PART 6

5.1K 37 0
                                    

Slm,

Bu defa size moda olduğu üzere başka birinin -Wes'in- bakış açısı ile bir bölüm yazmak istedim ama Wes bana bile o kadar ketum ki :) 3 günde bir sayfadan fazla yazamadım. Ben de Emma'ya geri döndüm. Bu bölümü de sevdim nedense, herhalde hikaye beni daha yeni sarmaya başladı. Yani evet siz de böyle hissediyorsanız hak veriyorum.

İyi okumalar

-----------------------------------

Wes'in sesi endişeliydi. " Neyin var Emma?" göğsündeki başımı kaldırdım ve kollarımı her zaman oldukları yerlerine indirdikten sonra gözlerine baktım. Sorusuna karşılık verme yerine "Neredeydin Wes?" diye sordum biraz kırgın bir ses tonuyla.

Rahatsız bir ifade ile başını kaşıdı. "Konuşmamız lazım Emma" dedi.

Önünden çekilip salona doğru ilerledim. Beni takip edip kapıyı kapattı. Omzumdan göz ucu ile bakarak "Anlaşılan uzun bir konuşma olacak. Bugün garip şeyler oldu." dedim. Nedense Wes gelmeden önceki gerginliğim kayboluyordu. Günlük şeylerden bahsediyormuş gibi rahattım. Ben kendimi koltuğa atarken o da karşımdaki koltuğa geçiyordu. "Önce sen başla istersen" dedi.

Sabah gelen emailden ve o gelmeden hemen önce arayan adamdan bahsettim. Hikayeyi benden tam dinledikten sonra emaile bakmak istediğini söyledi. Bilgisayarımın başına geçtik. Emaili gösterdikten ve okuması için yeterli süreyi verdikten sonra dönüp yüzüne baktım. Biraz gerilmiş olsa da hala soğukkanlı görünüyordu. Emaildeki telefonu cep telefonumu isteyip beni arayan numara ile karşılaştırdı. Aynı numaraydı. Arayanın takip edilme ya da bulunma gibi bir korkusu yoktu anlaşılan.

Wes telefonun numarasını kendi cep telefonuna kaydederken pek üzerinde düşünmeden bir teklifte bulundum.

"Belki arayanı senin de benimle gelmen konusunda ikna edebiliriz? Sonuçta annemi tanıyorsa bizi ona götürebilir." Rüyamda annem Gelme diyordu ama sanki bu rüya beni inadına ona daha çok itiyordu. Çünkü rüyamda çok güzeldi ve Gelme derken bile Gel diyor gibiydi. Annesiz bir hayat yaşayacağımı çok öncesinde kabullenmiştim ama son bir gün içinde olanlar, içimde uyuyan, annesini bekleyen kız çocuğunu uyandırmıştı sanki.

Wes çıldırmışım gibi bir ifade ile bana baktı. Sonra yanıma gelip iki eli ile omuzlarımdan tutarak ;

"Bu kişinin ya da kişilerin kim olduğunu biliyor musun Emma?"

Gözlerini bana dikmişti. "Hayır" dedim.

"Peki annenin seninle görüşmek istese senin tanımadığın biri ile bunu yapacağını aklın alıyor mu?"

Kesinlikle zeka seviyemden şüphe eder gözlerle bana bakıyordu. Ama şu an zekamdan ya da mantıklı düşünmemden ağır basan duygulara sahiptim. Ama sorusuna başımı sallayarak olumsuz cevap verdim.

Omuzlarımı serbest bıraktı. "O zaman bu işi bana bırak. Ama her zamankinden daha temkinli davranmamız gerekecek. " Gözleri ile etrafı kolaçan ettikten sonra ellerini beline koyarak "Benim eve taşınıyorsun" dedi.

"Nasıl ya..." diye itiraz etmeme kalmadan "Kız kardeşimi de çağıracağım. Bir süre beraber kalacağız." dedi. Konuşurken yüzüme bile bakmıyordu. Sonra bir dakika müsaade isteyip mutfağa çekildi. Biri ile konuştuğunu duyuyordum ama kurduğu cümleler kısa ve daha çok emir şeklindeydi. Wes kime emir verebilir ki diye düşünürken mutfaktan çıktı.

"Kız kardeşim bu akşam yola çıkacak. Yarın akşam burada olur . Sen de eşyalarını topla lütfen." dedi.

Anlattıklarımdan sonra Wes'den biraz daha kuralcı olmasını bekliyordum ama bu kadarı fazla değil miydi? Kollarımı göğsümde kavuşturmuştum, evimden ayrılmak istemiyordum."Wes, bu kadar abartmamız gerektiğini düşünmüyorum. Bir yere gitmiyorum. Hem kızkardeşini böyle saçma bişey için buraya getiremezsin."

ODOJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin