Hazırdım. Aynaya doğru yavaş adımlarla yöneldim ve gördüğüm manzara karşısında ben bile şok oldum "Vay be bu gerçekten ben miyim ?" değişikliğin farkındaydım. önceden kendime pek önem vermezken şimdi bu halim beni şok etti ve içeridekileri de şok edeceğine inanıyordum. Topuklu ayakkabılarımın yere vuruş sesi eşliğinde içeriye doğru yöneldim. Kapıyı açtım ve kızlar hemen karşımdaydı. Hepsi gözlerini bana dikmişti.
Islık çalmaya başladılar.'Bu sen misin ya gözlerime inanamıyorum. Fıstık gibi olmuşsun.'dedi Sinem.
'Güzellik. İnanamıyorum sana ya tek kelimeyle muhteşem.' Melisanın böyle demesi de beni çok duygulandırmıştı.
'Valla erkek olsam kesin yavşamıştım sana yani gerisini sen düşün.' ve Buse.
'Yani Koray beni fark eder değil mi ?' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyen Gölgem
Teen FictionHayatındaki yanlışlara bir de doğru katmaktı sadece isteği. Bu üniversiteyi kazandıktan sonra özgür olmak istiyordu , sadece bunu düşleyerek gitmişti oraya. Ama kader onun peşini bırakmamıştı. Sevgi beslediği insanlar tarafından her zaman ki gibi or...