17.Bölüm

672 42 10
                                    

Bölüm için şarkı ekledim dinleyin derim. Güzel şarkı :D

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Min Ji daha kendine gelemeden Ji Yong dudaklarını onun dudaklarıyla buluşturdu.

"Sen delisin!" dedi Min Ji nefes almaya çalışarak.

Kalbi deli gibi atıyordu. Sebebi sadece heyecanlanmış olması değildi. Gözleri Ji Yong'un dudaklarına kaydı. Kendi dudaklarını birbirine bastırdı ve dayanamayıp bu sefer Ji Yong'u o öptü.

Ji Yong bir saniye bile sürmeyen şoku üstünden atıp karşılık verdi. Birbirlerini saatlerdir görmediklerinde böyle oluyorlardı işte. Birbirlerini deli gibi özlüyorlardı.

-----------------------

Elimi tutan adama tekrar baktım. O önde ben arkada el ele koşuyorduk.

"Nereye gidiyoruz?" dedim merakla ve heyecanla.

"Sürpriz." dedi bana dönüp koşmaya devam ederek.

Arabadan ineli beş dakika falan olmuştu ama hala koşuyorduk. Hızlı koşmuyorduk ama sonuçta nefesim kesiliyordu.

Bilmediğim bir yerdeydik. Binalardan uzaklaşmıştık. Gökyüzü daha çok gözüküyordu. Kafamı yukarı çevirip yavaş yavaş kararan havaya baktım. Bir kaç tane yıldız ortaya çıkmaya başlamıştı.

"Geldik." dedi Ji Yong sonunda durarak.

Hafifçe ona çarpıp bende durdum. Bir anda aklıma ilk tanışma anımız geldi. Tabi o zaman birilerinden kaçmıştık. Aynı o anki gibi ikimizde nefes nefeseydik. Ji Yong'da sanki bunu hatırlamış gibi bana gülümsedi.

Gözlerimi ondan ayırıp etrafa bakmaya başladım. Arkamızda yüksek binalar duruyordu. Önümüzde birkaç düzine ağaç vardı ve yerde çimler. Şehirle ağaçlık arasında duruyorduk.

Buraya arabaların girmediği belliydi. Doğa resmen karşımızda duruyordu.  Şehrin sesi yoktu. Uzaktan kuş sesleri geliyordu.

Tekrar hareket etmeye başladık. Uzun zamandır böyle bir yere gelmemiştim. Karşımızda duran tepeyi aştığımızda kocaman gökyüzü resmen bize açılmış gibiydi.

Gözlerimi gökyüzünden alamadım. Böyle bir manzarayı ilk defa görüyordum. Güneş batmış sadece ufukta kırmızının tonları dağılıyordu. Tepemizdeki karanlık heryeri kaplamaya başlamıştı. Kırmızılıklar hızla yok oluyordu. Yıldızlar iyice belirginleşmeye ay sol tarafımızdan ışığını etrafa yaymaya başlamıştı.

"Ji Yong burası harika." dedim. Sesim kısık çıkmıştı.

Ji Yong arkama geçip ellerini belime dolayıp kafasını omzuma koydu. Bende ellerimi onun ellerinin üzerine koydum.

Ne kadar süre o şekilde durduk bilmiyordum. Ji Yong'un dudaklarını yanağımda hissedince içimde bir ürperme oldu.

Sonra Ji Yong ile birlikte çimlere uzandık. Yerin soğukluğunu vücudumda hissedince tekrar ürperdim. Ji Yong elimi tutunca ona baktım o da bana bakıyordu. Sonra gözlerimizi tekrar gökyüzüne çevirdik.

-----------------

Yuri hazırladığı evrakları karşısında duran adama verdikten sonra keyifle çıkışa doğru yöneldi.

Ha Eun'un evine dava ile ilgili mektup gidecekti. Ha Eun'un kendine bir avukat bulması gerekecekti. Kendini savunacak bir şeyi yoktu ama muhtemelen söyleyecek şeyleri vardı.

--------------------

Ha Eun karşısındaki postacıya baktı. Adam elindeki zarfı kıza uzattı ve imzalaması gereken yeri gösterdi. Zarfın üzerinde 'Seul Adliyesi' yazıyordu.

HAEYANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin