18.Bölüm

635 38 15
                                    

"Sonunda gelebildin." dedim kocaman gülümseyerek Ji Yong'a karşı. Tabi burnum hala kırmızıydı.

"Sana ilaç aldım." dedi elindeki paketi bana uzatarak.

İçeri girmesi için kenara çekildim ve Ji Yong içeri girdi. Sonra yanağıma bir öpücük kondurdu. Gülümsemem iyice artmıştı.

"Yuri evde mi?" dedi Ji Yong gözlerini etrafta gezdirerek.

"Evet evde. Sorun olmaz umarım." dedim Ji Yong'a endişeyle bakarak.

"Yokta baş başa olsaydık daha iyi olurdu. Rahat ederdik, istediğimiz kadar ses yapardık falan." dedi.

"Ses derken?" dedim bir anda aklıma gelen sapıkça düşünceyle gözlerimi büyüterek.

Ji Yong'un gözleri de bir anda büyüdü. Elim hemen ağzıma gitti. Ne demiştim bir an öyle. Kendimden şu an utanıyordum.

"Ee.. şey ben odana gidiyorum sen de ilaçlarını iç gel." dedi Ji Yong yüzünü gizlemeye çalışarak.

"T-tamam soğuk bir şeyler ister misin?"

"İyi olur." dedi Ji Yong ve hızla benim odama yöneldi.

Manyak olduğumu düşünerek iki ilacı avcuma alıp ağzıma attım ve suyla yuttum. Dolabı açıp Ji Yong için soğuk bir içecek aradım. Sprite'ı görünce direkt elim ona gitti.

Çekingen adımlarla odama doğru yöneldim. Hala dediğim şeye karşı üzerimde bir utanç vardı. Derin bir nefes alıp odaya girdim.

Odaya girdiğimde Ji Yong kapının sağ tarafında duvara asılı olan fotoğraflara bakıyordu. Odaya ilk defa gelmiyordu ama fotoğraflara yakında bakma şansı olmamıştı.

"Şu sen misin?" dedi eliyle bir fotoğrafı göstererek.

"Hangisi?" dedim merakla yanına giderek.

Elini koyduğu fotoğrafa baktım. Saçları iki yandan örülmüş bir kız vardı. Ve evet o bendim.

"Evet." dedim gülerek. Ji Yong'da güldü.

"Şirinmişsin... Şimdide öylesin." dedi fotoğrafa bakmaya devam ederek.

"Şirin mi? Beş yaşında değilim şu an!" dedim yüzümü buruşturarak.

Ji Yong bana bakıp güldü ve iki yandan yanaklarımı sıktı. Yanaklarımı kurtarmak için geriye kaçtım.

"Bana fotoğraf verir misin?" dedi gözlerini tekrar fotoğrafların üzerinde gezdirerek.

"Hangisini istiyorsun?" dedim.

"Şunu!" dedi eliyle hızla birini göstererek.

Gösterdiği fotoğrafta sadece ben vardım. Fotoğrafların çoğunda biriyle birlikteydim. İki sene falan önce çekilmiştim sanırım.

Kafamda kocaman bir şapka vardı ve otuz iki diş gülüyordum. Yanaklarım güneşten dolayı biraz kızarmıştı. Hoş bir fotoğraftı.

"Emin misin? Başka bir tane vermem bak!" dedim yan gözlerle Ji Yong'a bakarak.

Ji Yong kahkaha atıp 'evet' anlamında kafasını salladı. Bende ona onay verip fotoğrafı duvardan çıkarıp Ji Yong'a verdim.

"Sakın kaybetme!" dedim.

Fotoğrafı sonsuza kadar saklamasını istiyordum. Sanki bu fotoğraf aramızdaki bağı biraz daha kuvvetlendirmişti.

"Kaybetmem." dedi Ji Yong kendinden emin bir şekilde.

Söylediği şey beni memnun ederken 'Benimde onun bir fotoğrafını almam gerek.' diye düşündüm. Sanırım bunu Ji Yong'un evine giderek halledebilirdim.

HAEYANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin