1.Bölüm

2.8K 92 15
                                    

-Mervenur

Kolumdaki saate baktığımda saat gece 12'yi geçeli baya olmuştu. Uzun zaman sonra tekrar Kore'ye gelmiştim. Ve geldiğim gibi kendimi hemen otelden dışarı atmıştım.

Kolumdaki saate tekrar bakıp oflamaya devam ettim. 'Nerede bu otobüs?' diye geçirdim içimden ve yorulduğumu hissedip duraktaki banka oturdum. 5 dakika... 15 dakika... 30 dakika... Zaman geçiyordu ama görünürde hala bir otobüs yoktu.

"Yanlış mı hatırlıyorum acaba? Otobüsler en son gece 2'ye kadar yok muydu?"

Otobüsün gelmeyeceğini anladığım gibi yerimden fırlayıp otele doğru yürümeye başladım. Yolda bir taksi görürüm umuduyla sürekli yola bakıyordum. Sokakta da kimseler yoktu. Şuan sadece karşı kaldırımda birkaç kişiyi görüyordum. Ve ellerinde de içki şişelerini. Birazcık korkuyla kafamı kendi önüme çevirip yürümeye devam ettim.
"Neden bu kadar geç saate kadar dışarıda kaldıysam sanki!" diye fısıldadım kendi kendime.

O sırada arkamdan gülme sesleri geldi. Kafamı yavaşça arkaya çevirip baktığımda karşı kaldırımdakilerin benim tarafıma geçtiklerini gördüm.
Bir tanesi az önce bana göz mü kırpmıştı? Iyice telaşlanarak adımlarımı hızlandırdım. O sırada çantamdan biber gazını çıkarmıştım.

Tekrar arkama döndüğümde onların da hızlı hızlı yürüdüklerini fark ettim. Aramızdaki mesafe iyice azalmıştı.
Birden bir tanesi bana doğru koşmaya başlayınca bende koşmaya başladım. Saniyeler sonra omzumda bir el hissedince hızla arkamı dönüp spreyi sıkmaya başladım ve adamın önemli organlarından birine tekmeyi geçirdim. Adam acıyla yere yığılırken diğerleri de bana doğru koşmaya başlamıştı.

O sırada biri kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi.
"Şimdi çok hızlı koşmalısın!" dedi ve kendisi önde beni arkasından çekiştirmeye başladı.
Yaşadığım şoku birkaç saniyede atlatıp,dediğini yapıp olabildiğince hızlı koşmaya başladım.
Dar sokaklardan sağa sola dönerek neredeyse 10 dakikadır koşuyorduk. Nefes aldıkça göğsüm acıyordu. Sonunda durmuştuk.Hızlı hızlı nefes alıyordum.
Tabi önümde duran kırmızı saçlı erkek de nefes nefeseydi.

"Şey.. Ben teşekkür ederim." dedim zorla nefes alarak.
Önümde duran erkek bana doğru gülümseyerek döndü.
"Önemli değil." dedi.
Yüzünü artık daha iyi görebiliyordum. Ve şok olmuştum. Bu kırmızı saçlı adam Kwon Ji Yong'du. Herkesin bildiği Bigbang'deki G-Dragon.

"Ama sen..." elimle onu gösteriyordum. "Ji Yong,GD,G-Dragon"dedim. Sesim kısık çıkmıştı.
"Evet benim Ji Yong,GD,G-Dragon. Ne dersen tabi. Peki ya sen?" dedi eliyle beni işaret ederek.
"Ben Min Ji, Kim Min Ji."dedim gülerek. O da bana doğru gülüyordu.
Gerçekten de yakışıklı diye geçirdim içimden.

"Birazdan beni almaya gelecekler seni de bırakmamızı ister misin?" dedi.
"Aa,şey,yok ben taksiye binsem daha iyi olur bence."
"Sorun değil. Taksi durağına kadar seninle yürüyebilirim heralde?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve birlikte yürümeye başladık.
"Gecenin bu saatinde neden dışardasın?" dedi merakla.
"Sen neden dışardasın?" dedim hemen ve elimle ağzımı kapattım. "Pardon,afedersin." dedim utançla.
Ji Yong küçük bir kahkaha attı ve önemli olmadığını söyledi.

"Kore'ye daha yeni geldim ve otobüsleri gece 2'ye kadar sanıyordum. Sanırım yanlış hatırlıyormuşum."
"Gece 2'ye kadar olan metro."
"Ciddi misin?" dedim şaşırarak ona bakıp.
Evet anlamında kafasını salladığında kendimi yerin dibine girmiş gibi hissettim.

"Evin uzakta mı?"
"Otelde kalıyorum. Babamın işinden dolayı Amerika'ya gitmek zorunda kaldık."
"Ziyaret amaçlı mı geldin Kore'ye?"
"Hayır,Kore'de gerçekleştirmek istediğim bazı şeyler var." dedim ona doğru gülümseyerek. O da bana doğru gülümsedi.

Gerçekten insanların dediği gibi içten,sıcak bir gülümsemesi vardı.

Birkaç saniyelik bakışmadan sonra gözlerimi hemen kaçırdım. O sırada önümüzde bir taksi durduğunu fark ettim.
"Aa,taksi." dedim Ji Yong'a dönerek. Şimdi vedalaşmamız gerekiyordu değil mi? Tabi o ünlü biri olduğu için bu anı unutacaktı muhtemelen.
"Gidiyorsun yani."dedi taksiyi göstererek.
"Evet, kafanı şişirdim kusura bakma gece gece ve teşekkür ederim yaptıkların için."dedim en içten gülümsememle.
"Sorun değil ve bence güzel bir konuşmaydı. Sadece biraz kısaydı." dedi eliyle az işareti yaparak.Yaptığı harekete gülüp taksinin kapısını açtım.

"Artık gitmeliyim.Iyi geceler." diyerek taksiye bindim.
"Iyi geceler, umarım görüşürüz." dedi ve kapımı kapattı.
Gözlerimi Ji Yong'dan ayırmadan taksi şoförüne otelin adını söyledim.Taksi hareket etmeye başladı.

Ji Yong elini bir tur salladıktan sonra bende ona elimi salladım. Ve Ji Yong taksi uzaklaştıkça gözden kayboldu.

HAEYANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin