Toplantı ve Sarp Barutçu

55.5K 943 19
                                    

"Elle tutulur bir kanıt yoktu, yalnızca her anlama gelebilecek ya da hiçbir anlama gelemeyecek kaçamak bakışlar..."

                                                     George Orwell - 1984

Adının Hande olduğunu az önce öğrendiğim güzel asistan kız şaşkınlıkla "ama Sarp bey sabah bütçe toplantınız var, öğleden sonra ise İTO'da konuşmanız" diye karşı çıkmaya çalıştı. Bense bu minik karmaşada neredeyse tamamen unutulmuştum. Bir an önce turnikelerden geçip toplantı odasına ulaşmak için sabırsızlanıyordum. Ziyaretçi kartımın hazırlanmasını beklerken Haşim Efendi'ye teşekkür edip çantalarımı aldım. Rahatlamış gibi gülümseyerek görevinin başına geri dönmek için çıktı. Bir yandan Sarp'ı izliyordum. Sarp Hande'nin cılız isyanını "Hande dediğimi yap" diyerek açıkça bastırdı.

Kartımı okutup bir adım atınca Sarp'ın da aynı hareketle arkamdan geldiğini gördüm. Hareketlerindeki özgüvene bakılırsa bu şirkette bayağı üst pozisyonda çalışıyor olmalıydı. Ve bu şirket üst düzey çalışanlarına çok iyi maaş veriyor olmalıydı. Sarp'ın yalnızca arabası, takım elbisesi ve saati benim mal varlığımın tamamına eşit olabilirdi.

"Buyurun Dora hanım size toplantı odasına kadar ben eşlik edeceğim" dedi. Bu adam artık iyice sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Tanışalı neredeyse yirmi dakika olmasına rağmen etrafına emirler yağdırıyor ve bildiğini okuyordu. Bizim gibi şık giyimli bir kaç insanla asansöre bindik. asansör beşinci katta kapılarını açtığında Taner bey ve Wildish'in diğer yetkililerin toplantı odasında hazır olduğunu gördüm. Hatta içlerinde birkaç Fransız bile vardı. Bu gerçekten sürpriz olmuştu. Umarım yanlarında çevirmen vardır diye düşündüm. Bir de tüm toplantıyı İngilizce olarak çekecek halde değildim. Panikle içeri girip masayı çoktan çevreleyen insanların yüzüne tek tek bakıp gülümsedim. Yerime geçip hazırlanmaya başladım. Tam geç kaldığım için özür dilemeye hazırlanırken Sarp arkamdan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Emin adımlarla masanın en başındaki koltuğa kurularak "evet arkadaşlar başlayabiliriz" dedi.

Odadakilerden küçük bir uğultu yükseldi. En sonunda kendini toparlayan Taner bey hafifçe öksürüp boğazını temizleyerek; "Sarp bey, sizi beklemiyorduk ama bu toplantıya katılmanız iyi oldu" dedikten sonra bana döndü. "Dora hanım, Burak bey arayıp gelemeyeceğini bildirdi, umarız annesi bir an önce sağlığına kavuşur, hazırsanız revize edilmiş sunumla başlayabiliriz" dedi.

"Bu arada Barutçu Holding yönetim kurulu başkanı Sarp Barutçu ile tanışmanızı isterim. Sarp bey Wildish'e çok güveniyor ve her şeyiyle bizzat yakından ilgileniyor."

Sonra Sarp'a dönerek devam etti, "Sarp bey Dora hanım Alfa'dan, Burak beyle birlikte harikalar yarattılar ama kendisi bugün bir aksilik yaşadığı için gelemedi" diye kısaca durumu açıkladı. Bense duyduklarım karşısında şaşkın şaşkın bir Taner'e bir Sarp'a bakıyordum. Neyse ki bu şok edici bilgi karşısında tüm soğukkanlılığımı korumayı başararak "evet kendisiyle biraz önce olaylı bir tanışmamız oldu" diyerek Sarp'a döndüm ve flörtöz bir şekilde hızlıca göz kırptım.

Artık tamamen kontrolden çıkmış olan vücudumda kalbim kulaklarımda atıyordu. Bu adamla küçücük bir odada kapalı olmak bile dengemi bozmaya yetiyordu. Bu kadar heyecanlanacak ne olduğunu bilmiyordum ama heyecandan nabzım yükselmişti. Sarp'ın varlığı aklıma hiç olmayacak şeyler getiriyordu. Heyecanımı bastırmaya çalışarak ve anlaşılmaması için dualar ederek yutkundum.

Acaba kızlar öğrenince ne diyecekti. Senelerdir her adımını magazinden takip ettikleri, İstanbul'un en zengin, yakışıklı ve gizemli bekarlarından Sarp Barutçu ile bu sabah yaşadıklarıma verecekleri tepkileri düşününce gülümsememe engel olamadım. Muhtemelen uzun bir süre ellerinden kurtulamayacaktım.

Gözlerindeki Karanlık - KİTABIMIZ ÇIKTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin