Canımı yakıyordu. "Kalk burdan, sana diyorum kaalkk! beni delirtme. Pişman olursun." Korkmaya başladım ama kendimi ezdirecekte deģildim. Gözleri çok güzeldi, o yeşil su gözlerinde kendimi gördükçe heyecanlanıyordum. Ama hemen kendimi topladım. Çocuk suan beni öldürebilecek kadar sinirliyken, bilinç altım neler saçmalıyordu. Nefes alışverişişlerimi düzene koyduktan sonra, "sen kimsin ki beni pişman edeceksin. Ben buradan kalkmıyorum, ama çok istersen sen başka yerde otur!" Diye bağırdım. Bu onu daha da sinirlendirmişti. Tekrar kolumdan sıkıca tuttu. Boy olarak dudaklarına geliyordum, kısa olmadıgıma rağmen boynunu eğdi, ve olabildiğince yaklaştı. Çok güzel bebeksi bir yüzü vardı en etkileyeninden. Sinirden kocaman olan o yeşil gözleriyle dip dipeydim resmen. Heyecandan mı yoksa korkudan mı bilmiyorum ama nefesim kesilmişti. Gözlerimi gòzlerinden alamıyordum. O da bana baķıyordu, ve bu beni daha da heyecanlandırıyordu. Kolumu biraz daha sıkıp bana iyice yaklaştıktan sonra, kulağıma eğilip, sanki korktuģumu hissedip " Seni pişman edicem. Bunu ben yapıcam.. Buraya geldiģin gibi gideceksin. Benden kork, ufaklık." Dedi usulca daha fazla korkutmak istemezmiş, ama korkmam için tehdit etmiş gibiydi. Kolumu sertçe bırakıp hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Daha sonra, esmer, hemen hemen benimle aynı boyda ama oldukça yapılı ela gözlü biri yanıma gelerek " Bu okulda bulaşmaman gereken tek kişiyle düsman oldun. Ateş seni gerçekten pişman eder. Yenisin ve onu zerre tanımıyorsun, dolayısıyla da neler yapabileceģini bilmiyorsun. O yüzden sana bir tavsiye, Ateşle Oynama yanarsın!" Diyerek o da arkadaşının pesinden gitti. Ben de olduģum yere oturarak nasıl bir belaya bulaştıgımı düsünmeye başladım. Tam bu sırada birinin omzuma dokunduģunu hissetim ve hızla bana dokunan eli tuttum. "Pardon, korkutmak istemedim.Ben Melis."
"Kusura bakma dalmıştım." Dedim ve utanarak elini bıraktım. Melis, Kahve saçları, uzun boyu, ve saçlarıyla aynı tondaki kahve gözleriyle. Her erkeğin beģenebilecegi bir kızdı. "Eren haklı, Ateş'e buĺaşma. Hatta Eren'den uzak dur. Belalı tipler onlar. Nefret ettirme kendinden Ateş gerçekten pisman eder." Dedi ama bu beni daha da sinirlendirmişti. " kim ki bunlar ya, ne sanıyorlar kendini, ben onun ezeceģi biri degilim." "Peki, ama ağladıģını görmesinler o zaman al bu peceteyi," diyerek bana bir peçete uzattıktan sonra farkettim aģladığımı. En nefret ettigim huyumdu. Sinirlendiğim zaman ağlamak. Peçeyi aldım aldım ve gözlerimi sildim. Meliste bu sırada çantasını alarak yanıma geldi. "İzin verirsen ven de seninle oturmak istiyorum" dedi. Çok şaşırmıştım az önce beni uyaran kız şimdi benimleydi. " Az önce beni uyarıyordun, simdi ne değisti."
"İlk geldiģimde bana da aynısın yaptılar ve ben kalktım, aslında kalkmazdım ama tek başıma yapabilecegim birsey yoktu. Ama simdi sen varsın, yalnız değilim" dedi ve bu benim çok hoşuma gitti duvar kenarına geçtim. Melis'te hemen yanıma. Ateş'le Eren de sınıfa girdi. Ateş çok fazla dikkat çekiyordu aģır biri gibiydi. Zaten onlar sınıfa girdiģinde, sınıftaki tüm sedin kesilmesinde belli oluyordu. Ben bana bulaşacaģını falan sandım ama o ben burada yokmuşum gibi davrandı. Kendimi fazla önemsedim heralde. Zil çaldı. İlk 4 saat aktivite saatiymiş. Hoca falan gelmezmiş, serbest çalışma yani. Gözlerimi Ateş'ten alamıyordum. Siyah hırkası, bedenini saran siyah pantolonunun altına giydiği siyah bot, ve elindeki koyu renk bilekliklerle ben buradayım diye bağırıyordu resmen. Onu izlerken aklımda tek bir cümle varďı 'Ateş'le oynama yanarsın.' Çok yakışıklı ama bir kadar da karanlık biriydi. Eren'le ciddi bir konu hakkında konuştuğu belliydi. Ve ben birşeye karar vermiştim. Ben de onun canını yakacaktım. Nasıl yapacagım hakkinda en ufak bir fikrim yoktu ama bunu yapacaktım.
Bir an göz göze geldik. Sanki sınıfta sadece ben ve Ateş'ten başka kimse yok gibiydi. Ona hayranlıkla bakıyordum resmen. Sonra onun bana kinle baktığını görünce olmayan moralim biraz daha bozuldu.
"Hadi bahçeye çıkalım, zaten kimse yoktur viraz hava alırız" dedi. "Olur çıkalım" dedim çıktık bahçeye. Melis okulun voleybol takımındaydı, bana hünerlerini sergilemek için saha da olan bir arkadaşıyla beraber karşılıklı oynamaya başladılar gerćekten çok yetenekliydi. Biran kafamî kaldırdığımda Ateş'in bana sınıftan baktığını gördüm kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu, bu kadar heyecanlanmamın nedeni bende bilmiyordum . Beni görünce zaten direkt oradan ayrıldı. Belki de bana bakmıyordu denk gelmiştir. Sınıfa çıktığımız da içeri zili çalmıştı. Ders matematikmiş Melis'in bana verdiği programda öyle yazıyordu. Zaten derslerimde oldukça başarılıydım. Yeni sınıfım da başarılı bir sınıf. Zaten basarıya göre düzenlenmiş sınıflar. Ateş ve Eren bizi hiç umursamıyordu. Sanki ilk ders sıra için kıyameti koparn onlar değilmiş gibi. Sıralarını arkaya çekmislerdi. İçten içe meraktan ölüyordum. Ateş'in kızlardan bu kadar nefret etmesinin nedeni o kadar çok merak ediyordum ki belki büyük bir aşk acısıydı. Bunu öğrenecektim. Çıkış zili çaldı. Ders notları derken 15 dakika oylandık, isimiz bittiginde Melis'le birbirimizi öptükten sonra ayrıldık. Eve doğru yürürken Ateş'i gördüm kavga ediyordu. Durdum onun belalı bir tip olduğu belliydi ama kendinden oldukça büyük adamlarla kavga edebilecek kadar oldugunu bilmiyordum. Ates kendinden büyük 2 adamı deliler gibi dövdükten sonra kahkaha atmaya başladı. Yanagındaki çukurlar o kadar güzel duruyordu ki. Sinirden de olsa bir insana gülmek ancak bu kadar yakışırdı. Onu izledigimi görünce yanıma geldi beni duvara itti. Gerćekten çok korkuyordum. Bana bağırarak " bak gördün mü benimle oynayanların halini. O yüzden benimle yani, Ateş'le sakın oynama yanarsın!" Dedi ve yürümeye başladı. Bana gelen bi cesaretle arkasından bağırdım. " Ateş'in Deniz'i yaķtığı nerede görülmüş' diye. Birden durdu. Ve yanıma tekrardan geldi. Adeta deliye dönmüstü. Beni duvara tekrar sıķıştırdı. Kendi bedenini de bana yapıstırdıktan sonra, daha da bana sokularak kulağıma eģildi ve nefesimi kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşkım
RomanceBir Ateş düşünün. En iyi siz tanıyorsunuz, sizi yakacağını da en iyi siz biliyorsunuz. Ama geri dönmeyi asla düşünmüyorsunuz. "İnsan yanacağını bile bile kendini Ateş'e atar mı? Ben attım işte."