Bazı anlar vardır o anlardan vazgeçememek gibi...
Tıpkı Ebrar'ın Kuzey'e aşık olması gibi ....Ebrar 15 yaşında bir yetimhane kızı , kuzey ise İzmir 'in zengin züppelerinden.
O gün Ebrar okula gitmesi için hazırladığı çantasına da çok sevdiği kırmızı rujunuda koymayı unutmaz. Ebrar küçükken babasına verdiği sözü her geçen gün çıkmadan önce dolabına asılı o sözü okur.
"Yavrum sadece hayırlı evlat ve kendin için hayırlı bir meslek, bu senin için en doğru yol, yalnız avukat olmanı senin için çok istediğimi de hiç unutma canım kızım"...Ebrar yanına aldığı kırmızı ruju hafifçe kalp şeklindeki dudaklarına konduruverir. Acele acele geç kaldım düşüncesiyle , acele ederken arkadan gelen sesin Rüya olduğu tanısına hemen varır.
(Rüya , Ebrar'ın en samimi arkadaşı)-Ebrar dün neredeydin, seni çok merak ettim, geç saatlere kadar nereye gidebilirdin kiii?
Hiç soluklanmadan sorulan soruların ardınca bir cevapları olmalıydı.
-Dün hava almak için dışarıya çıkmıştım, seni de çağıracaktım ki odanda yoktun , bende müdürden izin alıp şöyle bir sahil kenarına gitmeyi düşündüm.
Birden kendimi derin su dalgalarına bırakmıştım. O anda zaman geçmiş fark edemedim.
(Nihayet okulun kapısına gelmişlerdi artık)Fakat arkadan bir sesin "Ebrar" niteliğinde seslendiğinde , bir irkiliş sergileyen Ebrar hemen arkasına döner. Bu ses Kuzey'in sesiydi, uzaktan seçemesede tanıdığı bir ses tonuydu . Yavaş yavaş yaklaşan uzun ve kaslı bir vücuda sahip Kuzey, Ebrar'ı da büyük bir telaşa koyuyordu. Sadece 15 dk görüşmenin ardında ona bu kadar yakın olmasının bir sebebi varmıydı acaba?
Sadece bunları düşünürken karşısında Kuzey'i buldu. Utanarak bakamadığı yüzüne aslında doyasaya kadar bakmak istiyordu, fakat bunu yapamazdı .
-Merhaba Ebrar, yanlış hatırlamıyorsam Ebrar 'dı demi ismin (güzel bir tebessümle)
Aslında vereceği kısa bir cevap olmasına rağmen uzun süre düşünen Ebrar:-Evett demekle yetindi Kuzey'in sorusuna.
Kuzey başlar söze:
Ne tesadüf dün o kadar konuşmamıza rağmen senin hangi okula okuduğunu sormayıp , sabah aynı saatde ve aynı okulda seni karşımda bulmakk.
-Evet ama ders zili çaldı benim gitmem gerek diyerek Kuzey'in yüzüne bile bakmadan önüne dönerek hızlı adımlarla kapıya doğru ilerler, fakar Rüya'nın yanında olduğunu tamamen unutmuş bir tavırla sınıfın kapısına kadar hiç tepki vermeyen suratı Efe'nin her zaman ki sabah sabah şakalarıyla hiç istemeden değişir yüz ifadesi. Sinirlenerek attığı çantasından ders kitaplarını çıkarır.
Rüya ise tüm bu olan bitenleri uzaktan izlemekle yetindi. Neler oluyordu, Ebrar neden bu kadar değişmişti?Bu soruların cevabını almak isteyen Rüya , hafifçe arkadaşının elini tuttu. Sadece ona"neler oluyor" cümlesiyle irkilerek bir cevap bekledi .
Ebrar öğretmenin geleceğini , ona tenefüste anlatacağını söyledi ve gülmeyen dudakları , iri mavi gözlerini tahtaya yöneltti . Derse öğretmenin geldiğini fark etmeyen Ebrar ayağa bile kalkmaya tenezzül etmedi.(-arkadan bir ses) Ebrar ayağa kalksana cümlesiyle kendini nihayetinde toparlayabildi.
Öğretmen gözlerini dikmiş , sinirli bir tavırla Ebrar'a seslendi:İstersen kalkmasaydın hanımefendi , kusura bakma rahatsız ettim herhalde ben çıkayım isyersen.
-şeyyy
-Tamamm kess
Öğretmen dersi anlatmaya koyulmuştu bile Ebrar hâlâ gözlerini tahtadan ayırmaksızın bakınıyordu öylece... Nihayet tenefüs zili çalmıştı. Rüya yaklaştı ve kantine gidelim mi diyerek Ebrar'ı tüm gücüyle ayağa kaldırdı .
Ebrar başladı söze:
Dün sana hava alamaya çıktığımı söylemiştim , sahilde oturuyordum , denizin maviliğini izliyordum âdeta...
Ta ki kuzey denilen bu çocuk gelene dek. Ben o kadar kendimi kaptırmıştım kii "merhaba"bile dediğini duymamışım .Bunun bir erkek sesi olduğunu farkına varmıştım .yüzüne bile bakmadım, bana: Bu kadar derin etkileyen, kendimi kaptırdığım konudan bahsetmemi istedi, ben sadece yok birşey diyerek tersledim onu.Tam ondan ayrılırken bir saniye yüzüne baktım işteee o an , o andı kalbimin biran durduğunu hissedercesine .kumral teni, yeşil gözleri ve önünde uzamış saçları . Çok yakışıklıydı.-Hmmm şimdi anladım, peki gerçekten bu okulda mı okuyor?
-Evet bugün sabah onu öğrendim. Onu birdaha göremicem bu kocaaamann İzmir'de milyonlarca insan vardı onun gibisiyle bir daha karşılaşamayacağım umuduylaaa fakat sabah sabah onu karşımda görünce sevinsem mi ağlasam mı?
Karışık duygular içindeydim. İşte bu yüzden hâlâ şokdayım.Sadece bir saniye ile görmekle nasıl sevebilirdi ki insan?
Garibime giden tek soruydu. Acaba aşk dedikleri bu muydu ?
Soluk soluğa anlatılan hikayeyi merak edercesine, kaşlarını kaldırmış olarak dinleyen Rüya , arada bir "evet"diyerek Ebrar, ı tekrar tekrar dinliyordu. çalan tenefüs zilinin ardından , karşısında kuzey'i bulması onu çok şaşırttı. sadece donuk yüzü ,hareket etmeyen vücudu ona bir anlam veremiyordu. Ebrar seninle bir şey konuşmak istiyorum ,eğer kabul edersen okul çıkışı buluşalım.
Ebrar böyle bir şey beklemiyordu. Mavi gözlerini Kuzey'e yönelterek '' peki olur benim için uyar'' dedi Kuzey ise Ebrar'ın omzuna dokunarak 'tamam o zaman okul çıkışı görüşürüz 'dedi .
Ve kuzey koridorun sonuna kadar ilerledi fakat Ebrar hâlâ Kuzey'in elini omzunda hissedercesine hareket etmiyordu.
Rüya'nın zoruyla sınıfa giren Ebrar şuan kendini daha iyi hissediyordu . Ebrar kendini Kuzey'in yanında buldu.Kuzey başladı söze :
Ebrar senden bir şey isteyeceğim. Ebrar ise kalbinin atışlarını bile ağzında hissediyordu . evett dedi bekliyrummm.
-Banaa Rüya'yı ayarlar mısınn?
Ebrar resmen vurulmuştu şokkkk resmen şok geçiriyordu . kendini tutamıyordu evet Ebrar ağlıyordu. Kuzey ,Ebrar'ın ağladığını görünce hemen beklemeden sordu . Ebrar iyi misin ? Ebrarr ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR UMUT
RandomSanırım hep sığınacak limanlar aradık kalabalıklarda. Ama kalabalık arttıkça ıssızlaştık, daha yalnız, daha güvensiz... Belki de bu kalabalık dünyadan bizi çekip alacak bir el aradık, bizi mutlu hayallerimizle kavuşturacak eli... Ve hep ona güvenmek...