Erken dönüş sizi mutlu etmiştir umarım. Artık bölümler daha geç gelecek bunu şimdiden söylemek istedim. Okulum başladığı için size düzenli bölümler için bir zaman dilimi de belirtemiyorum maalesef.Ama beni biliyorsunuz elimden geldiğince kısa sürede yeni bölüm yazmaya çalışıyorum. Umarım beni desteklemeye devam edersiniz.
Hepinize iyi okumalar...
Diğer hikayelerde buluşalım 🙌🏻
🌙 Düzenbaz (Tarihi Kurgu)
🌙Uyanış (Fantastik)
🌙Karalama GünlerEleştiri ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Sevgi mi nefret mi diye sorsalar nefret derim. Çünkü onun sahtesi yoktur.
Anton Lavey
Victoria
Yayı gerdi ve ucu zehirli oku yeniden alaca kurdun arkasından attı bu sefer diğeri gibi ıskalamamıştı. Ok hayvanın sol ayağını sıyırınca ormanda acı dolu bir uluma yükseldi. Bu durmalıydı, onu böyle yaralamaya hakları yoktu. Onu öldürmesine izin veremezdim.
İfadesiz yüzü yeniden ok çantasına dönünce koluna yapıştım ve tırnaklarım etine girene kadar da bastırdım. Kanı tırnağımın arasına girerken tüm ağırlığımı ona yükledim.
"Ne halt ediyorsun?" Diye gürledi.
"İyi değilim." Dedim derin nefesler alırken. "Sanırım bayılacağım." Dedim ve gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi baktım ona. Elindeki yay yere düştü ve bedenimin tüm yükünü tutmasını umut ederken kendimi geriye doğru bıraktım.
Güçlü kolları omuzlarıma dolandı ve beni düşmekten son anda kurtardı. Uzun dalgalı saçları alnıma düşünce alnımı kaşımamak için kendimi zor tuttum. Nefesi yüzüme çarparken hemen ondan uzaklaşmak istedim ama bunu şuan yapamazdım. Nasırlı elleri yüzümde ve alnımda gezindi, düşünüldüğü gibi sevgi dolu değildi. Zaten son karşılaşmamızdan sonra bana iyi davranmasını bekleyemezdim. Sanırım politik tutumumu çok yanlış bir insanda bozmuştum.
"Asi." Dedi tekrar kıpırdanarak.
Nefesimi elimden geldiğince düzenli tutmaya çalışsam da kalbimdeki bu ağırlıkla bu imkansızdı. Gözlerimi açtığım an mantıklı bir açıklamaya ihtiyacım vardı. Yoksa cadılıkla suçlanarak Obsidyen Kule'ye atılacaktım.
Obsidyen Kule, Kara Kale'nin en sonundaki devasa yapıttı. Kara Kaleye asıl adını verende orasıydı zaten. İnsanları akla hayale gelemeyen işkenceler yaptıktan sonra delirmeleri için Yankı Odalarına kapatıyorlardı. Bunları bilen sayılı insandan biriydim. Çünkü babam eskiden Obsidyen Kule'ye tutsak edilmişti. Oradan firar edebilen tek kişi yine Edward Blackwooddan başkası değildi.
Göz kapaklarımı titreterek yavaşça açtım gözlerimi. En masum bakışlarımı keskin hatlarla çehrelenmiş yüzüne sabitledim. Başımı hafifçe eliyle itince biraz doğruldum. Kolunu hala bırakmamıştım, kan süzülerek ince bir hat oluşturmuş, döşemelere damlıyordu.
"Asi." Dedi yeniden bıkkınlıkla. Ağzımı açtım ama kesilen nefesim olmayan cümlelerimin söze dökülmesini engelledi. Eğer bu birinin kulağına giderse cadılıktan asılabilirdim. Ya da çok daha kötüsü...
"E-eevet?" Dedim fısıltıdan bile kısık bir sesle.
"İyi misin?" Dikkatle yüzümde gezindi donuk gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi ve Kurt
Fiksi SejarahVictoria Blackwood' un konuşulmasının nedeni dillere destan güzelliği değil asi ve hırçın tavırlarıdır. İnadı uğruna girdiği Kara Orman'da bir cadı ile karşılaşması tüm hayatını değiştirir. Kral Henry'nin tehdidi ile Kara Kurt ile evlenmek için bir...