"Senin yerinde olsam onu direkt çöpe atardım." dedi Ji Yong bir bana bir elimdeki kutuya bakarak.
"Neden ki?" dedim buzdolabından çıkardığım kutuya bakarak.
"Bayadır orada." dedi Ji Yong gülerek.
'Ne kadar kötü olabilir ki?' diye düşündüm ve kutunun kapağını açtım.
Bir anda burnuma siper eden kokuyla yüzümün değişmesi bir oldu. Nasıl bu kadar kötü kokabilirdi? Gerçekten iğrençti.
Hızlıca kapağını kapatmaya çalıştım. Ji Yong bir anda yanıma gelip elimdeki kutuyu alıp hızla çöpe attı.
Yaşadığım koku şokunu atlatmaya çalışıyordum ama çokta mümkün olmuyordu. Burnumu tıkamış ağzımdan nefes alıp vermeye başlamıştım.
"Sana direkt çöpe at demiştim." dedi Ji Yong. Eliyle burnunu kapatıyordu.
"Tanrı aşkına o kaç aydır ya da yıldır orada!" dedim iğrenerek.
"Uzun zamandır orada olduğu kesin." dedi Ji Yong gülerek.
"İğrenç." dedim kelimeyi uzatarak ve yüzümü buruşturarak.
Ji Yong'da beni taklit ederek 'İğrenç.' dedi. Ölümcül bakışlarımı ona gönderip ocaktaki yemeğe yöneldim. Nerdeyse pişmişti.
"Masayı kurmaya başlayabiliriz." diyerek arkamı döndüğümde Ji Yong'u göremedim. Mutfaktan çıkmıştı.
Tabakların nerede olduğunu öğrenmiştim ama almak için boyum yetmiyordu. Yukarı doğru bir bakış atıp masadan sandalye çektim.
Sandalyenin üstüne çıkarken boyuma bir kez daha sövdüm. Biraz daha, azıcık daha uzun olsaydım ne olurdu sanki?
Bunları düşünürken tabakların olduğu dolabı açtım. Tabaklara yönelmeden bacaklarımda hissettiğim el ile yerimden sıçradım.
Aşağı doğru bakınca bacaklarımı tutan Ji Yong'u gördüm.
"N-ne yapıyorsun?" dedim utanarak. Hem bacaklarıma dokunuyordu hemde ben elbise giyiyordum.
"Düşme diye tutuyorum. Güvenlik için." dedi bana bakarak.
Hiçbir şey demeden hemen tabaklara döndüm ve birkaç tane alıp Ji Yong'a uzattım.
Bir anda aşağı baktığım için başım dönmüştü. Kendime gelmeye çalışarak Ji Yong'a baktım.
"Tabakları tezgaha koyar mısın?" dedim.
Ji Yong 'tamam' anlamında kafasını sallayıp tabakları hemen aldı.
Çok utanmıştım. Yanaklarım kesin kıpkırmızıydı. Sandalyeyi aldığım yere koyup ocaktaki yemeği tabaklara koymaya başladım.
"Yapmam gereken bir şey var mı?" dedi Ji Yong. Utandığımdan dolayı ona bakamıyordum.
"Bardakları masaya koyabilirsin." dedim sakin olmaya çalışarak. O sırada elimle yüzüme hava yapıyordum.
"Neden bu kadar kızardın?" dedi Ji Yong dibimde biterek.
Neden olduğunu kesinlikle biliyordu. Şu an beni sinir etmek için elinden geleni yapacağından emindim.
"Sıcak oldu ocaktan dolayı sanırım." dedim elimdeki tabaklarla hızla masaya yönelerek.
"Bence utandın." dedi gülerek ve elindeki bardaklarla masaya yöneldi.
--------------------------
"Gerçekten kovulmuş mu?" dedi Kyu Ha Eun heyecanla kulağındaki telefona karşı.
Sonunda yaptıklarım işe yarıyor diye düşündü. Artık Min Ji yoktu. Sesi ve müziği bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAEYANG
FanfictionKore'ye müzik hayallerini gerçekleştirmek için gelen Kim Min Ji geldiği gibi ünlü şarkıcı olan G-Dragon ile tanışır ve ondan hoşlanmaya başlar. Müzik ve aşk arasında hayallerini gerçekleştirmek için herşeyi yapmaya hazır olan bir kızın hikayesi.