Odojen'e varmamıza az kaldı... birkaç bölüm sonra işin içine romance da girecek :) hayal ettigim gibi guzel olur umuyorum.
bu arada odojende bolca uyduruk isime ihtiyacım olacak. aklınıza gelen isimler varsa önerilerinizi bekliyorum....
iyi okumalar
-----------------
10 dk süren bir tartışmadan sonra yanyana oturmuş, bu defa daha sakin bir tonda ama birbirimize bakmadan konuşmaya başlamıştık.
"Doğru söylüyorum Emma, sen varissin ve mirasını devralman gerekiyor."
"Dediklerini doğru olduğunu kabul edelim bir an için. Yalan söylediğini kastetmiyorum ama bunlar hemen kabul edebileceğim şeyler değil Wes. Söyle bana o zaman ben neden buradayım. O kadar önemli isem neden Odojen'de ailemin yanında değilim?" Sormak istediğim onlarca sorudan sadece bir tanesiydi bu.
"İlk olarak ailenden şu an hayatta sadece annen var. Kardeşin yok. Kral yani baban iki yıl önce vefat etti."
"Babam öldü mü?"
"Evet, ne yazık ki"
"Anlıyorum." Neden bunu söyledim bilmiyordum. Bu kaybı çabuk hazmettiğim için mi yoksa hiçbir zaman o ailenin bir parçası olamadığım için mi ya da şu noktada yapacak birşeyim olmadığı için mi bilmiyordum. "Nasıl biriydi?" sesim daha çok bir mırıltı gibi çıkmıştı. Wes hafızasındaki eski bir anıyı canlandırmış gibi bakıyordu. Sözlerindeki gururu hissedebiliyordum. "Baban cömert ve adil bir kraldı."
Başımla onaylamakla yetindim. İçimde küçük bir kırıklık hissetmiştim. Sahip olmadığım babamı ve onu tanıma imkanını 2 yıl önce kaybetmiştim.
Wes sessizliğimi görünce devam etti. "Kurallar gereği kral öldüğünde kraliçenin görevi de sona erer. Ama kraliçe kralın görevini de üstüne alarak bu zamana kadar devam ettirdi. Çünkü ortalıkta varis yoktu. Halk ve soylulardan kabul görmeyen ve aslında pek de iş görmeyen bu düzen 2 senedir zar zor devam ediyordu ama artık değişim şart." Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti. "Annenin seni buraya gönderme sebebini bilmiyorum, neden senin kraliçe olmanı istemiyor, onu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey Odojen'in yeni bir yönetim istediği. "
"Peki benim varis olduğumu nereden biliyorsun ? Sonuçta bunu annem teyit etmedi size."
"Seni buraya kaçıran kadın, oğlu çatışmalarda yaralanınca bize gelip yaşananları ve seni nereye bıraktığını anlattı. Bu da bize bir ümit ışığı oldu. Çünkü baban da dahil hiç kimse senin varlığından haberdar değildi. Bundan iki hafta önce seni aramaya koyulduk. Bulunca da emin olduk, yani oldum. O aramızda hissettiğin elektrik, o bağ bunun kanıtlarından biriydi. Diğeri de gücünün seviyesi. Odojen dışında bile potansiyeli yüksek bir enerjiye sahipsin."
" Ne bağından bahsediyorsun?"
"Emma, benim ailem yüzyıllardır Kraliçeyi korumakla görevli. Atalarımızın verdiği bir yeminle Kraliçenin soyuna bağlanmış durumdayız. Bana dokunduğunda hissettiğin o güven ve huzur bu bağdan kaynaklanıyor."
"Wes... Anlattıkların ... gerçekten bunlar fazla bana. Bilmiyorum, doğruyu söylediğine inanıyorum. Ama şimdilik bundan fazla bişey bekleme benden. "
"Zamanımız kısıtlı Emma. İnanman yetmiyor. Düşün ve karar ver. İnsanların hayatları senin kararına bağlı. Odojen'in yeni bir Kraliçeye ihtiyacı var ve o boşluğu doldurabilecek tek kişi sensin."
"Ben... ben böyle birşeye ne kadar düşünsem hazır olamam Wes...Ben kimseyi yönetemem ve hakkaten bu iş bana göre değil. " başımı öne eğmiş ellerime bakıyordum. Ben dikkat çekmeyi sevmeyen , hayatı boyunca kendisi dışında sorumluluk almamış 22 yaşında bir kızdım. Tanımadığım bir yerde tanımadığım insanları yönetemezdim.
