PART 9

4.9K 32 0
                                    

Yanlış yazımlar için şimdiden özür. Kontrol edecek pek vaktim olmadı.  

iyi okumalar... 

---------------------------------------------------

Kırık vazo...

Kırık plak...

Kırık cam...

Kırık kalp... işte, bu benim.

Yaşadığım o acı tecrübeyi geride bırakıp düşünmemeye çalışıyorum. Evimi geride bıraktığım gibi, Ethan'ı da geride bırakmıştım. Belli ki peşinde olduğu şey için benimle beraberdi ve istediğini almıştı. Belli ki benim kim olduğumu biliyordu ve şimdi ben de onun kim olduğunu biliyordum. Melez bir Odojenliydi. Güçlerine sahip olması için asil kana ihtiyacı olan bir Odojenliydi. Artık safkan olan bir Odojenli.

Wes bağlantıyı kurduğunda çıldırmış gibiydi. Her ne kadar onu sakinleştirmeye çalışsa da Keira'nın gözlerinden de ateşler çıkıyordu. Ben ne ateşler çıkaracak ne sinirden köpürecek güce sahiptim. Sadece üzgün olacak kadar. Ağlayacak kadar bile değil.

Ama Wes'in şirkete gitmesine izin vermedim. Yanımdan ayrılmasını istemedim. Tek istediğim bir an önce Odojen'e gitmekti. Ve şimdi gitmek istediğim yerdeyim.

-o-

"Uyanık olduğunu biliyorum. Artık yataktan çıkmalısın ufaklık..."

Uyur taklidimin işe yaramadığı ortadaydı. Yatakta pozisyonumu değiştirrek Keira'ya sırtımı döndüm ve çarşafı yüzüme çektim.

" Ben senden büyüğüm Keiraaa.."

"Bunu iki gündür yataktan çıkmayan huysuz çocuk mu söylüyor?" çarşafı üzerimden çekmeye çalışıyordu ama ben de pozisyonumu bozmadan diğer tarafından asılıyordum.

"Kendimi yorgun ve güçsüz hissediyorum Keira lütfen."

"Çarşaf öyle söylemiyor ama, diğer ucunda ben varım biliyorsun değil mi?"

Çarşafa o kadar kuvvetli asılmalıydım belki de. Evet kendimi daha iyi hissediyordum ama yataktan kalkmak istemiyordum. Uyuşukluk hali fiziksel ve ruhsal olarak gayet iyi geliyordu. Pes edip çarşafın ucunu bıraktım ve gözlerimi tamamen açtım. "Her neyse, yine de kalkmıyorum."

Keira, elinde kalan çarşafı yatağa atarak kapıya yöneldi. Bir eli kapının kolunda diğeri belinde yüzünde alaylı bir ifade ile;

"O zaman ben aşağıda çikolatalı pasta yerken sen burada Wes'in çok proteinli kahvaltısını yemek zorunda kalacaksın." dedi.

Son 5 gündür sabahlı akşamlı Wes resmen bana eziyet ediyordu. Direncimi toplamam için yapıyordu ama kim gün boyu hayvansal gıdalar yemeye dayanabilir ki. Midemin tiksintiden kasılması ile yatakta oturur vaziyete geçmiştim. "Iivvv.. Bir tane daha yumurta yesem kusacağım." İşaret parmağımı boğazıma sokarak kusma taklidi yapıyordum.

"Ben de öyle düşünüyordum." Keira'nın yüzünde tartışmayı kazandığını gösteren bir zafer gülümsemesi vardı.

"Çikolatalı pasta buraya gelemez mi?" yavru kedi bakışlarıma karşı Keira'nın umursamaz ifadesini görünce yerimden doğruldum. Bu kadar uzun süre çikolatasız yaşadığıma inanamıyordum. Daha fazla yaşamak niyetinde de değildim. Bir şekilde yataktan çıkacaktım ve bunu o pasta başkalarının midesinde kaybolmadan yapmalıydım.

Keira kalkmaya karar verdiğimi görünce, benimle beraber odayı terketmeye karar vermiş olacak ki kapının önünden ayrılıp pencerenin önündeki koltuğa oturdu ve hazırlanmamı izlemeye başladı.

ODOJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin