PART 1

15.7K 108 12
                                    

 Merhaba,

Şu an gelecekten geçmişe mesaj atmış gibi hissediyorum ama işin aslı EVET BİR ANLAMDA GELECEKTEN GEÇMİŞE MESAJ ATIYORUM  :)

Siz şu an 1. bölümdeyken ve ben yakında Odojen'e gidiyorum :) Dolayısı ile hikaye ile ilgili size bir ipucu verme ihtiyacı duydum. Açıkçası okuduğunuz ilk bölümler biraz sıkıcı olacak. Ama 5. bölümden sonra hikayenin sizi daha çok saracağını umuyorum. Beni sardı. İpucum bu kadar.

Edit edilmemiş bir yazı ,dolayısı ile hatalar bulabilirsiniz. Şimdiden özür...:)

1.BÖLÜM : EMMA

Kafenin camından dışarıyı izliyordum. Sessizlik uzadıkça Jack'un söyleyecek bir şeyi kalmadığına ve yine görüşmeyi bitirmesi gerekenin ben olduğuma karar verdim. Jack'a dönerek ;

"O zaman bu benimle çalıştığın son gün oluyor herhalde."

Onu hiç görmediğim kadar rahat bir tavır içindeydi. Sanki üstünden büyük bir yük kalkmış ve hafiflemiş gibi.

"Evet Emma. Aynen öyle." Sandalyenin arkasına yaslanırken kollarını arkaya sarkıtıyordu.

"Ne kadar mutlu olduğunu bu kadar belli etmemelisin Jack...Üzülüyorum ama." yapmacıktan bir üzülme bakışı attıktan sonra Jack kahkaha atarak gülmeye başladı.

"Bu numaralarını yeni gelene saklamalısın Emmacım. Ama şunu belirtmeliyim, sıkı bir çocuğa benziyor. " dudaklarını büzüp birşey aklına gelmiş gibi kolundaki saate baktı.

Buradan kalkıp elçiliğe gideceğimizi biliyordum. Bu artık alışmış olduğum bir prosedürdü ve kafeye uğrayıp burada neden bana zaman kaybettirdiklerini düşünüyordum. Bu görüşme için işimden 2 saat önce çıkmak için izin almak zorunda kalmıştım.Bir saati de bu kafede harcanmıştı.

"Yeni gardiyanımla tanıştın yani."

"Evet. Şimdi sen de tanışacaksın. Kalkalım mı?" benim onayımı beklemeden garsondan hesabı istedi ve cep telefonundan -tahminimce- elçiliği aradı.

"Selam Richard. Emma ile yarım saate geliyoruz biz."

Elçilik Odojen'in Odojen dışındaki üç temsilciliğinden biri idi. Odojen yani benim memleketim Kuzey kutbuna yakın Arktik okyanusunun bir yerlerinde bir adalar ülkesi. Hiç gitmediğim için tam olarak yerini bilmiyordum. Şu ana kadar keşfedilmemiş -ki buna pek ithimal vermiyordum -büyük ihtimalle keşfedilmesi ve bilinmesi engellenmiş bir yerdi. Dünyadaki diğer insanlara oranla sıradışı güçlere sahip insanların bulunduğu bir yer. Aslında Odojenin kendisi sıradışıydı. Buzulların ortasında olmasına rağmen hayvanların bulunduğu, bitkilerin yetişebildiği , bu hali ile kendi içinde farklı fiziksel yasaları olabilen bir yerdi. Dediğim gibi Google'da araştırınca hiçbirşey çıkmadığı için Richard amcanın verdiği bilgilerle nereden geldiğimi kafamda canlandırmaya çalışıyordum.

Garson hesabı getirdiğinde Odojen ile ilgili hayali tasvirlerimden uyandım. Adam masa başında beklerken Jack nakit olarak ödedi ve bana yolu gösterdi. Çantamı kapıp önüne düştüm. Kafenin yanındaki park alanında arabasına bindi. Çalıştırırken bana döndü.

"Adı Wesdat" .Yolu takip ederken konuşmaya devam etti. "27 yaşında ve gayet hoş bir tipi var." Yüzümdeki ifadeyi görmek için olduğunu düşündüğüm bir bakış attı.

" Erkeklerden hoşlandığını bilmiyordum Jack." Bakışını görmüş olmama rağmen gözlerimi önümüzde uzayan yola çevirerek cevap verdim. Bu cevabın onu daha kışkırtacağını bilecek kadar iyi tanıyordum onu , ama laf ağzımdan çıkmıştı bir kere.

ODOJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin