PART 19

4.3K 33 0
                                    

Gecikme için özür diliyorum. Yeni bölüm umarım hoşunuza gider. Son bölümlere girdik artık. Birkaç bölüm sonra bu hikayeyi bitirmeyi umuyorum.

Bu arada yeni bir hikaye üzerinde çalışıyorum. Adı SCARLET KIRMIZI. İlk bölümünü yükledim. İkinci bölümü üzerinde çalışıyorum. Daha hızlı ve hareketli bir kitap olmasını planlıyorum. Kavganın gürültünün, çetelerin olduğu bir hikaye olacak. Birazdan hikaye özetini de sayfasında paylaşacağım. İlginizi çekerse bir göz atın derim. Ben heyecanlı bir şekilde yazacağım umarım siz de aynı heyecanla okursunuz.

Sevgiler....

-------------------------

İzasa'ya yolculuk sorunsuz geçmişti. Emma bunun iyi birşey olup olmadığını düşündü. Fırtına öncesi sessizlik dedikleri bu olsa gerekti. Hava da bunu teyit edercesine yola çıktıklarından beri kötüleşmişti. Rüzgar daha sert esmeye, yağmur yüklü bulutlar üzerlerine toplanmaya başlamıştı.

Limana çıktıklarında başka teknelerin de limana demirlenmiş olduğunu gördü. Önlerinde hatrı sayılır bir kalabalık dağınık halde yeni gelen kendilerinin içinde bulunduğu tekneye bakıyorlardı. İçlerinden birkaçı öne çıktı. Hal ve tavırları dostça görünüyordu. Noa kuşkulu gözlerle etrafa bakan Emma'nın koluna girerek onların yanına yaklaştırdı.

Öne çıkanlardan otuzlarında bir adam elini uzatarak Noa'nın arkadaşlarından birine doğru uzandı.

"Hoşgeldiniz arkadaşlar. Biz de savunma planımızı netleştiriyorduk."

Daha genç görünen diğer adam söze girdi. " Savunmanın planı mı olur dedik ama" az önce öne çıkan adamı kafası ile göstererek " Bay Kontrol bize bulunmamız gereken yerleri, toplu saldırı taktiklerini anlatıp duruyor. " Kafasını yeni gelen gurubun arkalarına uzatarak " O kızın burada ne işi var bu arada?"

Emma etrafa baktığında tek kızın kendi olduğunu farketmişti. Tam başını dikip konuşmaya başlayacaktı ki Noa Emma'nın kolundan hafifçe çekerek söze girdi.

"Kendisi Kraliçenin hizmetinde olan kadınlardan birinin kızı. Annesinin güvende olduğunu görmek istedi."

Aynı adam etrafından destek alırcasına kafasını şöyle bir kalabalıkta gezdirdikten sonra "Sen de savaş alanına getirmekte bir sakınca görmedin öyle mi? "

Noa kendisini küçümseyen adamın üzerine doğru birkaç adım atarak karşılık verdi.

"Hayır."

İlk konuşan adam biraz yüksek bir sesle. " Delikanlı! Kız senin sorumluluğunda. Onu korumak, ya da sana yardım etmemiz için bizden birşey bekleme." diyerek tartışmaya nokta koydu.

"Yardımınıza ihtiyacım yok zaten." diyerek Noa ters istikamette gitmek üzere Emma'yı kolundan çekti.

Emma Noa'nın kendini korumak istediğinin farkında idi ama çaresiz bir kız gibi sağa sola çekilmek ona göre değildi. Kalabalıktan uzaklaştıktan sonra kolunu Noa'dan çekerek kurtuldu.

"Kolumu bırakabilirsin artık."

Noa yaptığı hatayı farketmişti. Af dileyen gözlerle Emma'ya baktı." Özür dilerim. Niyetim seni itip kakmak değildi."

"Farkındayım ama..her neyse hadi hemen saraya gidelim." Noa beraber geldiği arkadaşlarına bir bakış attıktan sonra elleri bellerinde Emma'ya döndü.

"Sadece ikimiz gidelim. Diğer türlü dikkat çekeceğiz."

Emma kafayı olur manasında salladıktan sonra saraya doğru yola koyuldular.

ODOJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin